"Şimdi sadece telefonları masaya mı koyacağız? " Masada birkaç onaylayan mırıltı yayıldı.
Siparişlerini beklerken gerici bir sessizlik oluştu. O sırada ilk mesaj geldi.
"Oha geldi ilk mesaj. Kime geldi? " Yalın heyecanla konuşurken Yılmaz ekranı parlayan telefonu biraz kaldırdı ve sırıtarak ekranı onlara gösterdi.
"Suphi, halı alacak mısın kardeşim? " Karşılığında samimiyetsiz bir şekilde gülümseyip telefonu elinden kaptı ve mesajı kaydırdı Suphi.
Ondan sonra yemek gelene kadar başka hiç mesaj gelmedi. Yemeklerine başlarken ise Yılmaz'ın telefonu çaldı. Diğerleri biraz ses yaparken o isme baktı ve telefonunu açtı.
"Efendim anne. " Arkadaşları hoparlöre almasını söylerken göz devirdi ve hoparlörü açtı.
"Gelirken açık market varsa üç ekmek alır mısın kuzum? "
"Tamamdır annem. Daha kalkmıyoruz ama gelirken Salih abinin dükkanı açık olur alırım oradan." dedikten sonra durup annesinin cevabını bekledi.
"Tamam oğluşum, iyi eğlenceler." O telefonu kapattığında diğerlerinin, konuşma ilgilerini çekmediği için yemeklerine devam ettiğini gördü.
"Oğlum, biz niye oynuyoruz bunu, bizi arayan soran mı var ?" diyen Kaya'ya gülüşürlerken ona mesaj geldi.
"Duydu galiba birisi seni." diyerek güldü ve telefonu kaldırıp ona uzattı Suphi.
"Kimden gelmiş ?" diye merakla soran Yılmaz'a karşı gözlerini telefondan ayırmadan cevap verdi Kaya.
"Önemli değil ya, reklam mesajı." dedi. O kadar odaklanmıştı ki yanında oturan Yalın'ın çaktırmadan onun telefonuna baktığına fark etmedi bile.
"Hayırdır kanka, ne zamandan beri reklam yapan numaraları kalpli kaydediyorsun ? Çok sevgi dolu birisin galiba." Kaya ekranını hızla kapattıktan sonra ona dönüp kaşlarını çattı. Yalın ise yalnızca şirince gülümsedi.
"Kaya puştluk yapma, uy kurallara." dedi alınmış bir sesle Yılmaz. Kaya etrafına gergince bakışlar atıp gergince bir nefes aldı içine. Bunu masadakilerin çoğu fark etmese de hemen karşısında oturan Tekin'in gözünden kaçmamıştı. Ancak bir şey demeden olanları izlemeye devam etti.
"Tamam lan tamam susun açıyorum." Sonunda ikna olarak parmak iziyle açtı telefonu ve mesaj ekranını karşısındakilere gösterdi.
Mesajda "Bu akşam görüntülü konuşalım mı? Zaten okullar tatil, göremiyorum seni :(" yazıyordu.
"Ooo yengemiz var da bize mi söylemedin Kaya ? Aşk olsun, alındım gücendim." deyip video göndermesi yaparak bağladı kollarını Suphi. Kaya ise zoraki bir şekilde gülümseyip cevap verdi.
"Yok kanka öyle konuşuyoruz şimdilik." Diğerleri cevaptan tatmin olup yemeklerine dönseler de Tekin tatmin olmamış olacak ki Kaya'ya kaşları ile bir şeyler işaret etti. Kaya ise anlamayarak kafasını salladığını oflayıp önüne döndü. Kaya dediği şeyden vazgeçtiğini sansa da Tekin "yanlışlıkla" suyunu üstüne döktü.
