good 4 u

22

selamm umarim begenirsiniz medyayi dinleyebilirsiniz iyi okumalar💓

"Buradaki sessizlikten sıkıldım cidden, hiçbir şey yapmayacak mıyız?" Niki konuşması ile üzerine birkaç kişinin dikkatini çekmeyi başarabilmişti. Herkes herhangi bir bildirim sesi veya bir yaşam belirtisi bekliyordu. Ve hala bir olay olmamıştı. Açıkçası beklenmedikti ve şaşırtıcıydı.

"Atıştırmalık bir şeyler ister misiniz?" Taehyun normalde olsa hiç umursamadan kendi köşesine yayılır ve evdekileri takmazdı. Ama şu an farklıydı. Evde misafir sayılabilecek kişiler vardı. Ve ortam da biraz farklıydı. Bu yüzden gereği o malum soruyu sormakta bulmuştu. Cevabı beklemeden salondan çıkmıştı bile. Yardım etmek amacıyla ayaklanan Sunoo Ve Jungwon da arkasından mutfağa adımlamıştı.

"Acaba şu an ne yapıyorlardır?" Beomgyu'nun sorusu üzerine birkaçı başını 'bilmiyorum' anlamında sallamıştı. "Hiçbir fikrim yok ama umarım şu an öpüşüyorlardır." Yeonjun'un konuşması üzerine Beomgyu kıkırdamıştı. Gülmek amaçlı bir kıkırdama değildi tam tersi sinirleri bozulmuştu artık. Yanlış anlaşılmaması için kısa kesmişti zaten. Biraz tripliydi, bunun boş olduğunu bildiği halde yine de kendini alıkoyamıyordu.

Jake koltukta başını geriye atmış bir şekilde oturuyordu. Bacaklarını titretmekten başka yaptığı bir şey yoktu. Normalde olsa aşırı hareketli olur ve bu ortamın gerginliğini alırdı, ama şu anda hareketini kısıtlayan bir şey vardı. Ve bunu kendisi de anlayamamıştı henüz.

Niki ve Sunghoon antrenmanlar hakkında konuşurken Jay da bazen araya katılıyor ve yorumlar yapıyordu. Kai tam içeriye bakmaya gidecekken Taehyun ve arkasında onu takip eden Sunoo ve Jungwon'un içeri girmesiyle yerine geri oturmuştu. Atıştırmalıkları masaya koyup içecekleri dağıttıktan sonra yerlerine oturmuşlardı. Bu da diğerlerinin arasındaki maç sohbetini bölmüştü.

"Bence şu an tartışmamız gereken çok konu var, hepimiz olayları tamamen bilmiyoruz. Belki de oturup konuşursak olayları tamamen yerine oturtabiliriz." Jungwon'un fikri üzerine çoğunluk onaylamış ve bu onları koyu bir sohbetin içine çekmişti. Beomgyu bu sohbetten faydalanıp salondan çıkarak üst kattaki tuvalete adımlamıştı.

Tuvaletin kapısına ulaştığında ancak anlayabilmişti Yeonjun'un peşinden geldiğini. Kendisi adım atamadan Yeonjun onun bileğinden tutup kendine çevirmişti. "Bir şey mi oldu?" Biraz garipsemişti açıkçası beklemiyordu. "Benden kaçıyorsun." Aslında fark etmesi biraz hoşuna gitmişti. Ama kaçmıyordu, sadece takmıyordu o kadar.

"Kaçmıyorum" Cevabının üzerine Yeonjun histerik bir gülüş bırakmıştı. "Eminim kaçmıyorsundur." Bedenlerinin yakınlığı Beomgyu'yu fazlasıyla geriyordu. Burada kendini kandırabilirdi ancak Yeonjun'un bir sevgilisi vardı asıl sorun da buydu zaten. "Pardon da senden neden kaçacakmışım? Neye dayanarak söylüyorsun bunu?"

Yeonjun biraz duraksamıştı ama yine de gardını tamamen düşürmeden devam etmişti. "Gözlerime bak o zaman. Madem kaçmıyorsun." Beomgyu gözlerini kaçırdığının farkında bile değildi. Yeonjun'un bu tavrı hiç hoşuna gitmemişti. Nasıl bu kadar rahat davranabiliyordu. "Heeseung'ın kardeşi baksın gözüne." Cevap vermesini beklemeden kollarından sıyrılıp içeri girdkten sonra kapıyı hızlı sayılabilecek bir şekilde çarpmıştı.

Yeonjun aklına gelenlerle afallayarak kapının yanındaki duvara sırtını yaslamıştı. Eliyle alnına sert bir şekilde vurduktan sonra içinden Jake'e küfürlerini savurmaya başlamıştı. Ardından burada durmanın bir manası olmadığını düşünerek aşağı adımlamıştı. Bu sorunu bir an önce çözmeliydi yoksa bu kadar yaklaşmışken Beomgyu'yu kaybedecekti.

İçeriden gidişi ile gelişi fark edilmediği için hemen ortama uyum sağlamıştı. "Yarın okula gidecek misiniz?" diye sordu Niki. Genel olarak herkes emin değildi. Duruma bağlıydı. Ama şu an tam olarak belirlenmemişti. Bir anda hepsinin gelmemesi de bir sorun olabilirdi.