small town boy, destiel

giriş;,

1996 Dean Winchester

1996 Gabriel Novak

1997 Castiel Novak

1997 Sam Winchester

-ˋˏ ༻ ♒︎ ༺ ˎˊ-

2014 Yılı Doğaüstü Kasabası

Bu kasabaya neden geldiğimizi bilmiyordum ama daha baştan fikrimi soracak olursanız berbat bir yerdi. Bana göre taşındığımız her yer boş ve iğrençti. Kardeşim içinse yeni yer, yeni kişiler ve yeni araştırmalar demekti. Yine de kardeşim gibi değildim. Büyümemiş ergenlerle dolu bir lise gitmek istediğim bir yer değildi. Özellikle kasabanın ismi doğaüstüyken. 

Açıkçası lise benim okulun takımında oynayan yakışıklı, popüleritesi yüksek o çocuk yapıyordu. Hemen hemen çoğu kız peşinizde dolanıp size yanaşıyor, takılmak istiyordu. Ama aslına bakılacak olursa pek ilişki yandaşı olan bir yapım yoktu. Sevgi gibi aşk dolu sıcak kelimeler pek bana göre sayılmıyordu.

En azından tam olarak. Çünkü kardeşime karşı her zaman yumuşak ve şakacı biriydim. Gerçi etrafıma karşı kurduğum umursamaz bir tavrım vardı. Eğlenceli biri olmak asla değiştiremediğim bir şey bu yüzden onu saymıyorum bile. İşin içine bir de alfa olmam katıldığında gerçekten bazen çok fazla baş ağrısı çekiyordum.

Bakışlarım Sam'e döndüğünde eline verilen ders programına göz atıyordu. Ailedeki zeki, çalışkan ve örnek öğrenci olan çocuk oydu. Ben daha çok onu koruma görevindeydim. Bir de ailemi... Zaten okulu ve dersleri sevdiğim söylenemez bir gerçek. Benim ilgi alanımı aşıyordu, açıkçası daha çok asker, polis gibi birkaç meslek düşünüyordum.

Adrenalin gerektiren şeyler hoşuma gidiyordu. Heyecan verici işler yapmakta üstüme yoktur. Bu çok küçükken kardeşimi döven çocuğun evinin bütün pencerelerini indirdiğimde anlamlandırılmış bir şeydi. Bahçelerinde bir köpekleri olduğunu işe katmadığım için kaçmak zorunda kalmıştım.

Şimdi hatırlıyorum da epeyce bir koşmuştum. Ama yine de değmişti. "Kendi sınıfını bulabilirsin değil mi?" Bana gözlerini devirirken her zaman attığı bakışlarından atmıştı. O da benim gibi alfa olarak sunum yapmıştı. Ortaokul zamanında zorbalık gören eski inek öğrenci Sam değildi. Boyu benden daha uzundu. Ve dediğine göre ruh eşine karşı havalı olabilmek için kas yapmak adına spora başlamıştı.

Bense ruh eşimi bulacağıma inanmıyordum. Gerçi çoğu omega ve alfa ruh eşi çifti bir şekilde birbirini buluyordu. Yine de bu bazılarının şanssız olduğu gerçeğini değiştirmiyordu. Bu konuda kendime güvenmiyordum çünkü dediğim gibi aşk konusunda bok gibiydim ve hayatım beni izliyorsa o kişiye acıyarak karşıma çıkmasını bir şekilde engellerdi.

"Artık küçük olmadığımı anlamalısın. Dostum alınma ama çok çabuk yaşlandın." Kıkırdamama engel olamazken koluna hafif bir yumruk geçirdim. "Seni küçük pislik! Aramızda sadece bir yaş var." Kendi yoluna doğru ilerlerken eliyle kendi boyunu işaret ettiğinde gözlerimi devirmekten kendimi alamadım. Bazen çok ama çok fazla çekilmez oluyordu. Bu yüzden elimle sağlam bir işaret çekip kendi yoluma doğru yol almaya başladım.

