⚡Giriş

453 38 62
                                    

Keyifli Okumalar ⚡

🍏🍏🍏

Giriş

Harry James Potter, Profesör McGonagall'ın ofisine giderken bir yandan da vaftiz babasını düşünüyordu. 

Peter Pettigrew kaçmıştı. Bir kez daha…

Onun dışında birazdan yaz tatili için Hogwarts'tan ayrılacaklardı. Ve Merlin şahidiydi ki, o lanet muggle akrabalarının yanına dönmek son isteği bile değildi.

Koridorlar boşalmıştı. Büyük ihtimalle herkes arabalara binmeye gitmişti. Harry ise Hermione'nin ricası ile boynundaki sabah güneşinin ışıklarıyla parlayan altın halkalı zaman döndürücüyü Profesör McGonagall'a iade etmeye gidiyordu.

Yani en azından planı böyleydi.

Ancak ofisin olduğu koridora dönecekken çarpıştığı kişiyle planlarının bozulduğunu hissetti. Çünkü geriye savrulurken en az boynundaki altın saat kadar sabah güneşi etkisine girmiş saçlarla kesişti bakışları.

Draco Malfoy...    

Bir kere karşılaşmasalar ölürlerdi sanki!

Geriye savrulduğu yerde dimdik durdu ve bir şey demeden yanından geçip gitmeye hazırlandı, Harry. Ki tahmin edersiniz, bugün o şanslı günlerinden birinde değildi.

Sarışının elini kolunda hissettiğinde yine durmak zorunda kaldı. Yan dönerek kolunu Malfoy'dan kurtardı ve çocuğun ısrarlı gözlerine baktı. "Yine ne var, Malfoy?" dedi Harry kaba bir üslûpla.

Malfoy alay edercesine kaşlarını kaldırdı. "Asıl sana sormalı… Boynunda nadide bir parçayla gezen ben değilim."

Harry sarışının gözlerini takip ederek göğsünde duran zaman döndürücüye baktı. Dakikasında kendine bir küfür savurdu. Elini sanki döndürücüyü yok edebilecekmiş gibi üzerine kapadı. Ve bu sadece sarışından birkaç alaylı bakış daha toplamasına yaradı.

"Oh, bakanlığın az sayıda olan zaman döndürücülerden birinin öğrencilerin elinde dolaştığından haberi var mı? Ya da Dumbledore'un böyle bir şeye nasıl izin verdiğinden? Ne dersin, yaralı kafa?" Sonra devam etti. "Bence babam bunu öğrense çok kötü şeyler olur, Potter. Hatta o çok sevdiğin yaşlı bunak görevden bile alınabilir."

Draco Malfoy'un eli zaman döndürücüyü hapsettiği elinin üzerine sarıldığında hâlâ onu dinlediği için kendine bir küfür daha savurdu. "Bırak şunu, Malfoy! Senin saçmalıklarınla uğraşacak değilim."

Malfoy cevap vermezken boştaki eliyle Harry'nin ensesine ulaştı ve oradaki zinciri yakaladı. Kendine doğru çekti. Birbirlerine birer adım yaklaştılar.

Harry de hissettiği temasla aynı anda zincirin öteki tarafından tutup kendine çekti. Zincir zıt kuvvetlerle boynuna sürtündüğünde acıyla dişlerini sıktı. Ancak bu acı onun için neydi ki? "Bırak şunu dedim sana! Oyun mu sanıyorsun bunu?!"

Ama Malfoy inat etti. "Asıl sen bırak."

Zaten başlarına gelen her şeyin sorumlusu inatları değil miydi?

Zıtlaşmaya ve zinciri çekiştirmeye devam eden iki çocuk yüzünden daha fazla dayanamayan altın zincir koptu. İki çocuksa anın afallamasıyla zinciri salıverdi. Zıt avuçların etkisiyle dönmeye başlamış halkalarıyla özgürlüğe kavuşan zincir tam yanlarında bulunan duvara savruldu.

Duvara çarpmadan önceki bir saniyede etraf beyaz bir ışıkla kaplandı. Ardından döndürücü duvara çarptığı an durdu ve göz alıcı altın bir ışık saçtı.

Güç patlamasıyla oğlanlar iki tarafa savrulup yere düştü.

Ve böylece inatlarının iyi sonuçlanmadığını bir kez daha anlamış olduk.

🍏🍏🍏

Bölüm Sonu…

Eveet! Hesabı değiştirdik ama tam gaz devam. Birkaç cümle değişikliği olabilir. Yazım yanlışları için düzeltmeler yaptım.

Sorularınız, teorileriniz?

Sizleri seviyorum, sihirle kalın...


Döndür Zamanı | DrarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin