Ambulans sirenleri... İnsan bağırışları, çığlıklar... Kendine geldi genç, önce ellerine baktı, sonra aşağı. Aşırı garip hissediyordu, başı dönüp aşağı düştüğünde ise öleceğini hissetmişti çığlıklar eşliğinde. Hayır, yaşıyordu.
Ne olduğunu anlamadan kardeşinin elini tuttuğunu hissetti. Ambulansa alınmıştı ama hiçbir şeyi yoktu, yani ona göre.
"Beni duyuyor musunuz?" diye tekrarlayan doktora kafa sallayıp bakışlarını çok endişelenmiş olan... Ne diyebilirdi ona?
Tekrar gözlerini açtığında hastanedeydi.
"Emir?"
Boş boş yüzüne baktı. Yine olmamıştı, yine yaşıyordu. Gözünün içine bakan adamın kim olduğunu hatırlamıyordu bile, ama o ona kardeşi gibi davranıyordu.
"İyi misin?"
"Değilim."
Yere baktı, nefesi titriyordu. Umursamıyordu ama genç, sorsanız hiçbir şey s*kinde değildi. Kendisi de, karşısındaki marul kafa da.
Başı dönüyordu. Neler olduğunu hatırlar gibiydi. Düşmüştü ve yaşıyordu? Bir şey yanlış olmalıydı, düştüğünü hatırlıyordu ama yere çarpma anı yoktu. Sorma gereği duymadı, "sorsanız hiçbir şey s*kinde değildi."
"Neden bu kadar istiyorsun ölmeyi? Ne olacak oğlum ölünce?"
"Kurtulacağım."
"Kurtulmayacaksın. İntihar bir kurtuluş yolu değil!"
"Ve bu benim umrumda değil."
"Emir kendini düşünmüyorsan sevenlerini düşün."
"Yok ki. Hem birileri için yaşamak daha saçma."
"Ben varım."
"Seni tanımıyorum bile."
Gözlerinin içine baktı.
"Bu ne anlamda?"
"Adın ne? Kaç yaşındasın? Neyim oluyorsun? Neden beni bu kadar seviyorsun? Bela mısın sen lan? Bırak kurtulayım yeter."
"Umut, 21 yaşındayım, çocukluk arkadaşınım. Seni kardeşim gibi olduğun için bu kadar seviyorum. Bela değilim, senden başka kimsem yok. Ölmek bir kurtuluş yolu değil.
"Ben seni tanımıyorum."
"Nasıl?"
"Ya sen kimsin a*ına koyayım?"
"Söyledim ya!"
Gözleri dolmuştu Umut'un.
"Gerçekten iyi bir insansın ama benden ümidi kesmen gerek. Ben ölüyüm, yokum ben."
Devam edecekti ama Umut'un ağladığını görünce sustu...
💥💥💥
"Umut, bu gözyaşlarına değmez."
"Gözlerime bi' bakışı vardı..."
Yavaşça sarıldı. Dayanamamıyordu onu ağlarken görmeye.
"Bitti..."
"Ama bak yaşıyorsun. Gelip geçecek, kendini yıpratma bunun için ya."
"Nereden anlarsın sen?.."
"Beni öz annem babam terk etti lan. Kim anlayacak başka?"
(Umut) Başını (Emir'in) omzuna koydu. Emir de saçlarını okşadı onun.
💥💥💥
"Gerçekten hatırlamıyor musun?"
Sustu. Demin hatırladıkları gerçek miydi yoksa hayal miydi? Umut konuşmadan kaçar gibi çıkınca peşinden gitmek istedi ama kolundaki serum yüzünden bir b*k yapamamıştı.
"Yine üzdün birini. Hem de o sana kardeşim diyordu. Salak."
"Bir şey olmaz."
"Tabii, sen alışıksındır terk edilmeye."
"Evet alışığım o*ospu çocuğu."
"Eskiden her moralin bozulduğunda onu arardın. Şimdi kim olduğunu soruyorsun."
"Kafamı çarptım sanırım..."
Umut da o sırada hastaneden çıkıyordu. 15 yıldır arkadaşlardı, onu nasıl unuturdu?..
Arabaya bindi ve gözlerini kapatıp başını direksiyona koydu. Emir'i yalnız bırakamazdı, gidemezdi. O ne kadar onu hatırlamasa da...
Düşündükçe gözleri doluyordu. Sokaklarda beraber çalıştıklarını, onun için dayak yediğini... Okuldaki güzel anıların yerine bunların olmasını o da istemezdi tabii.
Gözlerini sildi ve arabadan indi. Emir'in yanına geldi.
"Özür dilerim-"
"Sorun değil, senin suçun yok."
"Ben hatırlıyorum galiba."
"Neyi?"
"Yani... Kaldırımda oturup konuştuğumuzu, senin sevgilinden ayrıldığın zamanı falan."
"Başka yok mu?"
"Kafamı çarpmış olabilirim."
Kafa salladı.
"Umut, ne oldu bugün?"
"..."
________________________
Aynen
Bölüm atmam 2 kitap varken yenisine başladım.Gece belki sever ama Fero "S*KERİM EMİR'İNİ UMUT'UNU OKYANUS GÖZLÜM'E BÖLÜM AT LAN!" diyecek.
Atamıyorum. Fikir gelmiyooo!
Neyse bu kadar.
İyi mi? 10 üzerinden puan istiyorum.
Kitaba 2021'in sonlarında başlamıştım. Yeni kurgu yazacakken bu çıktı karşıma. Dedim, bunu bitireyim diğerini sonra yazarım.
Hikâyeyi çok devam ettirdim sanki, çok bilgi verdim. Bu kitabın sonu da hayal edilebilir ama.
Neyse, görüşürüz!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İntihar~
General Fiction"Neden bu kadar istiyorsun ölmeyi? Ne olacak oğlum ölünce?" "Kurtulacağım." "Kurtulmayacaksın. İntihar bir kurtuluş yolu değil!" "Ve bu benim umrumda değil." "Düşün; anlamlı bi' ölüme, anlamsız kaç yaşam sığar?"