iyi okumalarrrr.
Birkaç gün sonra
Telefon üçüncü çalışta açılmıştı.
"Kimsin?" gözlerimi kapattım. Derin bir nefes alarak telefonu tekrardan kulağıma götürdüm.
"Benim Apate. Jeongguk." bir süre telefonun ucundan ses gelmedi. Bekledim. Ardından Apate'nin sesi tekrardan yankılandı kulaklarımda "Hiç aramayacaksın sanmıştım."
Bende öyle sanıyordum Apate...
"Bende..." "Neden aradın o zaman?" keşke anlatabilsem sana bunları.
"Senden sonra tanıştığım tüm kadınlara sen gözüyle bakınca anladım bazı şeyleri."
"Aynı şeylerin benim için de geçerli olduğunu bilmeni isterim..." uzun bir süre konuşmadım. Konuşmadı.
"Pekala, seninle yüz yüze tekrardan görüşmek istiyorum." Apate'nin bu teklifi beni şaşırtmamıştı.
"Olabilir. Nerede ve ne zaman?"
"Bu gece benim evimde. Saat 21.00 da."
"Senin evin?" "Evet, korumalarım seni evinin önünden alacaklar."
"Evimi nereden-" "Hadi ama Jeon! Benim ulaşamayacağım bilgi yok."
"Peki. Görüşmek üzere..."itiraz edecek halim bile yoktu. telefonu kapatıp kendimi yatağıma attım. Ruhsal o kadar yorgundum ki hiçbir şey yapasım yoktu. Yataktan kalkıp salona geçtim.
Salonun ışıklarını yaktığımda gördüğüm manzara beni şoka uğratmış ve ağzımdan küçük bir bağırtı kopmasına neden olmuştu. Taehyung koca bedeni ile tekli koltuğuma yayılmıştı. Benim bir adım gerilemem ile o da ayağı kalktı.
"Görüşmeyeli kısa zaman olsa da beni özlediğini umuyorum Jeongguk." çok özledim. Çok.
"Nasıl girdin buraya?" "Neden buradasın?" elini çenesine götürerek kaşıdı.
"İlk soruna pas diyorum. Ikinci soruna gelirsek de Apate'nin evinde ne yapacağını anlatacağım."
"Bunun için evime gizlice girmene gerek var mıydı? Başka bir yerde de görüşebilirdik."
"Ah ne akıllı bir şeysin ya. Otur şimdi. Iyi dinle beni."
El mahkum koltuklardan birine oturdum. O da daha demin kalktığı yere tekrardan oturdu.
"Bana bak. Kadının evine gidip bir daha sevişiyim deme sakın."
"Ha? Bu seni neden ilgilendirsin?"
"Bu beni ilgilendirmiyor aptal." sırıttım. "Eee neden böyle bir şey dedin o zaman?"
"İşine odaklan diye yani farklı bir yerlere değil." sırıtmam kahkahaya dönüştüğünde sert bakışlarıyla karşılaştım. Yüzümdeki alaycı ifade hemen gitmişti. Okey ciddiyim şu an.
"Bir dosyayı almanı istiyorum senden."
"Nasıl bir dosya bu?" "Aslında dümdüz bir dosya. Üstünde benim ismim yazıyor."
"Senin için neden önemli?"
"Ben sana çok soru soruyorsun demiş miydim? Demediysem de diyorum şimdi."
"Nasıl alacağım? Imkansız bu."
"Hayır, değil." cebinden ufak bir cihaz çıkardı. Elime tutuşturdu.
"Bunu eve girmeden önce tak Ve sakın çıkarma. Olası bir acil durumda sana yardımcı olacağım."
"Anlamlandıramıyorum." kaşlarını çattı. "Neyi?" diye sordu. Kafamı yere eğdim. Sanki bilmiyormuş gibi konuşması komiğime gitmişti.
"Her şey. Tüm bu olaylar."
"Asıl olay senin Apate'nin evine girmen ile başlayacak Jeongguk."
"Peki o dosyayı yerinde göremeyince anlamaz mı?"
"Apate zeki bir kadındır. Mutlaka kısa sürede fark edecektir. Ama bizim için işin iyi tarafı o dosyanın senin tarafından çalındığını anlamayacak olması."
"Umarım dediğin gibi olur." kısa bir sessizliğin ardından Taehyung gözlerini saatine dikti.
"Saat 19.25 şuan. Yaklaşık ki saat var. Ben gidiyorum. Iyice hazırlan ve o dosyayı al." sözüne devam etti. "Dikkatinin dağıldığı bir anda dosyayı almaya çalış. Mesela çok sarhoş olduğu bir anda."
"Kendisi çok zor sarhoş oluyor. Ve bu da demek ki işim zor olacak."
"O zaman içeceğine bir şeyler at Jeongguk. Bunu da ben mi öğreteceğim?"
"ben senin gibi düzenbaz mıyım? Nereden biliyim böyle şeyleri? "
"Seninle laf dalaşına girmek isterdim ama şu an tonla işim var ve onları halletmem gerek."
"İyi hallet."
"Ben gidiyorum. Dediklerimi unutma. Dosya ya çalışma odasına ya da yatak odasında. Dikkatli ol."
"Olurum."
"Sana güvenmek istiyorum. Umarım arkamdan bıçaklanmam. "
"Ki böyle bir şey yaparsan o sırtıma sapladığın bıçağı bir alır- neyse..." yerinden kalkıp arkasından bakmadan evden çıkmıştı.
21.00
Arabadan indiğimde karşılaştığım manzara dudaklarımın O şeklini almasına neden olmuştu. Burası ev değil saray gibi bir yerdi resmen. Siyah ceketimin yakalarını düzelttikten sonra evin büyük, gösterişli kapısına doğru yürümeye başladım.
Taehyung'un verdiği kulaklığı da takmayı unutmamıştım. Fazlaca küçük bir şeydi. Kulağımın arkasında yerleştirmiş ve saçlarımla kamufle etmiştim. Ancak yol boyunca hiç ses yoktu.
Kapıya yaklaşıp zile bastım. Zili bir hizmetlinin açmasını beklerken Apate'nin kendisinin açması biraz şaşırtmıştı beni.
"Jeongguk!" kollarını sıkıca bedenime sardığında yoğun bir sigara ve sigara kokusunu bastırmak için sıkılmış parfüm kokuyordu. Tuhaf bir kokuydu. Çok takılmayıp kollarımı beline sardım.
Ikimizde ayrıldığımızda bir eli içeriyi işaret etti. "Bizim için evdeki hizmetlileri gönderdim." kapıyı kapatıp arkamdan geldiğini hissettim.
Fakat tek hissettiğim bedeni değildi. Enseme doğru silah namlusunu hissettiğimde gözlerimi kapattım. "Faka bastın Jeogguk."
"Senden hiç kimseden hoşlanmadığım kadar hoşlanmıştım. Ve sen de bana ihanet ettin. HEMDE SİKTİĞİMİN TAE İLE."
"Nereden çıkartıyorsun Apate? Ben, bizim için geldim." büyük bir kahkaha patlattı. Eli kulağımın arkasına gittiğinde gözlerimi kapattım.
Dediği gibi cidden faka basmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eliane ❦ TaeKook
FanfictionBaskın karakter - Taehyung Yan çift - Namjin 18.03.2022 Taehyung: Eliane Jeongguk : kulağa hoş geldi. Ne anlama geliyor ? Taehyung: Güneş kadar güzel demek... seni anlatıyor sanki bu kelime. Hatta artık sana Eliane diyeceğim. Eliane'm.