Felix
"Hey Hyunjin! Sen en son Felix'e gitar çalmayı öğreteceğine söz vermiştin?"
Jisung'un ortaya söylediği cümle ile hepimizin sesi kesilmiş bir şekilde ona doğru bakıyorduk.
"Hey hey hey! Neden hepiniz birden susup bana baktınız?" Suçlu değilmiş gibi ellerini iki yana doğru kaldırıp konuştu. Onun bu haline kısaca gülmüştük.
"Felix bu konu hakkında bir şey demeyince ben de daha fazla üstelememiştim." Diyerek bakışlarını bana çevirmişti. Yine gözlerini ilk kaçıran olarak onun gözleri dışında etraftaki her şeye bakıyordum.
"Ee, hadi o zaman çok geç olmadıysa şimdi başlayın. Biz de zaten birazdan kalkacağız."
Changbin cümlesini bitirdikten sonra kolunun altında kendisine sarılan sevgilisine daha da sokulmuştu. Cidden çok güzel bir çiftti.
"Biz de kalkacağız zaten. Evde malum bizi bekleyen bir minik var."
Aynı şekilde Minho da cümlesini bitirdikten sonra yanındaki eşinin elini sıkıca kavramıştı.
"Ben ve Jeongin de başka yere geçeriz. Siz de rahat rahat çalışırsınız."
Hepsinin birden gidecek olması bizim başbaşa kalacağımızı gösteriyordu. Bu da benim daha fazla telaşlanıp heyecanlanmamı sağlıyordu.
Hepsi dedikleri gibi tek tek yanımızdan ayrılmışlardı. En sonda Chris'de Jeongin'i alıp başka bir yere geçtiğinde Hyunjin ile masada başbaşa kalmıştık.
Herkesin gitmesi ardından oluşan sessizliği Hyunjin bozmayı tercih etmişti. Bana kalırsa bu an ömrümün sonuna kadar konuşmadan durabilirdim.
"Yanıma gel." Diyerek oturduğu koltuktaki hemen yan tarafını pat patlamıştı. Biraz çekinerek hareket ediyordum. Yanına gelip gösterdiği yere oturdum.
Bakışları kendi gitarındayken gitarın telleri ile oynuyor onları ayarlamaya çalışıyordu. Yaptığı dikkatli ve nazik hareketleri dikkatlice izliyordum. Onu izlerken ona iyice yaklaşmış olduğumun farkında değildim.
Başını aniden kaldırması ile çok yakın olduğumuzu fark ettim. Burunlarımızın uçları neredeyse birbirine değecekti. Bu kadar yakın olmamızın telaşıyla yüzüm kulaklarıma kadar kızarmış bir şekilde hızlıca geriye doğru çekilmiştim.
Ona baktığımda ise kendisini geriye çekmiş saçlarını geriye doğru atmıştı. Elindeki gitarı bana uzatıp konuştu.
"Al bakalım. İlk önce tutuşu göstereyim."
Gitarı kucağıma koyduktan sonra bir elimi kavramış bir şekilde gitarın klavye kısmında nasıl tutacağımı göstermişti. Sonra da duruş şeklimi güzelce ayarlayıp parmaklarımı telin hizasında tutmamı söylemişti.
Dediklerini harfiyen yaptıktan sonra parmaklarımı tellere yavaşça sürtüyordum. Birbirleri ile alakasız çıkan sesler kulağımızı dolduruyordu.
Yaklaşık yarım saat boyunca çabaladıktan sonra Hyunjin daha fazla tek gitarla telli göstermekte zorlanmıştı. Yaptığım yanlışlarla onu daralıyor ama bir yandan gülmesine de sebep oluyordum. Güldüğü için sadece bilerek bile daha demin gösterdiklerini yanlış bir şekilde tekrarlıyor onun tekrar gülmesini sağlıyordum. Sırf gülmesi için bilerek yanlış yapıyordum.
"Parmakların acımış olmalı. Biraz dinlen istersen." Demesiyle onu başımla onaylayıp sırtımı geriye doğru yasladım. Elimdeki alev rengindeki o gitarı sıkıca tutuyordum. Bana emanet olan bir gitardı sonuçta. Hyunjin'in değerli bir eşyasıydı. En ufak bir toz parçasının üstüne konmasını istemezdim.
Ben dinlenirken Hyunjin oturduğu yerden kalkmış lavaboya gideceğini söylemişti. Etraftaki derin sessizliğin içine oturarak yine düşünüyordum. Aklım hala ondaydı. Her ne kadar buraya gelmem kafamı dağıtmış olsa bile aklım hala ondaydı. Merakımı dindiremiyordum.
Elim masadaki telefonuma gitti. Telefonu elime alıp tekrar onun mesaj kutusuna girdim. Bir şeyler yazıp yazmamak arasında kalmıştım yine. Artık bu dayanılmaz bir hal almaya başlamıştı. O kadar konuştuktan sonra bu şekilde konuşmayı kesmemiz ikimizide baya etkilemişti sonuç olarak.
Böyle devam etmeyeceğine karar verince içimden geçen ilk kelimeleri yazdım ve ona mesaj olarak attım. Yaptığım şeyin verdiği heyecan ile telefonu hızlıca kapatıp masaya geri bıraktım.
O sırada hemen telefonumu bıraktığım yerde duran telefon bildirim gelmesi ile titremiş ekranı yanmıştı. Hyunjin'in telefonu olmalıydı. Beni ilgilendirmedigi için bakmayacaktım ama ekranda kullanıcı ismimi ve attığım mesajı görmüştüm.
Şok içinde telefonu elime aldığımda kilit ekranından gelen mesajı okudum. Evet, kesinlikle bu benim kullanıcı adım ve attığım mesajdı. Bu mesajın Hyunjin'e gitmesi o kişinin Hyunjin olduğunu gösteriyordu.
Hissettiğim şok, sinir ve daha kelimelerle ifade edemediğim duyguların eşliğinde gitarı bir kenara bırakıp sadece oradan hızlıca ayrılmıştım.
Şimdi arkadaşlar Felix'ime salak falan demeyin hoşlandığın biri tarafından sanki hiç bilmediğin biri gibi konuşmak hiç hos değil insan ister istemez bir üzülür sinirlenir yani pls
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hacker || Hyunlix
FanfictionProhacker13: Okulunu hackleyebilirim Lixlixlixfelix: Okul demişken Akıllı tahtayı da hekliyebilir misin Film falan açarsın bize Güzel olur ehe Bxb #1 12.04.2022 Hyunlix #1 10.04.2022 Felix #1 11.04.2022 [Tamamlandı]