444

13.4K 139 46
                                    

04.04.2022

Yataktan kalkmaymış, hah! Kesin kalkmam. Geri zekâlı.

Oturur pozisyon aldığım yatakta, yan döndüm. Bu zinciri çözmem lazım.

Bu ne biçim kilit lan! Kesin bunu da o icat etmiştir. Zeki oç.

Bir süre kilidi kurcaladım. Yok, olmuyor! Ne garip şey lan bu. Hayır anahtarla falan da açılmıyor. Garip.

Kapının açılmasıyla o tarafa baktım. Elinde çanta gibi bir şey tutuyor.

Onunla ne yapacak merak ediyorum.

"En azından salakça bir şey yapmamışsın. Ee açabilir misin?"

"Bilemiyorum. Elindekiler ne?" Açamam.

"Al, kendin bak." Bir çantaya, bir yüzüne baktım. Almalı mıyım? Sktir et.

Elimi uzatarak, çantayı aldım. Kucağıma koydum. Çantayı hızlıca açtım ve elimi içine attım.

İçinde bir sürü kap var. Birkaç tanesini çıkardım. Üzerinde bana bahsettiği şeyler yazıyor. Saç teli, kan, tükürük, dışkı...

"Bunları istiyorum senden."

"Bende vermiyorum."

"O zaman ben alırım. Hepsini." Son kelimeyi bastırarak söyledi. Çok korktum(!) Geri zekâlı.

"Hani sapık değildin?"

"Değilim zaten bu yapacaklarım için senden izin alalı çok oluyor. Uğraşmak istememiştim sadece ama sen bilirsin?" Göz devirdim. İstemiyorum. Niye zorluyor ki? Birkaç bin verse zaten burada olmayı kabul edecek bir sürü insan var. Neden onlar değil de ben?

Yatağa bıraktığım kutulardan birini eline aldı.

"Saç teli." Üzerinde yazan yazıyı sesli bir şekilde okudu. Elini saçıma götürmesiyle kafamı çekmek istedim. Saçımı çekmesiyle bunu başaramadım. Canım fena halde acıyor.

"Bırak saçımı!" Dediğimi yapıp bıraktı. Elinde ki birkaç saç telimi kutuya koydu.

"Sen mi devam edersin ben mi edeyim?"

"Ben hallederim."

"Güzel." Yan taraftan koltuk, sandalye benzeri bir şey çıkarttı. Bana bakarak oturdu ve oturduğunda da dik dik bakmaya devam etti.

Kutuların üzerinde yazanlara baktım. İçinden bir tanesini seçtim, bir tane daha, bir tane daha...

Sonunda çoğu bitti! Geriye sadece 3 kap kaldı. Onlarda boş kalsın.

"İlk hangisi? