Kiyoomi takip eden günleri takım arkadaşlarının, Akaashi'nin, kuzeninin ve yanında sürükleyip ona getirdiği arkadaşlarının ilgisi ve desteğiyle kendini kötü hissetmeye fırsat bulamadan geçirmişti. Yanında olan kişiler sürekli değişiyor olsa da birinin sabit varlığı dikkatini çekiyordu, Atsumu. O hep bir bahaneyle yakınındaydı. Baş başalarsa sakin ve güven veren haliyle yanında oluyordu, onun ihtiyaçlarına önem veren sakin, neredeyse hassas denilebilecek kişi oluyordu. Kalabalıkta ise onu yüklenen tüm rolleri üzerine alıyor gürültücü, yorucu, umursamaz Atsumu oluyordu.
Shimoda'dan sonra hislerini tekrar düşünmek için fırsatı olmuştu. Atsumu'yu bir türlü hayatında bir yere koyamıyordu onu yıllardır tanımasına rağmen. Bir süredir farklı bir yüzünü de görüyordu. Bu aklını karıştıran şeydi zaten. Ona olan ilgisinin samimiyetini anlamıyordu. Onu kazanmak mıydı? Gerçek bir ilgisi mi vardı? Aklı karışıyordu ama o bu karışıklığı kaldıramazdı. Kiyoomi basit bir insandı ve aslında hayatında tek bir arayışı vardı. Ne olduğunu kelimelerle ifade etmesi çok da mümkün değildi. Evini arıyordu aslında o. Kendini ait hissetmediği bir ailesi vardı. Takımında böyle sevilmesi, bu kadar iyi insanlarla çevrili olması ona garip geliyordu. Sadece bu dünyada yerini arıyordu, sahadayken bu his neredeyse gerçek oluyordu, aitti. Ama neredeyse. Terapistinin söylediklerini düşündü, ilgisiz ve mesafeli anne baba, kardeşlik bağı kuramadığı büyük kardeşler. Uzun süre yüzleşmeye dayanamamış terapiyi de bırakmıştı zaten. Eğer bir ilişki yaşayacaksa ondan en büyük beklentisi ona evindeymiş hissini verebilmesiydi.
Atsumu'ya olan hislerini düşündü tekrar. Shimoda'dayken ailesinin yanında değil onun yanında kalmak istemişti. Dönüş yoluna çıkmak üzere arabasına bindiğinde rahatlamıştı. Onun yanında iyi ve güvende hissetmişti. Bunu inkar edemezdi. Atsumu'nun yanında kalbini saran o garip his neydi? İhtiyacım vardı ve yanımdaydı, başka bir şey değil bu diye düşündü. Ama kalbi ona farklı şeyler söylüyordu.
Düşüncelerden sıyrılamayacak gibi hissetmeye başlamıştı kendini. Hinata, Bokuto ve Atsumu evindeydi. Antrenmandan sonra kendilerini davet ettirmeyi başarmıştı. Ona hayır demekte daha başarısız hissediyordu artık kendini. Sınırlarını bir adım, hatta kendine itiraf etmeyi başarabilirse birkaç adım, genişletmişti yaşananlar.
Arkadaşları maç izlemeye dalmıştı. Mutfağa gidip su aldı kendine. Camla kapatılmış balkonuna çıktı.
"Bunlar ne?" arkasında Atsumu'nun sesini duyunca irkildi bir an. En son baktığında gözlerini ekrandan ayırmadan kendini izliyordu. Masada işaret ettiği yere baktı.
"Suluboyalarım." mırıldandı.
"Resim mi yapıyorsun? Harika." kıkırdadı.
"Öylesine işte, kafa dağıtmak için."
"Bakabilir miyim?" cevabını beklemeden dosyasını aldı eline. "Harika Omi, gerçekten iyi çiziyorsun."
"Tam olarak benim sayılmaz, youtubedan falan izleyip yapıyorum." Nedense utanmıştı. Kimsenin görmemesini tercih ederdi.
"Beraber de yapalım mı? Bana öğret."
"İzle işte videoları."
"Sen öğret. Hem ben fırça boya falan almak istemiyorum. Burada her şey var işte."
"Of bakarız bir ara."
"Omi?" Atsumu ciddileşmişti.
Başını kaldırıp gözlerine baktı Kiyoomi "Evet?"
"Seni rahatsız ediyor muyum?"
Elinde olmadan gülümsedi "Sana katlanabiliyorum." Başka bir şey sormasına fırsat vermeden Atsumu'yu bırakıp içeri gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kochi Ga Yoi_SakuAtsu
Fanfiction"İnsanlar onları çıldırttığımı söyler ama bu şekilde değil." güldü Atsumu. Kiyoomi'nin yüzündeki ifade hala dümdüzdü "Yanlış anladığına eminim." Karakterler Furudate'ye, kapak resmi kageyemas'a aittir. Ben sadece biraz eğleniyorum