Manolya Kokulu Adam

29 5 2
                                    

Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒ


Gözlerim açıldığında başıma giren keskin bir ağrı ile yüzümü buruşturdum. Dün gece Apate ile birlikte olmuştum. Bunu hatırlayacak kadar zihnim yerindeydi. Soluma doğru baktığımda o yoktu. Gitmiş olmalıydı. Yataktan kalktım. Odanın ortasında daha fazla çıplak şekilde beklemeden banyoya girip bedenimi yıkadım. Banyodan çıktım. Hiç sevmezdim temizlendikten sonra yine aynı kıyafetleri ama şu an mecburdum...

Odadan çıkmadan önce saate bakmayı akıl edebilmiştim. Saat 17.00 i gösteriyordu. Ne zaman uykuya daldığımı bilmediğim için ne kadar uyuduğumu da bilmiyordum. Odadan çıkıp aşağıya indim.

Hoseok beyi aradı gözlerim. Genelde bu saatlerde yeni bara gelir, ortamı yoklardı. Zaten şu an mekan boş denilebilirdi. Saat 22 den önce liseli gençler gelir genellikle bilardo, dart veya karaoke yaparlardı. Asıl iş 22 den sonra başlıyordu.

Sonra Jin'i gördüm. O da beni görmüştü. Elindeki siparişleri bıraktıktan sonra hemen yanıma geldi. Ben de o sırada bar tezgahının arkasına her zaman olduğum yere geçtim.

"Patron dün geceden aldığın ücreti dolabına koymuş."

"Tamam." Jin kaşlarını çattı. "Sen burada mı yattın?" umutsuzca baş salladım. "Ben bir şey yaptım. Hata mı yoksa bu bir lütuf mu bilemiyorum."

"Hasss naptın lan?" yaklaş manasında işaret ve orta parmağımı birleştirerek hareket yaptım.

"Dün gelen müşterilerden biriyle birlikte oldum."

"NEE?" "Dostum çok hızlısın."

"Sus aminakoyim zaten sinirliyim. Başıma iş almasam bari. Kadın mafya."

"Ooooo mafya ve onun aşkı." alttaki bardaklardan birini alıp ona fırlatacakken içeri Hoseok bey girdi. "Jeongguk odama." bardağı indirip Hoseok beyi takip ettim. "Hadi sana kolay gelsin." "Offf. Sağ ol."

Patronun odasına girdiğimde arkamdan kapıyı sert bir şekilde çarptı. Daha sonra koltuğuna oturdu. Sesi oldukça sinirliydi. "Sen dün gece ne halt yedin?"

"Şey patron-" "Evet dinliyorum. En son Apate hanım ile odaya giriyorsunuz ve o sabahın yedisinde odadan bir hışımla ayrılıyor."

"Onunla birlikte mi oldun?" Lan salak dur da bir cevap vereyim.

"Hatırlamıyorum."

"Eğer onunla görüşmek istersen diye bana bu kartı verdi. Bu numarayı ararsan ona ulaşabilirmişsin." elindeki kartviziti alıp ceketimin iç cebine koydum. "Ayrıca bugün izinlisin. Eve git dinlen." itiraz asla etmezdim. Kafam allak bullaktı çünkü.

"Teşekkürler efendim."

"Çıkabilirsin Jeon... ve dikkatli ol."

"Olacağım." odadan çıktığımda derin bir nefes aldım. Bir an işten kovuldum falan sanmıştım. Kalbime inecekti aw

Her neyse şu an izinliydim ve eve gidip camış gibi yine yatacaktım. Aynı zamanda Apate'yi aramayı da düşünmüyordum. Bir daha görmek bile istemiyordum.

Derin bir iç çekerek personel odasına gidip kendi kıyafetlerimi giydim. Daha sonra da Jin'e selam vererek mekandan çıktım. O da hiç sormamış sadece baş selamı vermişti.

Ve evimin yolunu tuttum.




1 ay sonra...

Saat 00.18 sularıydı. Zihnim boş, rüzgara karşı sadece öylece bankta oturmuş duruyordum. Dışarıda kimseler yoktu. Sahilin en ücra köşelerinden birindeydim.

Eliane  ❦ TaeKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin