- Geç mi? -

6.8K 798 137
                                    



"... geç kalmak; hatırladıkça insanı kahreder."

Portreler - Hikayeler II   -   Sezai Karakoç



"Sizi anlıyoruz Oktay Bey. Ama sizde bizi anlayın lütfen, biz bu anlaşmayı Kenan Bey üzerinden yürüttük ve şimdi başka bir adamla çalışmak istemiyoruz." Diyen adama baktı Oktay.

Oktay elindeki kalemi bir tur döndürdü. Şu an acayip bir şekilde buradan soyutlanıp yıllardır yaptığı gibi resim çizmek istiyordu ama şimdiki pozisyonu ona bir dakika boş zaman bile bıraktırmıyordu.

"Yanlışınız var. İmza attığınız anlaşma Kenan İllavettin üzerine değil. İllavettin Holding adına imza attınız." Dediğinde karşısındaki adamın nazik gülüşü donmuştu. Diğer adamların yüzü de pek iyi değildi ama Sinan şaşırarak Oktay'a baktı. Oktay Bey'in hiç böyle otoriter bir şekilde konuşabildiğini bilmiyordu.

Oktay etrafındaki bakışları umursamadan konuşmaya devam etti. "Ama, eğer İllavettin Holding'le anlaşma yapmak istemiyorsanız bir şey yapamam." Diyerek eliyle kapıyı gösterdi. "İsterseniz anlaşmayı fes edebilirsiniz." Dediğinde, adamlar dişlerini sıkarak ayağa kalktılar.

"Oktay Bey, müzakere edebileceğimizi düşünmüştük ama görüyoruz ki sizin böyle bir düşünceniz yok." Dediğinde Oktay oturduğu deri sandalyeye yaslanıp adama gülümsedi.

"Haklısınız, müzakere etmek için bulunduk ama siz bir hafta önceki planı yeniden önümüze getirince asıl biz sizin müzakere etmek istemediğinizi düşündük." Sinan Kenan'ın atığı dosyayla bu adamlarla kesinlikle anlaşabileceklerini düşünmüştü ama Oktay adamlara bir yol bile açmamıştı.

Adam kaşlarını çatmıştı. Fransızlar ise aralarında konuşuyorlardı. "Oktay Bey, bir şeyi yanlış anlamış olmalısınız. Eğer, bu ilacı yapabilmek istiyorsanız bizim isteklerimizi yerine getirmelisiniz." Dediğinde Oktay dilini dişlerine sürtmüştü. Sinan konuşmak için hareket edecekken Oktay ayağa kalktı. Şimdi iki adamda aynı seviyedeydi. Oktay'ın mavi gözleri karşısındaki Fransızlara baktı.

"Asıl siz yanlış anlamışsınız. Biz koskoca İllavettin Holdingiz. Uluslararası bir şirketiz ama sizler İllavettin Holdingin desteğiyle oluşmuş yeni bir şirketsiniz." Dediğinde arka tarafta duran Ömer şokla baktı. Sinan'da böyle bir laf beklemiyordu. "O yüzden size muhtacız gibi davranmanız biraz komik. Anlaşmayı iptal ediyorsanız, anlaşmada yazan tazminatı da göze alıyorsunuz demektir." Dediğinde Fransızlardan biri hızla konuştu.

"Oktay Bey, biz Kenan Bey'le böyle konuşmadık!" dediğinde Oktay omuz silkip.

"Dediğiniz gibi Kenan Bey'le konuşmuşsunuz. Benimle değil. Ve anladığım kadarıyla Kenan Beyle sadece konuştunuz bir yazılı kanıtınız var mı?" diye sorduğunda patronları olan adam yavaşça kalktığı gibi oturdu.

"Oktay Bey, bence gerilmenin iki taraf içinde iyi olmadığını düşünüyorum." Dediğinde Oktay çapkın bir şekilde gülümseyip.

"Bu konuda çok haklısınız." Diyerek oturduğunda bu sefer üstünlük İllavettin Holding tarafındaydı.

Üç buçuk saat süren toplantı sonunda, bir taraf için mutlu diğer taraf için yenilgiyle bitmişti. Oktay iş yaptığı adamın elini sıkarken çok mutlu gözüküyordu ama içten içe büyük çığlıklar atıyordu.

"Görüşmek üzere." Deyip adamları gönderdiklerinde arkalarından iki çalışanları da onları geçirmeye gitmişti. Toplantı odasının kapısı kapanır kapanmaz Oktay ellerini saçlarına daldırdı.

Kelebek AdamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin