HIZ SAVAŞLARI

85 8 6
                                    

30/12/2023

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

30/12/2023

Yeni bir kurgu, yeni bir dünya.
Hepiniz hoşgeldinizzz❤️‍🔥
Tam tamına neredeyse dört senedir aklımı kurcalayan ve adam akıllı yazma fırsatını şu anda bulduğum bir kurgudur kendisi.
Umarım kitap hakkında duyduğum heyecanı ve yazacağım onca bölümü içten içe size aktarabilirim✨

İlk bölüm ne zaman gelir tam olarak net değil.

Kitabın fragmanına
_meybook_
ve
r_meysa07
tiktok hesaplarından, ayrıyetten de
_meybook_
Instagram hesabından ulaşabilirsiniz❤️‍🔥

Seviliyorsunuzzz🦋

🏁

Ellerim direksiyonda, kalbim kendince bir ritim tutturmuş hızla atıyordu. Egzoz sesi kulaklara dolarken onca yapılan tezahüratın arasında kendi ismimi duyamıyordum fakat şu anlık bir önemi yok. Bu bitiş çizgisine önce ulaşmam için iki gazla çalışacak olan ben değil arabamdı. Ve o yüzden odaklanmam gereken tam olarak da bu.

Bu yoldan geriye dönüşü çoktan kaçırmıştım.

Elindeki bayrakla çıka gelen kadın her iki arabanın ortasında durduğunda önce rakibime, sonrasında ise hazır olduğuma emin olmak için bana baktı. Kafamı hafifçe eğip kaldırmakla yetindim.

Bayrağı kaldırdı.

Ciğerlerime dolan nefesi tutarak oraya hapsettim.

Bayrak indiği anda ise tekerlerimi pistte bağırttırarak gaza köklendim.

                                  🏁

Bakışlarım tam da aradığım yüzü bulduğunda dudaklarımda belli belirsiz bir tebessüm oluştu.

Yapılı vücudu ve uzun boyu zaten onca insanın arasında fazlasıyla dikkat çekerken bir de yakışıklı olduğunu inkar edemeyeceğim sert yüz hatları da özellikle benim dikkatimi çekiyordu.

Ama şu anda konumuz bu değil. Şahsen ekibine katılmama rağmen ağzından bir hoş geldin duymamak bana epey koydu ve ben de bu yüzden tüm gurursuzluğumu ön plana çıkartarak tanışmak için yanına gidecektim. İsminin Buğra olduğunu bilmek bana yetmiyordu.

Aslında baktığımda kendisi epey arabasıyla meşgul gözüküyordu. Yanındaki alet çantasından adını bilmediğim onca malzeme arasından birini alarak ön kaputu açmış bir şeyler yapıyordu.

Neyseki ne yaptığıyla çok ilgilenmiyorum. Meşgul oluşu onunla konuşmam adına beni bir tık tereddütte bıraksada, derin bir nefes alarak yanına gittim. Niye bu kadar geriliyorsun Defne? Sanki Cumhurbaşkanı.

Yanına gittiğimde beni fark etmeyen bakışlarını. "Merhaba." diyerek üstüme çekmeye çalıştım. Ki başarılı da olmuştum. Kehribar rengi olan hareleri beni bulduğunda gözleri kısıldı. Kim olduğunumu hatırlamaya çalışır gibi hali vardı. Daha üç saat anca oldu!

Hatırlayıp hatırladığı konusunda bir fikrim yoktu. Yinede elimi uzatıp. "Defne." diyerek kendimi tanıttım. Hatırlattım.

Bakışları önce yüzümde sonrasında ona doğru uzattığım fakat tokalaşmadığından kaynaklı havada asılı kalan elimde gezindi. Onun elleri arabanın yağıyla kaplanmış bir şekildeyken benimle tokalaşmaktan geri duruyordu. Ya da ben sadece kendimi avutuyorum. En azından ismini söyleyebilirdi. Ki sanırım bildiğimi biliyordu.

Onun yerine bir baş selamı verdiğinde elimi indirdim. Saniyeliğine yapmayı bıraktığı işe tekrardan geri dönmüş ama ben yinede sessizliğe gömülmektense konuşmaya devam etmiştim. "Tüm herkesle tanıştım fakat ekibine dahil olduğum adamı tanımıyorum. Ki tahmin ediyorum o da beni tanımıyordur."

Neredeyse yarım dakika boyunca kurduğum cümlenin ardından bir şey söylemesini bekledim. Ve en sonunda derin bir nefes alarak tekrardan bana döndü. "Pistte iyisen yanımdasındır, gerisiyle ilgilenmiyorum." Söylediği şey bana olan bakışlarıyla kesinlikle doğru orantıdaydı. Bu sohbetin daha fazla uzamasını istemiyordu.

Dudaklarıma bir tebessüm kondurup elimi arabanın kaputuna yasladım. Çenemin ucuyla gösterdiğim pistte doğru bakışlarını çevirdiğinde. "Pist boş." dedim. "Ama senle ben tozunu attırabiliriz." Onu benimle yarışma şerefine nail ediyordum.

İlk defa o zaman dudaklarında oluşan bir tebessüm gördüm. Beli bellirsizdi fakat oradaydı işte. Kafasını iki yana doğru salladı ve dudağının bir kenarı daha da çok yukarı kalkarak yüzündeki ifade belirginleşti. "Ben senin yerinde olsam bugünü sabah ki küçük zaferle kapatır ve boyumdan büyük işlere kalkışmazdım. Günün senin için güzel bitmesini istiyorsan böyle yap."

O kendini olabildiğince yüceltirken söyledikleri bende merak duygusu uyandırıyordu. Onu kesinlikle yarışırken izlemeliydim. Ya da daha güzeli, onunla yarışmalıydım.

Kışkırtıcı bir tebessüm oluştu dudaklarımda. "Belki de gününü güzel bir şekilde kapatmak isteyen sen olduğun için benimle yarışmıyorsundur."

                                    🏁

HIZ SAVAŞLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin