Zindan gibi odalar

2 0 0
                                    

"Hey! Yaşıyor musun?"

Dürtülmemle uyandım. Başımda bir kız duruyordu. Kahverengi gözlüydü. Bu detayı verdim çünkü başka bişey göremiyordum.

"Saçlarını çekersen hayata geri dönebilirim."

"Ah pardon, bir gündür ayılamadın da dikkat edememişim."

"Ne?"

"İlacın etkisiyle bir türlü ayılamadın."

"Sen kimsin?"

"Ben Tuana, 14 yaşındayım" dedi ve el uzattı.

"Rosa, 14 yaşındayım" dedim ve elini sıktım. Gülümsedi.

"Neler oluyor Tuana?"

"Bak bu or- neyse bu patron küçükken kardeşini kaybetmiş. Bir şekilde cafelerden birinde olduğunu öğrenmiş bütün kafelere baskın düzenledi. Dinleniyoruz ona göre konuş"

"Kardeşini nasıl kaybetmiş?"

"Ormanda"

"Ormanda mı? Nasıl yani?"

"Tam orman demeyelim. Bankların olduğu ve yemek yemeye gelinen ağaçlık büyük bi alan. Gece olmuş, annesi ve babası bunları terk edip gitmişler. Cesetleri oralardaki bir gölde bulunmuş. Adam kardeşini arıyor."

"Ohoo bundan üç sezonluk dizi çıkar." Dememin üzerine güldü, kısa sürdü.

"İkiniz de benimle gelin"

Biz önde adam arkada yürüyorduk. Önüme odaların altından ittirilmeye çalışan katlanmış kağıt. Ayağım sendelemiş gibi yaptım. Yere düşmüş gibi yapıp notu çekip çıkardım. Adam yakamdan tuttuğu gibi beni kaldırdı.

"YÜRÜ!"

               *****BİR SAAT SONRA*****
        Karanlık bir odadaydım. Tek başımaydım elim sandalyeye bağlıydı. Önümde masa vardı. Suçlu muamelesi görüyordum. Kapı açıldı, sonra ışık, sonra gözlerim. Karşımda yüzünü görmediğim bir adam oturuyordu.

"Adın ne?"

"Rosa"

"BİP" AMANIN! ELLERİM ARKADA VE MAKİNE Mİ BAĞLIYDI?

Birden sıçradığımı gören adam gülmeye başladı.
"Doğru.."

Saatlerce sorular sordu. Yaşımı, kimlerle kaldığımı, okulumu. O soru denk geldi.

"Bana küçüklüğünden bahset"

"Hatırlamıyorum"

"BİP"

"Yanlış.."

"Sadece anne ve babamı kaybettiğim günü hatırlıyorum. Geceydi, daha bebektim. Annemin yaşlı gözlerini be babamın onu tutup götürmesinden başka bir şey yok."

"BİP"

"Doğru.."
"Bırakın, o değil."

"Tamam patron!" Patron mu? Beni patron mu sorgulamıştı? Kafam allak bullakken yine uyuyakaldığımı hatırlıyorum.

"Kalk, bugün gidiyorsun."
"Bana bak sakın bayılma, yine uğraşamayız senle"

Dışarıdaydık. Siyah bir arabanın içindeydim.

"Ya bi salın ben değilim! Ne gerek var? Suçlu değilim ne özel arabası ne makinesi ne zindan gibi odalar?!"

"Ay biz meraklıyız sana!" Bak bunu söyleyince şaşırmıştım.

"Yürü" Alındığımız kafenin hafif uzağında bir yere sürükledi.

"Tek kelime edersen mahvolursun!"

"Peki"

SİLAH SESLERİ*
Silah sesleri duymam ile çökmem bir oldu. Adam vurulmuştu. Patronun çalışanı. Gözlerim kapalıydı. Birden beni saran kollarla gözlerimi açtım.
"Rosa!"
Sude ablam beni sıkı sıkı sararken kollarımı hareket ettirememiştim.
"Sakin ol, gel eve gidelim"
Kafamı sola çevirdim, Sinan.. Elinde tabancayla bize doğru yaklaşıyordu.

"Öldürmeyi planlamıyordum aslında sorgulasak iyiydi."
Sinan beni kolumdan tutup kaldırdı. Hala tek kelime etmemiş öylece yere bakıyordum.

"Eğer konuşmazsan adam yerine seni öldürdüğümü düşüneceğim."

"Dur Sinan, 4 gündür kayıp, sakin ol bir şokunu atlatsın. Gel eve gidelim Rosa."

KoşturmacaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin