Ertesi gün,
Jisung, bugün nedense okula erken gelip sırasında oturarak biraz olaylari düşündü. Dün olup bitenler neydi? Neyin nesiydi? Yaninda, dün yıkayıp kuttuğu minho'nun tişörtü vardı. Ona bakarak biraz düşünmek istedi. Ona olan hislerini açıklamak için çok düşünmüştü, kendi kendini yemişti resmen. Bir cesaret toplayıp söyleyecekti ki Gerizekali Minho ters anladi herseyi. Jisung'un, en yakın arkadaşlarından biri olan Hyunjin'den hoşlandığını öne sürmüştü.
Tüm bunları düşünürken öğrenciler yavaş yavaş sınıfa gelmeye başlamıştı. Kapıya bakarak dalmıştı Jisung. Birinin girdiğini ve goz göze geldiklerini fark etti.
Minho'ydu.
Kısa bir bakışmadan sonra Minho, Jisung'un yanına geldi. Jisung, tişörtünu almak için geldiğini düşünerek tişörtü eline alıp Minho'ya uzattı. Minho tişörte kısa bi bakış atıp Jisung'un bileğinden tutup sınıftan çıkardı. Jisung, bileğindeki baskı ve nereye götürüldüğünün bilmemesinin verdiği merak ile sessizce ne olacak diye bekliyordu. Minho, Jisung'un sessizliğine şaşırmıştı, bağırır veya elli bin defa nereye gittiklerini sormasıni bekliyordu. Ikisinin de bu düşünceleri kendini boğarken Minho Jisung'u erkekler tuvaletine götürmüştü ve içerde kimsenin olmadığından emin olduğunda kapıyı kitlemişti. Ikili bi süre birbirlerine baktılar. Minho jisung'a doğru bi adım attığında jisung'ta geriye doğru bi adım attı.
"Ne oluyor?" Jisung'un sorusuyla Minho'nun gözleri Jisung'un dudaklarına kaydı.
"Bizde yanlışlık olmaz, olursa da doğrusunu beğenmemişizdir."
"Ne diyon?"
"Ya benimsin ya kara toprağın,"
Minho yeter.
Jisung şaşkın şaşkın minho'ya bakarken,
"ne diyorsun amınakoyayım.?"
Minho yine devam etti.
"Bizde geri vites yok, gerekirse ilerden döneriz..."
"Ne-"
Minho'da artık uzatmanın anlamı olmadığın anladı ve küçük bi kuşkuyla jisung sözünü bitirmeden dudaklarını jisung'un dudaklarıyla birleştirdi.
Jisung'un karnındaki kelebekler horon tepiyo suan.
Jisung hoşuna giden bu durumun ne olduğunu anlamadı ama bozmak da istemedi. Minho da hâla yaptığı bu seyin gerçek olup olmadığını sorguluyordu. Ikiside daha fazla ileriye gitmeyen öpüşmelerinin nedenini anlamayadan devam ettirdi. Ta ki bi öğrenci kapıya vurana kadar.
Ikisi de sıçrayıp birbirlerinden ayrıldılar. Jisung şaşkın şaşkın bakarken, minho kapıya hayvan gibi vuran çocuğa bağırdı.
"Ne oluyor amınakoyayım.??!!"
"AÇIN ŞU KAPIYI BAĞIRSAKLARIMI BIRAKCAM BIRAZDAN!"
Tanıdık bi sesdi.
"Jeongin'in sesi değil mi bu?" Diye söylendi jisung. Minho da "sanırım" diye onaylayıp açtı kapıyı.
"ORROSPU COCUKLARI NIYE KILITLIYOSUNUZ KAPIYI AMINAKOYIM."
Jeongin sirasıyle minho ve jisung'u ittirip bulduğu boş bi tuvalete girdi hemen ve işemeye başladı.
"Öyle hayvan gibi vurulur mu kapıya adam gibi vursana." Diye çıkıştı jisung. Çok paniklemişti. Minho bunu fark ettiğinde kapıyı açtı ve çıkmak için yöneldi tam çıkacakken arkasını dönüp jisung'a baktı.
"Hadi çıkalım." Dedi.
Jisung kafasıyla onaylayıp minho'yla beraber çıktılar.
--
O sırada tuvalette arkadaşlarının onu dinlediği sanıp elli tane hikayesini anlatan jeongin kalmıştı. İşini halledip dışarı çıktığında kimsenin olmadığını ve sabahtan beri kendi kendine konuştuğunu anladı.
"Orospu çocukları."
+++++
LAN LAN LAN KISS GELDI AMINAKOYAYIM COK ERKEN SANKI AMA OLSUN ABII COK HEYECANLANDIM BI SANIYE. OFOFOF. IKI KISI OKUMA LİSTESİNE EKLEMIS AGLICAM TESEKKURLERR😭😭
