<♤>
Jisung ve minho tuvaletten çıktıktan sonra konuşmadılar. Ikiside utançtan birbirlerinin yüzüne bile bakmadılar. Derse bikaç dakika geç kaldıkları için sınıfa girdiklerinde hoca içerdeydi. İkisi de özür dileyip yerlerine oturdular.
Oturduklarinda ikisinin de arkadaşları neden geciktiniz der gibi bakış attılar. Konuşamazlardı, dersleri fizikti ve hocaları katıydı. O derste kimse çıt çıkarmaya cürret edemezdi.
-
Sıkıcı bir şekilde 40 dakikayı geride biraktılar. Zilin çalmasıyla herkes özgürlüğe kavuşmuşcasına sevinmişti.
Seungmin ve Chris, jisung'un yanına gelip oturmuştu. Seungmin yine dersin ne kadar sıkıcı geçtiğini ve gençliğinin neden okulda heba olduğundan bahsediyordu. Chan ise onu onaylayıp duruyordu. Daha sonra aklına jisung'un onlardan habersiz nerede olduğunu sormak geldi aklına, nasıl olsa sürekli beraber takıldıkları arkadaşlarını sabah sınıfta görememişti, sadece çantası vardı sırasında kendisi ortalıkta yoktu.
"Sen neredeydin? Haber de vermedin." Diye sordu birden chris.
"Hiç tuvaletteydim. Uzun sürdü işim biraz."
"Minho'yla mı?" Diye katıldı sohbete seungmin.
"Evet. Tuvalet babamın yerimi? Herkes sıçabilir diye biliyorum? Hem aklınıza hemen kötu kötü şeyler getirmeyin. Pis insanlar" Diye çıkıştı jisun arkadaşlarına.
"Tamam be bisey mi dedik." Dedi chris.
"Felix nerde?"
"Bilmem zil çalar çalmaz çıktı sınıftan." Dedi seungmin.
Çocuklar nedenini düşünürken felix sınıfa girdi. Arkadaşlarına ve dün bi ton laf işittiği kardeşinin yanına doğru ilerledi.
"Nerdesin sen nereye kayboldun bi anda?"
Diye sordu kardeşi.
"Köntünteytim."
"Ne?"
"Köntün köntün."
Felix ağzı dolu bi sekilde yanıtlamaya çalışıyordu.
Chris, "zıkkım ye insallah, birakin bitirsin sonra sorarız." Dedi kardeşine iğrenir gibi bakarak.
Felix'in ağzindakini bitirmesini beklediler.
"Heh sonunda yuttum."
"Ne yiyordun sen?"
"Ne yiyecek sabahtan akşama kadar ekşi yüz yiyor. Yakında vıcıklaşıp sakıza dönüşcek haberi yok!" Diye yanıtladı seungmin'i chris.
Jisung ve seungmin gülüşürken felix kardeşine dil çıkarıyordu.
---
Jeongin ve hyunjin çaprazlarında oturan changbin ve minho ikilisinin yanına geldi. Changbin minho'ya vücudunu kaç ayda bu kadar geliştirdiğinden bahsetip minho'yu sıkıyordu. Minho Hyunin ikilisini gördüğüne şükretti. Kurtuldum diye düşünüyordu.
"Naptınız lan tuvalette hemen çıkmışsınız insan beni de bekler." Diye elini minho'nun omuzuna atarak konuştu jeongin.
"Tuvalet mi? Siz jisung'la tuvalettemiydiniz?"
"Evet hyunjin, bi sıkıntı mı var hyunjin? Kiminle tuvalete gireceğimi sana mı soracam hyunjin?!"
"Aman be ne yükseliyosun. Bi soru sorduk sadece."
"Sorma aslanım."
"Yoksa siz..." diye sırıtmaya başladı changbin.
"Ne?" Diye baktı minho.
"Hadi hadi, anlamadık sanma."
"Neyi anlamadınız sanmayayim aminakoyim.??"
"Of beynim yandi adam gibi konuşsanıza." Diye söylendi hyunjin.
"Minho, jisung'la tuvalette fan fin fon hee."
Diye baş parmaklarını birbirine sürtüp güldü minho'ya.
"Changbin adam ol. Delikanlılığa sığmaz."
"Gay olmak mı? Yoksa sevgili yapmak mı?" Diye sordu jeongin.
Minho biraz jeongin'le bakışarak kaşlarını çatıp "her ikisi de." Dedi.
Çocuklar birbirine bakıp gülüşmeye başlayınca minho sert bi şekilde ayağa kalkinca yanındaki changbin birden kendini yerde buldu.
"Bismillahirrahmanirrahim." Diye bağirdı changbin.
"Susun artik bıktım sizden dışarı çıkıyorum ben!"
Hyunjin ve jeongin yerdeki arkadaşlarını kaldırmaya çalışırken bir yandan da minho'ya bakıyorlardı.
Minho arkadaşlarının yanından ayrılırken yan tarafta en ön sıradaki 4lü'ye baktı.
Jisung minho'yu görünce kısa bi süre bakıştılar.
"Ne bakiyon dayi?" Dedi birden minho...
Jisung ve sınıftaki iki arkadaş grubu da minho'nun amacını anlayamadı.
Minho önüne dönüp sınıftan çıkmak için kapıya ilerledi ve kapıdan çıktı.
Minho'nun geride kalan arkadaşları ise jisung ve grubuna bakıp minho'nun peşinden hızlıca çıktılar sınıftan. Jisung'lar bu olanların anlamını çözmeye çalışırken boşverdiler ve sohbetlerine devam ettiler.
"Tam bi salak." Diye söylendi minho'ya felix.
+++++
Abiiiii bölüm kısa mı oldu acaba of. Neyse 530 kelime olmussss😻🐄
