helooo
iyi okumalarrr
Yoongi'nin bahsettiği mekana geldiğimizde derin bir nefes alarak arabadan indim. Yoongi benden önce inip kapıyı açmayı ihmal etmemişti. Mekanın girişinde son model arabalar geçip duruyor, arabanın içinden inen kişilerin arkasından bir düzine koruma da arkalarından geliyordu. Mekana giriş yaptıktan kısa süre sonra Yoongi beni aşağıya doğru inen bir merdivene doğru yönlendirdi. Sakin ama temkinli adımlarla yürürken Yoongi birden beni durdurdu.
"Efendim bunu görmek istemeyebilirsiniz."
"Ne oldu? Sorun ne?"
"Kim Tae. Bildiğiniz üzere Seul'deki ana mekanı basmış." Şaşırmamıştım. Ellerimi sımsıkı sıkarken aklımda sadece onu kurşuna düzmek vardı.
"Güzel. Gidip yüzleşelim." arkamı dönüp gidecekken beni tekrardan durdurdu. Ona doğru döndüm.
"Önceliğimiz yine de bu toplantı olmalı efendim. Şu an bu içerideki adamlara kendinizi dinletemez bir üstünlük kuramazsanız Bay Taehyung'a hiç kuramazsınız."
"Öyle diyorsan... tamam. Önce toplantıyı halledelim." Yoongi önümde ben arkasında ilerliyordum. Arkamdaki 4 koruma da bizlerleydi tabii. Siyah bir kapının önünde durduğunda ben de durdum.
"Rahat olmaya bakın. Oradaki herkes sizin kim olduğunuzu ve Apate'nin yerine geçeceğinizi biliyor." kafa salladım. Bir adım sağa doğru kayıp bana yol açtı. Tereddüt etmeden içeri girdim. Yoongi'de arkamdan gelmiş diğer korumaları dışarda bırakmıştı.
Tüm gözler bana kaydığında herkese kısa bir göz attım. Daha sonra en baştaki koltuğun yanındaki ve Apate'ye ait olduğunu bildiğim sandalyeye kaydı. En başta büyük patron otururdu. Diğer boş yerde Tae salağına ait olmalıydı.
"Hoşbuldum beyler. Karşılama için teşekkürler." Büyük patron bu sefer yoktu. Apate'nin yerine geçtim. Karşımda sağ çaprazımda duran kel 40lı yaşlarında adam bardağındaki içkisinden bir yudum alarak konuştu.
"Büyük patron böyle bir şeye nasıl izin verdi anlayamıyorum?"
"İnan bende anlayamıyorum dostum. Normalde biri öldüğünde yerine başka biri değil, masadan biri geçerdi."
"Sizin konuşma hakkınız olduğunu düşünmüyorum Bay Park. Ayrıca Apate'nin ardından sizin buraya oturmanız gerekirdi değil mi?
"Evet öyle."
"Büyük Patronun neden senin yerine istisna olarak benim buraya oturmama izin verdiğini şimdi daha iyi anlıyorum."
"Nedenmiş çok merak ediyorum. Benim yerine neden bir veledi oraya oturttu."
"Kim mallarını çalan birini sağ kolu yapar ki?
"Ne diyorsun sen çocuk?" gözler bay Park'a dönmüştü bu sefer.
"Ben ne dediğimi çok iyi biliyorum. Ve artık Büyük Patronun sağ kolu olduğuma göre gerekeni yapmak bana düşer."
Hışımla ayağı kalkıp belimden bir zamanlar titreyerek aldığım tabancayı hiç düşünmeden çıkartıp Bay Park'a doğru iki el ateş ettim. Bay Park'ın korumaları bana doğru silah çekmişti. Gözlerimi sıkıca kapattım böyle olsun istemezdim. Gözlerimi açtığımda Yoongi ile göz göze geldik. Sorun yok dercesine bakıyordu.
"Silahlarınızı indirin beyler. Canınızı seviyorsanız tabii." adamları istemeseler de silahlarını indirdiler.
"İhanet edenin sonunu gördünüz. Yükselmek için değil yerinizi korumak için çalışın bundan sonra." Yoongi gideceğimi anlayıp kapıyı açtı. Önce ben sonra arkamdan onunla beraber korumalar çıktı. Dışarıda beni bekleyen arabanın sürücü koltuğuna oturdum. Yoongi hemen yanıma yetişti. Camı açtım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eliane ❦ TaeKook
FanfictionBaskın karakter - Taehyung Yan çift - Namjin 18.03.2022 Taehyung: Eliane Jeongguk : kulağa hoş geldi. Ne anlama geliyor ? Taehyung: Güneş kadar güzel demek... seni anlatıyor sanki bu kelime. Hatta artık sana Eliane diyeceğim. Eliane'm.