Elimdeki küçük kap ile hastanenin bahçesine adımımı atıyorum. Şapkamla yüzümü daha da çok saklamaya çalışıyorum. Tanınmak istemiyorum.
Her zaman oturduğum banka oturuyorum. Yürüyüşe çıkmana daha bir saat var milenam.
Elimdeki kapla seni bekliyorum. Etrafı inceliyorum. Hasta insanların gözlerindeki o hayata küsmüş çocuğa bakıyorum.
Sende mi böyle hissediyorsun, milena..?
Dakikalar birbiri ardına akıp gidiyor ve yanındaki hemşireyle birlikte sen görüş alanıma giriyorsun. Yine nefesim kesiliyor. Güzelliğin gözlerimi kamaştırıyor. Seni her geçen gün daha da fazla özlediğimi farkediyorum.
Gölün etrafında yürüyorsun. Kedileri görünce gülümsüyorsun. Ah evet, kedileri çok fazla seviyorsun.
Sonra boş banklardan birine oturuyorsun. Gizlice sana bakmaya çalışıyorum. Saçların rüzgarda savruluyor. Âdeta bir melek gibi gözüküyorsun.
Dakikalar o kadar hızlı geçiyor ki kontrollerinin yapılacağı saatin geldiğini farkedemiyorum bile.
Ayağa kalkıyorsun ve hemşire hemen yanına gelip yardımcı oluyor.
Gitmemen için dizlerimin üzerine çöküp sana yalvarmak istiyorum ama tek yapabildiğim gidişini izlemek oluyor.
Oturduğun bankın üzerine saatlerce elimde tuttuğum kabı koyuyorum. Hastaneden çıkmak için ayaklanıyorum ve son bir kez pencerene doğru bakıyorum.
"Sakın pes etme milenam."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
milena || changlix
FanfictionSeni çok özlüyorum... Kafka, milenasını çok fazla özlüyor felix. . . Angst Bu hikaye kurgu gibi dursada kalbimin en derinliklerinde hâlâ hissettiğim pişmanlıkla yazılmıştır. Umarım asla kafka gibi hissetmessiniz.