Sabah sinek vızıltısıyla uyandım. Hoş değildi ama zaten mecburdum. Bugün eve bakmaya gidecektik. İçimde biraz tedirginlik vardı. İnsan sevmiyorum. Acaba ev nasıl? Hazırlanayım da anneme haber vereyim bari. Erkenden çıkalım.
''Anne.''
''Efendim Ersin?''
''Eve bakmaya erkenden gitsek mi? Bir an önce nasıl bir yer olduğunu görmek istiyorum tam olarak.''
''Tamam ben bir arayayım hem kadın hazırlansın hem de biz hazırlanıp çıkalım o zaman.''
''Tamam.''
Odama geri girdim. Kıyafetlerimi çıkarıp giydim. Annem kadınla konuşuyordu hala. BU kadar konuşacak ne vardı ki? Zaten daha 2 gündür tanışıyorlar. Garip. En azından annem tek başına kalmadı. Bu da iyidir. Neyse, hazırlandım. Kapının önüne geçtim ve şöyle seslendim:
''Anne gel çıkalım artık. Kadın da hazırlanıyor bekletmeyelim.''
''Tamam geliyorum bir dakika.''
Evden çıktık. Buradan bir tık uzaktı ama olsun. Yürüye yürüye yorulsak ta, ulaşmayı başardık. İçeri girdik ve 11. Kata yürüye yürüye çıktık. Çünkü annem asansörlerden birazcık korkar. Bir apartmanı neden 11 kat inşa edersin ki? Normal apartmanlardan farklı olarak. Kadın gelince sebebini sorarım. Zile bastık. Açılmadı. Bir daha bastık. Gene açılmadı. Bu kadın herhalde insanları bekletmeye bayılıyor. Ne telefonu açıyor ne de kapıyı. En az yarım saat kadar bekledik. Tık yoktu. En sonda gitmek üzereydik ki, içeriden bir ses geldi. Koşma sesi gibiydi. Sonra birden kapı açıldı ve 20 21 yaşlarında duran bir kız;
''Aa hoş geldiniz, siz annemin bahsettiği kiracılar olmalısınız! Ben Bahar. Çok bekletmedik umarım?''
Yarım saattir bekliyoruz. Sonra birden koşma sesi geliyor ve kapı açılıyor. Jetonu yeni düştü herhalde?
Annemden birden:
''Yok canım. Daha yeni geldik zaten. Çok beklemedik. Annen nerde acaba? Sabah aslında onla plan yapmıştık.''
Şaşkın şaşkın anneme bakarken;
''Ha doğru. Ama onun bir işi çıktı dolayısıyla sizinle benim ilgilenmemi istedi. Bende içeride kitap okuyordum. Dalmışım o yüzden duymamış olabilirim. Kusura bakmayın. Evde merak ettiğiniz ne var? İlk apartmanı mı gezmek istersiniz yoksa evi mi?''
Tam ağzımı açacakken annem;
''Evi gezelim ilk. Sorun olmaz değil mi Ersin?''
Daha çok ''Evi de de apartmanla uğraşmayalım. Apartmandan bize ne ki? Bizim işimiz evle'' der gibi baktı bana. Bende:
''Ha, evet evet, ilk eve bakalım. Ama bir şeyi merak ettim. Apartmanda neden 𝟏𝟏 𝐊𝐀𝐓 var?''
Bu sorudan sonra kadını bir ter bastı. Telaşlanmış gibiydi. Neden böyle davrandı?
''Aa şey. Şey. Bunu anneme sorun.''
Fazla belli etmeden tamamdır dedim ve olayı uzatmadım.
''Burası mutfak. Diğer evlere göre biraz daha büyük. İşinizi fazlasıyla görür.''
Annem aşırı beğenmiş bir tavırla:
''Oha evet! Çok güzel. Burası bu kadar büyükse salon ne kadardır kim bilir! Ersin baksana.''
Bende annemi kırmamak için:
''Aa evet gerçekten çok iyi.''
''Mutfağa baktığınıza göre salona geçebiliriz. Burası diğer evlere göre bir tık küçük olsa da sizi hayal kırıklığına uğratmaz.''
Annemin hayal kırıklığı yaşadığı yüzünden belliydi. Ama belli etmemeye çalışıyordu:
''Ha evet. Zaten çok büyük olmasına gerek yok. Bu kadarı bize yeter bile. Zaten evin eşyalı olması bizim için çok iyi. Salonun geniş olmasına çokta gerek yok.''
Hızlıca tuvaleti, yatak odalarını geçtik. Standart, bildiğiniz normal odalardı işte. Ha önceki evden iyi miydi, tabii ki. Ama tek sorun balkondaki demir parmaklıklardan 1 tanesi oradan çıkmış gibiydi. Bir tık rahatsız edici gözüküyordu ve güvenilir durmuyordu. Muhtemelen yaptırırım ya. Bir şey olmaz.
Kadınla anlaştık. Maksimum 2 3 gün buraya taşınmış oluruz. 2 Ay sürer diye düşünmüştüm önceden ama eşyalı olduğunu bilmiyordum. Neyse artık eve gideyim de Tolga'ya evi ve yeri anlatayım. Eve gittik. Tolga çok heyecanlı bir şekilde:
''Abi abi ev nasıldı? Güzel miydi? Anlaştık mı? Taşınıyor muyuz?''
Bense gülerek:
''Evet abicim anlaştık taşınacağız yakında.''
