Genç kız gözlerini fal taşı gibi açtı. Burada ne oluyordu,yoksa bunların hepsi genç kızın rüyası mıydı? Genç kız bile bunu bilmiyordu. Hayır bu bir rüya olamayacak kadar gerçekti.
"Bunu yapman yasaktı.İntihar etmek, insanların dertlerini bitirmek için bu yola başvurması kendilerini kandırmalarından başka bir şey değildir.Bir nevi tanrılara karşı gelmeye denktir.Bu yüzden intihar edenler ne cennette nede cehennemde kendilerine yer bulabilir."Şaşkındı, hem de çok. Eğer öldüyse hala nasıl hayattaydı ve nasıl olmuştu da hiç acı yaşamamıştı ölürken. Karşısındaki genç bir oğlandı sadece. Genç kızın aklı çok karışmıştı. Cevaplanması gereken bir çok soru vardı kafasında. "Peki ben nasıl hala hayattayım?"dedi
Aşağı indi, sınıflar bomboştu. Okulun bahçesine çıkmıştı. Bütün öğrenciler bir yere toplanmıştı ve öğretmenler onları uzaklaştırmaya çalışıyordu. Hemen oraya gitti. Öğrencileri iterek geçti aralarından. Hemen kalabalığı yardı. Gördüğü şeyle kanı donmuştu resmen. Yerde yatan ölü bedenine baktı ve hemen yere kapaklandı. Lanet olası bir günde lanet olası bu kadar olay nasıl oluyordu. Rüyaydı değil mi? Rüya olmalıydı. Kendini cimcikledi. Hayır uyanamıyordu, uyanmıyordu. Çünkü bu bir rüya değildi. Yerde yatan çırılçıplak gerçeklikti!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tanrı'nın Hizmetkârı
Fantasi...Bitmeyen koşuşturmanın arasından sıvışıp, bulunduğu okulun çatısına çıktı.Her şeyin sona erdiğini düşünüyordu artık.Yavaş adımlara ölüme karşı son adımlarını attı.Ve yavaşça kendini boşluğa bıraktı.Bir anda kalbinde duyduğu pişmanlık ile tanrıya...