Okula kayıt günü geldiğimizde ezberleyecek kadar dikkatle etrafıma bakmıştım. Çünkü daha ilk günden birilerine yol sormak çekebileceğim bir şey değildi. Herkesten nefret edeceğimden neredeyse emindim. Yapmacık kişilerle ilgilenmiyordum. Daha doğrusu yeteri kadar ilgilendiğim için artık bıkmıştım. Programıma baktığımda ilk ders hiç sevmediğim derslerden sadece bir tanesi olan tarih olması daha da moralimi bozmuştu.

Ne anlattığını hiçbir zaman dinlemediğim güzel bir uyku dersi. Umarım ön sıralar doludur çünkü kesinlikle arka sırada kendime göre bir yer istiyorum. İlk gün hatırına ders dinliyormuş gibi davranacak halim yoktu.

-ˋˏ ༻ ♒︎ ༺ ˎˊ-

Öğle arasında kendimi dışarı atmıştım. Birçok şehvet kokan omega ve alfa midemi bulandırmıştı. Dersi anlatan öğretmenler nasıl sabredebiliyordu anlamıyordum ama benim burnum kesinlikle buna katlanamamıştı. İçimdeki alfa neredeyse hırıldayarak sınıftan çıkmama sebep olacaktı.

Neden böyle huysuz olduğunu bilmesem bile bir sigaraya ihtiyacım olduğu kesindi. Bu yüzden sonsuz görünümlü yeşil bahçede en uzak köşeye doğru ilerliyordum. Umudum güzel seyredilebilecek bir yer bulabilmekti. Biraz daha ilerlediğimde burnuma tatlı nehir kokusu dolmaya başlamıştı. Açıkçası beni epeyce bir rahatlatmıştı. 

Adımlarım benden izinsiz bir şekilde orada ilerlerken çimlerden oluşan küçük yokuşun aşağısındaki su birikintisine yol almıştım. Kısaca söylemem gerekirse mükemmel bir manzaraydı. Kendimi zehirlerken en azından etrafımı izlemekten memnun kalacaktım. Derin bir nefes alıp çimlerin üstüne oturdum. Cebimde varlığını sürdüren çakmak ve sigara kullanılmak için sabırsızlanırken sakindim.

Bu kısımlarda herhangi bir ses yoktu. En azından bağırarak konuştuğunu fark etmeyen kişiler yoktu. Sigarayı yaktıktan sonra dudaklarım arasına yerleştirip derin bir nefes aldım. Bulutlu bir hava olmasına rağmen tatlı bir esinti vardı. Açıkçası burayı favori yerim yapabilirdim. Güzel bir fikir olabilirdi.

Çünkü az önce içeride öfkeden çıldıran alfam burada huzurdan mırıldanmaya başlıyordu. Sigaramı içerken aşağıdan bir dal kırılma sesi duyduğumda bakışlarım oraya dönmüştü. Burada biri olduğunu düşünmemiştim. Bedenimdeki kaslar yabancı biri olduğu için kasılırken aşağıdaki bedeni dikkatle izlemeye başladım. Elinde kahverengi ciltli deftere dikkatle bir şeyler karalıyordu.

Ne olduğunu anlamasam bile bakışlarını takip ettiğimde nehrin ilerisinde ağaçlara yakın yerde birkaç kanatlı böcek görebiliyordum. Uçuşuyor, değişik sesler çıkartıyorlardı. Anlam veremesem bile yazdıkları çok fazla önem taşıyormuş gibi defterini sımsıkı kucaklamıştı. Havayı dikkatle koklarken kokusunu almaya çalıştım.

Nehrin tatlı kokusu burnumu dolduruyordu. Sanki oradaki kişinin başka bir kokusu yokmuş gibiydi. Bu yüzden kaşlarımı çatıp daha dikkatli bir şekilde kokladım. Hafif bal kokusuyla harmanlanmış badem, gözlerimi şaşkınlıkla açmama sebep olmuştu. O bir omegaydı. En önemlisi de alfamın zevk aldığı tatlı ve ferahlatıcı nehir kokusunun ondan gelmesiydi.

-ˋˏ ༻ ♒︎ ༺ ˎˊ-

yether bence oyh..

diqebo  içindir.