Bir suç düşünün,sonunda ölen bir kız var.Ve bu kız sizin en yakın arkadaşınız,siz en yakın arkadaşınızı öldürür müsünüz?
Aslında her şey bu,ben öldürmedim.Yapmadığım bir şey için yıllarca suçlandım,üstelik en yakın arkadaşımı öldürmekle.Kimse bana inanmadı veya gelip "Senin bir bilgin var mı?" diye bile sormadan beni yargıladılar.
Evimde cinayet işlendi ve ölen arkadaşımdı.
Evimde cinayet işlendi ve suçsuz yere yargılandım.
Evimde cinayet işlendi ve o gün ben öldüm!
Hiç bir zaman bana inanan,düştüğümde beni ayağa kaldıran kimse olmadı.Olmasını istediğim de söylenemez,çünkü illa ki ayağa kalksam da tekrar düşeceğim ve bu sadece dizlerimi daha fazla kanatacak.
"Asıl bilinen ne biliyor musun gerizekalı!?Senin şuan da benimle muhattap olabilmen,ya on saniye içinde bu sahayı terk edersin ya da ben senin bacaklarını bedeninden terk ettireceğim!" Yoruldum.Bir şeyleri tam unutmaya başlamışken yeniden doğmuşum gibi hafızamın aynı şeylerle yenilenmesinden yoruldum!
Sahadaki 6 saniye sonra sahanın çıkış kapısındaydı,çıkarken bir de;
"Ha bu arada tatlım benim adım Ekin,bu ismi hafızandan çıkarma çünkü bundan sonra hep kullanacaksın!" Dedi gülerek ve çıktı.Siraç,Kuzey ve Meriç şok için de kalmışlardı.Siraç konuşmaya başladı
"Burada ne dönüyorsa bize anlatıyorsun Akasya!" Yok ya,emrin olur.
"Hay hay Siraç beyciğim,ben kahve,çikolata falan da getireyim isterseniz ha ben anlatırken yersiniz!" Kahve,çikolata konusunda ciddi olmamama rağmen Kuzey'in gözleri fal taşı gibi açılmıştı
"Çikolata mı!?Çok severim ben,hadi siz bahçeye çıkın bende kahve ve çikolataları getireyim!" Bu Çocuk gerçekten değişikti.
"Tamam,tamam o zaman bahçeye değil okukun arkasına gidelim." Bu konuyu okuldan birinin duyması hoş olmazdı.
"Tamamm" Kuzey koşarak sahadan ayrıldı,bizde çıkışa doğru yürümeye başladık,Siraç kulağıma uzandı ve;
"Konu her neyse anlat bize Akasya,çözmek için elimizden gelen her şeyi yapabiliriz" Dedi,bu çocuklar gerçekten değişik ve iyilerdi.Karşılıksız iyilik yapıyorlardı.
"Anlatacağım Siraç,çok teşekkür ederim bütün yardımlarınız için" dedim sakince,okulun arkasına geldiğimizde Kuzey oturmuş antep fıstıklı çikolatasını yiyordu.Bizi görünce utanmış olacak ki gülümseyip;
"Yaa,çok çabuk gelmişsiniz ama siz,Ya şimdi böyle siz gelmeden yediğime bakmayın.Biz şimdi ilk defa kantinden alışveriş yapıyoruz ya,zehirleniriz falan diye ilk ben tadayım dedim" kendimi gülmemek için zor tutuyordum ve dayanamayıp sesli bir kahkaha attım.
"Ya kardeşim hadi yiyorsun bari adam gibi canım çekti yedim de ya!" Siraç Kuzey ile dalga geçerken Meriç sadece gülümsemekle kalmıştı.Sanırım artık anlatmalıydım.
"Ee ben anlatayım isterseniz,ama kısa keseceğim yani öyle uzatılmalık bişey değil zaten" deyip geçiştirdim.Gerçekten kısa bişeydi ama ben 3 yıldır bu kısacık şeyin acısını çekiyordum
"Ne uzun ne kısa,anlatmaya başlayabilirsin.Dinliyoruz" dedi Meriç,ben de anlatmaya başladım.
"11 Haziran 2019 Cumartesi günü,benim voleybol maçlarımın haftama denk geliyor yani bu yüzden de sık sık antrenmana gidiyorum.Yine cumartesi günü antrenmana gittim,akşama kadar orada kaldım.Eve geldiğimde ise bazı şeylerin yerinin değişik olduğunu üstelik yerlerin de yeni silinmiş olduğunu fark ettim.Aslında ilk önce aldırmadım ama sonra fazla değişik gelmeye başladı,annemin temizlikçisi gelmiştir diye düşündüm ama o memleketine gitmişti.Sonra kapı çaldı,bir baktım karşımda polis.Bana hiç bir şey sormadan sadece "Bahçenize ceset taşırken yakalanmışsınız,tutuklusunuz" dediler,ben hiç bir şey söyleyemeden koluma kelepçeyi taktılar!" Burnumda bir ıslaklık hissediyordum,aldırmadım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ayas'ın Kızı
Подростковая литератураNe sesiydi bu şimdi? Kulağıma tek tek damla sesleri gelirken kapı sertçe açıldı. "Nasılsın Akasya?" Kulağıma dolan sesin sahibinin kim olduğunu anlamak o kadar kolaydı ki. Sanki ilk tanıştığımız gün ki gibi samimi. "Sen öldürdün onu sen!Şimdi sen de...