Tolga heyecanla:
''Oley be!'' Dedi ve bacaklarıma sarıldı.
Hemen evi sordu tekrardan. Uzun uzun anlattım. Çok sevindi. Yarın gerekli eşyaları eve taşıyacağız. Zaten kendinden eşyalı. Gereksiz olanları ise satarız. Evin tek kötü tarafı, 11. Katta tek başımıza olmamız. Herkes alt katlarda. 11. Kattaki tek daire bizim. O yüzden bir tık izole olacağız. Asansör bize çok yardımcı olacak. Belki annemde artık asansöre alışır da onun korkusundan da kurtuluruz. Neyse. Yarın yoğun bir gün. Uyusam iyi olur.
Tekrar bir sinek vızıltısıyla uyandım tabii. Ne alarmı? Benim doğal evcil sineğim var. Sağ olsun sabah saat 8 olmadan vızz vızz vızz başımda ötüp ötüp duruyor. Ben kalktığımda evdeki gerekli eşyalar tıra yükleniliyordu. Bende hazırlanıp adamlara yardım ettim. Tüm eşyalar toplandı. Tolga'yı kucağıma aldım. Annemle beraber evin yolunu tuttuk. Tır önceden ulaştığı için bizi beklemesi gerekti. Eve ulaştık. 0'dan 11. Kata taşımak zor olsa gerek. O yüzden onlar önceden taşımışlardı. Zaten anahtar onlardaydı. Çok yorulmuştum. Bu yüzden asansörü kullanmak istedim. Annem istemedi ama ikna ettim. Asansöre bindik. 11. Katın tuşu üzerinde ne 11 yazıyordu, ne de 11. Kat olduğunu anlayabileceğimiz bir gösterge. Bildiğin siyah, küçük bir butondu. 11. Kat tuşu olduğunu yanındaki 10. Kat butonundan anladım. Tuşa bastım. 1. Kat 2. Kat 3.Kat derken 5. Katta asansör tekleyerek durdu.
''Ersin ne oluyor? Sen 11. Katı seçmedin mi?''
Annemin korkusunu yenmesini beklerken birden asansörde kalmak pekte korkusu için iyi olmadı.
Annem yetmezmiş gibi;
''Abi ne oluyor? Asansörde mi kaldık? Ne yapacağız? Çok korkuyorum.'' Dedi Tolga ve birden ağlamaya başladı. Hem annem hem Tolga'yı idare etmek zordu.
''Sakin ya şimdi düzelir. Tolgacım sende ağlama az sonra tekrar asansör çalışır hale gelir.''
Herkes sakinleşti. 2 Dakika falan orada durduk. Sebepsiz yere asansör yukarı çıkmak yerine o katta kalmayı tercih etti ve ''Kapı açılıyor'' sesi ile 5. Katta açılıverdi. Şaşırdım. Zaten tırsmıştım yani hemen indim ve bizimkileri de alıp gerisini yürüyerek çıktık. Kadın orada bizi bekliyordu. Yanına yaklaştım. Leş gibi kokuyordu. 3 Yıldır duş almıyor herhalde? Ağzı da kokuyordu. Çokta yorgundu. Göz torbaları bildiğin mosmordu.
Bitkin bir sesle:
''Hoş geldiniz! Bende sizi bekliyordum. Nakliyeciler işini hallederken bizde sizinle sohbet edelim olur mu?''
Leş kokusuna rağmen ayıp olmasın diye annemle ben:
''Tabii edelim.'' dedik.
''Ersincim, senin işin neydi?''
''Tesisatçıyım ablacım. Elektriklerle falan ilgileniyorum. Devre vesaire. Ama su tesisatçılığını da yapabiliyorum az çok. Yine de ana alanım elektriklerle ilgili.''
Küçümser bir ses tonuyla:
''Ne? Tesisatçılık mı? Başka iş mi bulamadın yahu?'' Dedi kahkahalar eşliğinde. Bende onla güldüm ayıp olmasın diye. 1 Saat falan konuştuk hep beraber. En son nakliyecilerin işleri bitince. Kadını nakliyecileri bahane edip yolladım.
Evin içine yerleştik. Bütün gün Tolga'nın eve alışması için uğraştım. Zaman o kadar hızlı geçti ki hemen akşam oldu.
İlk gecemi geçirmeye hazırdım artık. Herkes yatmıştı. Tuvalete girdim. İşimi hallettim. Elimi yıkadım ve çıktım. Yatağım zaten hazırdı. Bende yattım. Yatağa alışmam bir tık zor oldu. Tam uykuya dalacakken, evin içinde ayak sesleri duydum. Kontrol ettim. Kimse yoktu. Az ileride gölgemsi bir şey gördüm ama ilgimi çekmedi. Geri yattım. 5 Dakika falan sonra, tekrar aynı sesi duydum. Bir daha baktım, bir daha bir şey görmedim, bir daha gölgemsi bir şey uzaktaydı. Bu beni biraz korkuttu ama bir daha yattım. Bu sefer gerçekten uzun süre geçmişti. Tam huzurla uyuyacakken, tekrar ses geldi. Artık korkudan çok, rahatsız olmaya başladım ve sinirlendim. Gittim kontrol ettim derken...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kat 11
Tajemnica / ThrillerErsin, hayatının daha kaliteli olması için çabalarken, bir anda kendini hiç istemediği bir yerde bulur. Bulunduğu bu nokta hayatını değiştirecektir.