1. Bölüm

171 10 2
                                    

"Hadi kızım ya gelsene!" diye cırladı Selin.

"Hayır."

"9. Sınıftan beri arkadaşımsın bir kere bile benimle dolaşmak için bahçeye inmedin!"

"Üşeniyorum. Bahçe çok uzak." Dedim sızlanarak.

"Öf tamam be, seninle uğraşamayacağım."dedi ve yanıma oturdu. Uzun bir sessizlikten sonra;

"Esila..." dedi Selin.

"Ne var?"

"Yeni dedikodular duydum."

"Ne yapayım? "

"Çıkışta Merve bir kızla kavga edecekmiş..."diye anlatmaya başladı.

"Eee..."

"Kavgayı izleyelim mi çıkışta. Kız kavgası bu. Az rastlanan, nadir bulunan bir şey bu."

"Ne olur..."

"Tamam, tamam."

"Yaşasın!" dedi ellerini çırpıp.

***

"Bak! Merveler orda!"

Gösterdiği yere baktığımda Merve ve arkadaşlarını gördüm.

"Şuraya geçelim. "

"Tamam. Ama bir dakika bekle hemen geliyorum."

Hemen en yakın bakkala girdim ve büyük boy çekirdek aldım. Sonra koşa koşa Selin'in yanına gittim.

"Vay kızım süpersin." Dedi.

"Biliyorum."

"Bak şimdi, biz buradaki banka oturacağız Merve'ye söyledim tam karşımızda kavga edecekler.

Beşlik çaktık. Beş dakika sonra kavga da başlamıştı zaten. Biz de çekirdek çitlemeye tabii.

"Hadi kızım Merve!" diye bağırdı Selin. "Sus Selin."

"Arkamdan atıp tutmuşsun. Saydırmışsın resmen. Ne çok doluymuşsun meğer bana karşı." Dedi Merve ve kızı itti.

"Dur Merve! Yalan. Kuru ifti-" Ve Merve, tokadı kızın sözünü böldü. Yani kavga resmen başlamış oldu.

Kız tokat karşısında afallayınca Merve kızın saçından tutup eline doladı. Sonra kızın kafasını yere vurdu. Sonra da kızı yere yatırıp yumruk ve tokat atmaya başladı.

"Bence bu kavganın sonu belli. Gidelim."

"Tamam."

***

Eve girdiğimde Toprak hemen yanıma geldi.

"Abla bak!" diyerek yaptığı resmi gösterdi.

"Çok güzel olmuş." Dedim. Yarın doğum günüydü beş yaşına girecekti.

Annem "Hoş geldin!" diye bağırdı.

"Hoş bulduk."

Evimiz iki katlıydı. Durumumuz da bayağı iyiydi. Çabuk adımlarla odama çıkarken ablamla karşılaştım. Eyvah! İşte şimdi ayvayı yedim. Sabah okula giderken onun hırkasını almıştım.

"Ablacım..."

"Esila..."

"Canım ablacım. Ay benim çok işim var hemen odama gidi-" diyerek kaçmaya çalışırken beni yakaladı.

"Ver o hırkayı!"

"Hayır, of bırak beni" diyerek onu merdivenlerden ittim. O merdivenlerden yuvarlanırken bende odama kaçıp kapıyı kilitledim. Şimdi nasıl kardeşsin sen ablan merdivenlerden yuvarlandı diyeceksiniz. Ben onu kaç defa yuvarladım ona bir şey olmaz.

Çantamı odanın bir köşesine kendimi de yatağa bıraktım. Çok yorulmuştum.

***

Kalktığımda hemen yanımda duran telefondan saate baktım. Akşam sekiz olmuştu. Ablamın hırkasını çıkarıp kendi hırkalarımdan birini giydikten sonra aşağıya indim.

Tüm aile televizyonu izliyordu.

"Ablacım hırkan odanda" diyip göz kırptım.

Cevap verme zahmetinde bile bulunmadı. Bende ikili koltuklardan birine geçip yayıldım. Televizyonda haberler vardı.

Yine şu Orkun Özalp hakkında haberler vardı. Bu adam yirmili yaşlarında manyağın tekiydi. Bir aydır bir formül geliştirdiğini ve bu formül sayesinde her insanın özel bir güce sahip olabileceğini söylüyordu. Herkesin dilindeydi bu manyak.

Sonra bir anda yayın kesildi. Ve karşımıza Orkun Özalp çıktı.

"Merhaba Sevgili Türkiye'm. Bugün herkes beni izlesin diye yayını kestim. Üzgünüm. Birazdan formülüm hayata geçecek ve Türkiye'deki - 20 yaş ve üzeri insanlar hariç- herkes özel bir güce sahip olacak. Kalan kişiler ya birazdan olacak patlamada ya da gücünü kontrol edemeyen gençler tarafından ölür. Şansları varsa ölmezler. Neyse bugün benim doğum günüm. 20 yaşıma gireceğim. Kıl payı ile benimde gücüm olacak. "

"Lafı uzatmadan formülümü hayata geçireceğim..."dedi elindeki yeşil sıvıyı büyük kazana dökerken.

"3..."

"2..."

"Ve 1..."

Daha sonra duyduğum tek şey patlamaydı.

*
Multimedia-Esila

Dışlanmış(Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin