*****
Düzenlenmiştir*****
Cinnet, kan, dehşet, soğuk, çığlıklar...
Gürültülü bar sokakları aslında burada olmaması gerektiğini ona açıkça belli ediyordu. Daha en başında Namjoon'u dinleyip buraya gelmemeli ve şu an olduğu duruma düşmemeliydi. Siyah kapüşonlusunun cebine ellerini sokmuş şapkasını yüzünü tamamen saklayacak şekilde kapatmıştı. Başı adımlarını görecek şekilde yere eğik yürüyordu.
Nereye gittiği belli değildi aslında. Bir yolu yoktu. Kafa dağıtmaktı niyeti ama bu gürültüde, bu vahşet ortamında nasıl olacaktı belli değildi. Gerçi onun gibilerinin gidecek başka yerleride yoktu.
Onun gibiler, yolunu kaybetmiş insanlardı. Kabul edildikleri tek yer, evsiz insanların bile uğramaya çekindiği bu dipsiz, çıkmaz, pislik içindeki bar sokaklarıydı.
Adımlarını soluna döndürüp çıkmaz bir sokağa girdi. Cebindeki sigara paketini eline alıp bir dalı dudaklarının arasına bırakırken binalardan birinin duvarına sırtını yasladı. Bakışları hala yere eğikti. Sanki yüzünü özellikle saklıyor gibiydi, özellikle karanlıkta geziyor, özellikle ara sokakta duruyor gibi.
İçine derince çektiği dumanı yavaşça gökyüzüne doğru bıraktı. Süzüle süzüle akciğerleriyle beraber havayıda kirletmek için dudakları arasından çıkan duman bir süre sonra gökyüzüne karıştı.
Yaşamak onun için aynı o sigara dumanı gibiydi. İnsanları zehirliyordu, yarardan çok zararı vardı, kirletiyordu ama herkes sinirini, öfkesini, üzüntüsünü yok etmek ya da azaltmak için onu kullanıyorlardı. Tıpkı Jeongguk'a yaptıkları gibi.
Jeongguk da kirliydi onlara göre. Faydasızdı, işe yaramazdı, kimse tarafından sevilmezdi ama işleri düştü mü herkes onu kullanmaktan zevk alırdı. Ah, tabi Namjoon hariç.
Namjoon belki de Jeongguk'un hayatındaki tek iyi şeydi. Çok sık görüşmezlerdi, Jeongguk samimiyeti sevmediği için, fakat Namjoon'un her zaman oralarda bir yerde olduğunu ve bir tek ona gidebileceğini genç adam çok iyi biliyordu. Belki de hayattaki bütün şansını Namjoon üzerinde kullanmıştı ve bu yüzden bütün kötülükler onu buluyordu.
Küçücük kalan izmariti yere atıp ayağının altında ezdi. Her seferinde bu zıkkımı son kez kullandığına dair kendisine söz veriyor fakat sonra kendini yine onu dudaklarının arasına sıkıştırmışken buluyordu. Uslanmazdı. Söz tutmayı bilmezdi, kendine verdiği sözleri tutmaktan bile acizdi. Kendisini sevmekten bile acizdi ve kendisini sevmeyen bir insanı kimsenin sevmeyeceği düşüncesi Jeongguk'un kabul gördüğü bir felsefeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Twin ~{Jikook}~
FanfictionJeongguk kanını emdiği insanların bedenine sahip oluyordu. Birinin bedenine sahip olduktan seneler sonra basit bir üniversitenin bahçesinde Park Jimin'i sevgilisi Jeon Jungkook'un kollarında görmüştü ve gün geçtikçe ona daha da çekildiğini hissediyo...