24

11K 1.1K 903
                                    

"Hyunjin saçını beğendin değil mi?"
Küçük olan koltukta yayılmış bir şekilde oturan arkadaşına karşı endişeli bir şekilde sorusunu sormuştu.

Hyunjin her ne kadar beğendiğini söylese bile Felix içten içe Hyunjin'in beğendiğine inanmıyordu.

Büyük olan oturduğu koltukta doğrulduktan sonra göz bebeklerini küçüğünün göz bebeklerine dikti. Elleri ile ise küçüğün kendisine göre küçük kalan ellerini sıkıca kavradı.

"Bunu elli altıncı kez soruyorsun Felix ve ben de buna elli altıncı kez cevap veriyorum. Beğendim. Çok beğendim. Senin yapacağın her şeyi çok beğenirim ben."

Küçük olan haka tedirgin gibiydi. İlk defa kendisi dışında birinin saçlarını boyamıştı sonuçta. Hyunjin'in söylediklerinin sadece kendisinin üzülmemesi için olduğunu düşünüyordu.

"Bak bunları ben üzülmeyim diye söyleme tamam mı?"

Hyunjin gözlerini kapatıp derin bir nefes aldıktan sonra tekrar konuşmaya başladı.

"Bak güzelim, niye öyle söyleyim ki? Zaten beğendim. Çok güzel oldu. Senin elinin değdiği her şey çok güzel olur zaten."

Felix utanarak bakışlarını kaçırdı ve yere bakmaya başladı. Hafiften al al olmaya başlayan yanakları çok tatlı bir görüntü sunuyordu Hyunjin'e.

"Eminsin yani. Beğendin?"

Hyunjin, Felix'in cümlesini onaylar anlamda başını sallayarak cevap verdi. Felix başını kaldırmış tekrar Hyunjin'e bakmıştı. Hyunjin'in gözleri bu sefer Felix'in boncuk gözlerine bakmaya yerine büzülmüş, pembenin en tatlı tonu olan küçük dudaklarına kaydı. O dudakları öpmemek için canından can veriyordu resmen.

O dudaklara bakarken kendini kaybetmişti sanki Hyunjin. Felix'den başka hiçbir şeyi görmüyor, düşünmüyordu bile.

Felix etraftaki oluşan tuhaf sessizlik yüzünden hala gergin bir şekilde dururken kendisine yaklaşan Hyunjin'i fark etti. Oradan kaçmak yerine durup Hyunjin'in ne yapacağını görmek istedi.

Hyunjin büyülenmiş bir şekilde Felix'e doğru yaklaşmış, Felix'in büzdüğü o küçük dudaklarına kapamıştı kendi dudaklarını. Yıllardır kavuşmayı bekliyordu sanki o dudaklara. İçinde olan ateş dudaklarında alev alev yanıyordu sanki.

Felix, Hyunjin'in böyle bir şey yapacağını düşünmediği için rahat dururken dudaklarının üstüne kapanan dudakları fark edince gözleri iyice büyümüş, yanakları kulaklarına kadar kızarmıştı.

Küçük olan şok ile Hyunjin'in geri çekilmesini beklemişti sadece. Hyunjin birkaç saniye sonra geri çekilmişti. Felix'in yüzüne bakmıyor, kolu ile ağzını kapatıyordu. Aynı şekilde o da utanmış yanakları hafiften kızarmıştı.

Birbirlerinin yüzlerine bakamayan ikili arasında büyük bir sessizlik oluşmuştu. Felix, Hyunjin'in kendisinden ayrılmasından sonra küçük parmaklarını dudaklarına götürmüş şok olmuş bir şekilde duruyordu. Hyunjin ise Felix'in vereceği tepkiden korktuğu için bir şey söyleyemiyordu.

Hyunjin artık daha fazla dayanamayıp hışımla oturduğu yerden kalktı. Hala Felix'in yüzüne bakmıyor onun bir şey demesini bekliyordu.

"Artık gitsem iyi olacak." Hyunjin kurduğu cümlenin ardında Felix'in bir şey demesini bekledi ama beklentisi boşa çıkınca sessizce oradan ayrılmak için adımladı.

"Çok geç oldu. İstersen bu gece burada kal." Felix'in kurduğu bu iki cümle Hyunjin'i durdurmuş ve Hyunjin'in kafasındaki gibi sert bir tavırla yaklaşmadığı için gencin içinde ufak bir umut tanesinin yeşermesine sebep olmuştu.

Hacker || HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin