4. Bölüm

94 5 0
                                    

4. Bölüm

Kapı açıldığında karşıma annem yaşında kızıl bir kadın çıktı.

"Hadi içeri gel."

Dediğini yaparak içeri girdim. Karşıma son derece modern dizayn edilmiş bir ev çıktı.

"Otursana" Hemen köşedeki siyah tekli koltuğa oturdum.

"Annem buraya gelmemi söyledi ama, açıkçası sizi tanımıyorum ve hakkınızda hiçbir şey bilmiyorum" dedim.

Gülümsedi. " Annen sana benden bahsetmedi mi? Oysaki ablan beni tanıyor. Küçükken beni ziyarete bile gelmişti."

"Eee?" Hala lafı uzatıyor. Gizemli filan mı olmaya çalışıyordu?

"Ben annenin arkadaşıyım. Böyle büyülerde filan iyiyimdir."

"Ya da kimi kandırıyorum harikayım ben!"

"Her neyse," dedi gülümseyerek.

"Annen küçükken hasta olmuştu. Bende onu iyileştirmiştim. Küçük bir kız olmama rağmen harika işler başarıyordum. Hala da başarıyorum."

"Anladım."

"Ablan nerde? Ve kardeşin?"

"Askerlerle gittiler." Gözlerimin dolmasına engel olamadım.

"Çok üzgünüm." "Burası güvenli artık benimle kalabilirsin Esila."

"Teşekkürler."

"Montunu çıkarsana burası çok sıcak." Dediğinde hala montla olduğumu fark ettim. Çantamı kenara koyup montumu asması için Kayla'ya verdim. "Eldivenlerin?" dedi tek kaşını kaldırarak. Bir an panik oldum. "Ş-şey ben" Pof! İyice battın Esila aferin. "Alışkanlık!" "Evet, evet alışkanlık o yüzden vermeyeceğim, alışkanlık."

Kayla bana tuhaf bakışlar atarak "Tamam." Dedi ve montumu asmaya gitti.

O gidince yerime oturdum. Çok panik yaptığımdan ellerim terlemişti. Eldivenlerimi çıkarıp ellerimi üstüme sildim. Bunu yapınca, kucağıma küçük buz kristalleri düştü. Hemen eldivenleri geri takıp, kristalleri yere silkeledim. Sonra ayağımla koltuğun altına ittim.

O sırada Kayla geldi. Karşıma oturdu ve konuşmaya başladı.

"Herhalde mutasyondan sende etkilendin." "Gücünü keşfettin mi bakalım?"

"Sayılır."

Eldivenlerimi çıkarıp masadaki süs eşyalarından birini aldım. Anında buz oldu.

Kayla ise hiç şaşırmış gözükmüyordu. "Güzel bir güç." "Ama, kontrol edilmesi zor bir güç."

"Nasıl kontrol edebileceğimi biliyor musun?"

"Evet, tabii ki de biliyorum aptal kız."

Bu çıkışına karşı şaşırsam da sesimi çıkarmadım.

"Bak, demin sana iyi davranmış olabilirim. Ancak o misafir olduğun içindi. Benim kurallarım çok katıdır. Eğer benimle kalacaksan bunlara uyman gerek. Eğitmek ve eğitilmek zor bir iştir. Bunu ikimiz içinde zorlaştırma."

"Anladın mı küçük kız?"

"Anladım."

"Yarın asıl serüvenimiz başlayacak. Şimdi uyu. Odan en üst katta. Yani çatı katında." Dedi ve devam etti. "Tek ve en sevdiğim misafirime en güzel odayı verdim." Dedi ve göz kırptı.

Allah'ım! Bu kadın ne değişik bir ruh haline sahipti!

Yerinden kalktı ve merdivenlere yöneldi. Bende çantamı alıp peşinden gittim.

"Mutfak gördüğün gibi salonun içinde." Merdivenleri çıkarken konuşmaya devam etti. " Burası ikinci kat, koridorun sonundaki oda benim. Sağ taraftaki odaların hepsi misafir odası." Dedi sağ taraftaki üç odayı gösterirken.

"Sol taraftaki iki oda ise banyo ve tuvalet." "Ama zaten senin odanda da banyo ve tuvaleti barındıran bir oda var." Ve ekledi "Ve tabi benim odamda da." Buna sevinmiştim.

Sonra merdivenleri gösterdi ve "Senin odan yukarda. Hemen bulusun çünkü direk karşına kapı çıkacak. Koridor falan yok."

"Tamam, anladım. Teşekkürler."

"İyi uykular Esila."

"Size de iyi uykular." Dedim ve odama gitmek için merdivenleri çıkmaya başladım.

Merdivenler bitince karşıma bir kapı çıktı. Kapıyı açıp içeri girdim.

Gerçektende dediği kadar vardı bu oda. Gerçekten muhteşem bir odaydı.

Kapının yanında küçük bir tahta masa, masanın iki yanında beyaz sandalyeler vardı.

Masanın biraz ilersinde çaprazda camdan alçak bir salon sehpası vardı. Sehpanın iki yanında iki tane gri tekli koltuk vardı. Bunların karşısında da televizyon...

Kapının hemen karşısında odanın en sonunda çift kişilik bir yatak vardı. Yatağın arkasındaki kolon gri üçgenlerden oluşan bir duvar kâğıdı ile kaplanmıştı. Yatağın iki anında da komedinler vardı. Yatağın az ilersinde çaprazda, duvara yapışık bir şekilde duran çalışma masası, üstünde dizüstü bilgisayar ve pembe bir sandalye vardı. Bu pembe sandalye nerdeyse odadaki tek renkli şeydi. Oda tamamen gri-siyah-beyazdı. Bunların dışında iki tane şifonyer vardı. Kayla gerçekten zevkli biri olmalıydı.

İçeri girip kapıyı kapattım. Çantamı yatağın yanındaki tahta sandalyeye koyup kendimi yatağa attım. O sırada odanın içindeki kapıyı fark ettim. Yerimden kalkıp kapıya gittim ve kapıyı açtım. Kapıyı açınca karşıma küçük, oda gibi bir yer çıktı. Burası sadece birkaç adım atılabilecek kadar büyüktü. Kapının tam karşısı duvardı. Diğer iki duvar is kapıdan oluşuyordu.

İlk önce sağdaki kapıya girdim. Burası bir giyinme odasıydı. Kıyafetlerimi yarın yerleştiririm, diye düşündüm. Sonra buradan çıkıp diğer odaya girdim burası ise banyoydu. Buradan da çıkıp, geri odaya girdim.

Sırt çantamdan mağazadan aldığım eşofman altı ve tişörtü çıkartıp giydim. Üstümden çıkarttıklarımı ise banyodaki kirli sepetine attım. Banyomda çamaşır makinesi vardı.

Ayrıca kahve makinesi ve su sebili de...

Bunların olmasına sevinmiştim. Böyle ihtiyaçlarım için zırt pırt aşağı inmek zorunda kalmayacaktım sonuçta.

Gözlerim nerdeyse kapanacaktı. Hemen yatağın içine girip, kendimi uykunun kollarına bıraktım.

Yarın eminim uzun bir gün olacaktı çünkü...

*

Merhaba arkadaşlar! Bu bölüm şu ana kadar yazdığım en uzun bölümdü. Asıl serüven bu bölümden sonra başlayacak. Multimedia ya Esila'nın odasını koyacağım. Bu arada ilk bölümün multimediasına Esila'yı ekledim, bakarsınız. Beğenip yorum yapmayı unutmayın!

Dışlanmış(Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin