Başlık kadar bölüm de saçma biraz.
Ama anlamlı.
Ve bu bölüm biraz daha anlıyorsunuz hayatlarını.
"Telefonumuz var mı?"
"Var."
Saçma sapan sorular sorduğunu düşünüyordu Umut. Hatırlayana kadar idare etmek zorundaydı.
"Nasıl aldık?"
"Ev kirası derdimiz yokken de çalışıyordum ben, ikinci el eski model bir telefon aldım işte."
"Telefon ortak mı?"
"Değil, ikimizin ayrı ayrı var."
"Ev kirası derdi yokken derken?"
Derin nefes alıp verdi.
"Sokaktayken."
"Kaç yaşındaydık?"
"On yedi."
"O yaşa kadar sokakta mıydık?"
"Çalıştırıldığımız yerden atıldıktan sonra evet."
"Ne zaman atıldık?"
"Sekiz yaşında."
"Neden?"
"Gerektiği kadar para getirememiştim."
"Ben peki?"
"Sen beni savunmuştun."
"Ne zamandan beri çalışıyorduk?"
"Beni üç yaşında atmışlardı sokağa."
"Neden?"
"Boş ver."
Gururuna yedirememişti bir anlık. Orospu çocuğuyum demek de komik kaçardı.
"Umuut."
"Ne vaar?"
"Merak ediyorum."
"Sabah hatırlarsın."
"Nedeennn?"
"Orospu çocuğuyum kardeşim, tamam mı? Annem gelene geçene veriyodu."
Öksürdü.
"Ben de mi?"
"Sen... Boş ver."
"Umut şu bombok hayata beni getiren kişinin kim olduğunu merak ediyorum."
"Tecavüz sonucu olmuşsun. Öğrendiysen susar mısın artık?"
Sessizlik oldu. Umut sakinleştiğinde Emir konuşmaya karar verdi.
"Şey, acıktım."
"Şu poşette ekmek var."
Kalkıp poşete baktı. İçindeki bayat ekmeklerden en yenilebilir olanı seçip aldı ve oturup yemeye başladı. Umut açtı ama gram iştahı yoktu. Odadan yorganı getirip yere serdi.
"Ben yatıyorum."
"Tamam. Üstümü değiştirebilir miyim?"
"Şu odada var kıyafetler."
Odaya girip giysilere baktı.
"Kalın giy soğuk alıyor burası."
Bir tane kazak aldı eline.
"Hangileri benim?"
"Ortak."
Eline aldığını giyip içeri geldi. Yere serilen yorgana uzandı ve iç çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İntihar~
General Fiction"Neden bu kadar istiyorsun ölmeyi? Ne olacak oğlum ölünce?" "Kurtulacağım." "Kurtulmayacaksın. İntihar bir kurtuluş yolu değil!" "Ve bu benim umrumda değil." "Düşün; anlamlı bi' ölüme, anlamsız kaç yaşam sığar?"