"Off ben gideyim bir lavaboya şunu kurulayacak bir peçete falan bulayım." diyerek ayaklanırken diğerlerinin fark etmeyeceği kadar ufak bir baş hareketiyle Kaya'ya lavaboyu işaret etti. Kaya da ondan hemen sonra ayaklanıp konuştu.
"Ben de lavaboya gideyim bir." Yalın'ın dalgın anına gelmiş olacak ki safça sordu.
"Niye ?" Kaya bu cümleye karşı hafifçe gülüp cevapladı : "Hiiç , öyle bir hava değişikliği olsun diye." Yalın sorduğu sorunun saçmalığını fark eder gibi yemeğine döndü.
Kaya tuvalete yürürken bir yandan Tekin'in anlamamış olması için dualar ediyordu içinden. Kafasını kaldırdığında sürekli geldikleri için artık içini ezberledikleri restoranın tuvaletini görünce derin bir nefes alarak içeri girdi.
Gözleri direkt olarak musluk mermerine kalçasını dayamış Tekin'i buldu. Onun yanına adımladı ve sorar bir şekilde kafasını iki yana salladı.
"Niye götünde kurt var gibi kıvrandın az önce masada ?" Kollarını çaprazlamışken biraz sorgular gibi duruyordu Tekin. Bu duruşu Kaya'nın zaten gerilmiş sinirlerini daha çok gererken sakin tuttuğu sesiyle cevapladı.
"Hiçbir şey olmadı, ne alaka ?" Alaycı bir hal aldı Tekin'in bakışları.
"Gerizekalı olmayan anlardı Kaya. Soğuk soğuk terledin resmen masada. Cidden böyle geçiştirmenle inanacağımı mı düşünüyorsun ?" Onun kararlı sesi Kaya'nın omuzlarını düşürürken dişlerini sıktı ve kafasını eğip cevapladı.
"Konuştuğum kızı öğrenmeleri biraz sorun çıkarabilir." Tekin'in bakışları şüpheci bir hal alırken aynı şekilde şüpheli bir sesle konuştu.
"Lan kaç yaşında bu konuştuğun kişi ?" Kaya gözlerini büyüterek baktı Tekin'e.
"Yanlış anlama hemen, çok küçük ya da çok büyük değil. Bizimle yaşıt ama işte..." Tekin gözlerini biraz kısıp düşünmeye devam ederken gözlerini kapatıp elini alnına vurdu.
"Lütfen bizimkilerden birinin eski sevgilisi olduğunu söyleme." Tekin kendini konunun dışında tutmuştu çünkü bu zamana kadar birkaç başarısız flört dışında ilişkisi olduğu söylenemezdi. Aslında gayet yakışıklı ve insanların beğeneceği bir tipi, eğlenceli bir karakteri vardı ama ilişkilerde yapamıyordu.
Kaya tepkisiz kalırken Tekin tahmininin doğru olmasıyla alt dudağını ısırdı. Cidden kötü bir durumdu.
"Kimle konuştuğunu bilmiyorum veya bunu takdir etmiyorum ama bunun sonucunda bizimkilerle aranda sorun olabilir Kaya. Yani.. dikkat et işte." Ona dostça gülümserken Kaya da ona gülümseyerek karşılık verdi ve ellerini yıkadıktan sonra masaya döndüler.
"Ah be kanka, üç dakika daha gelmeseydiniz Suphi'den yüzlük koparacaktım." Yalın'ın sahte üzgünlük dolu sesine karşı kaşlarını çatan ikiliye Yılmaz durumu açıkladı.
"Klozet deliğine düştüğünüz hakkında iddiaya girdiler. Anladığınız üzere Yalın kaybetti." Tekin açıkça söylemeseler de orada ne olduğunu öğrenmek istediklerini düşündü ve sırıtarak konuştu.
"Ben çıkıyordum da Kaya ağladı gitmemem için. Yalnız işeyemiyormuş da." Masada gülüşmeler olurken Tekin çaktırmadan Kaya'ya dönüp göz kırptı.