|31|

9.9K 575 38
                                    

[Oy sınırı: 230]

|3|Dövmeci Güzel | Mânsken

Nare'nin ağzından.

En son annemle sarılıp vedalaştık herkes arabalarına binip giderken, koca depoda sadece ben ve Fırat kalmıştık.
Fırat kolunu omzuma atıp dudaklarını saçlarıma bastırdı.

"Bizde gidelim artık. Gün doğuyor ikimizin de dersi yok evdeyiz." dedi. Kafamı saladığımda hediye torbalarının hepsini tek eli ile alıp arabanın bagajına koydu. Bende etraftaki çöpleri büyük çöp poşetine doldurup depodan çıktım.

Arabaya binince Fırat arabayı çalıştırıp toprak yolda normal bir hızda gitmeye başladı. Elimi sıkıca tutmuş arada öpücükler konduruyordu.

Dudaklarım iki yana kıvrıldı, yazık evde başına geliceklerden bir haber arabayı kulanıyordu. Yolda gördüğümüz çöp konteynerine poşeti atıp yolumuza devam etik.

Üzerime çöken yorgunlukla koltuğu mu geriye doğru yatırıp uzandım.  Güneş nerdeyse doğmuştu, Sonunda siteye giriş yaptığımızda yerimde dikleşip koltuğu eski haline getirdim.

"Çok yoruldun güzelim, hemen üzerimizi değiştirip uyuruz sen geç kapıyı aç ben poşetleri alayım." dedi. Onaylayıp anahtarı alarak arabadan indim evin kapısını açıp Fırat'ın geçmesini bekledim..
Paketleri hemen kenara bırakıp üzerindeki kanlı kazağı çıkarıp kenara koydu.

Kapının kenarında gördüğüm beyzbol sopası ile yüzümdeki sinsi sırıtışım genişledi. Sen misin beni kandırıp korkutan Fırat efendi.
Sopayı elime alıp yere sürte sürte Fırat'a yaklaştım. Fırat sertçe yutkunup geriye adımlamaya başladı.

"Sevgilim, o elindeki ne?" dedi. Kıkırdayıp sopayı havaya kaldırdım.

"Sopa aşkım. Ne kadar dayanıklı olduğunu merak ediyorum o yüzden bu sopayı üstünde kırıcamm!" son kelimeyi bağırarak söyleyip üzerine koşmaya başladım.

Fırat gözlerini kocaman açıp koltuğun üzerinden atlayarak bahçe kapısının önünde durdu. Üzerine koşmaya devam ettiğimi görünce bağırarak merdivenlere ilerledi.

" Yavrum bırak hadi onu elinden. Sakin sakin konuşalı- ağğğ" merdivenlerin sonunda kalçasına geçirdiğim darbe ile bağırıp kalçasını tutu.

"Bırakıcam sevgilim bırakıcam hiç korkma ama önce seni dövücem! Gel buraya!" koridorda atlı kovalar gibi birbirimizi kovalıyorduk. Odaya girip kapıyı kapatıcaken sopayı araya koyup kapatmasını engeledim.

Zor bela kapıyı açıp içeriye girdiğimde yatağa çıkmış korku dolu gözlerle bana bakıyordu.

" Bebeğim tamam haklısın yaptığım şey gerçekten korkunçtu ama bizimkisi çok özel olsun istedim. Klasik  bir evlenme teklifi değilde eşi benzeri olmayan bir evlenme teklifi olsun istedim.. Hadi bebeğim koy onu yerine uyuyalım ikimizde feci yorulduk. "

Tatlı tatlı konuşmasına kafamı salayıp sopayı yere atım oh çekerek yanıma gelince kolları arasına girdim hemen. Yanağından öpüp beline koyduğum elimi kaldırarak kalçasına sert bir şaplak atım.

İrkilip bana bakması ile gülümseyip boynuna minik bir buse bırakarak yatağa geçtim. Üzerimizde hala dün giydiğimiz kıyafetler vardı.

"Sevgilim kalçama şaplak atmadı demem artık." ters ters bana bakması ile sırıtıp öpücük atım.

Dolaptan ikimize de pijama çıkarıp yatağa koydu.
Şortu pijama takımını alıp üzerime geçirdim.. Yatağa girdiğimde oda pijamalarını giyip hemen yanıma uzandı. Kafamı göğsüne koyup gözlerimi kapatım.

DÖVMECİ GÜZEL // FİNAL Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin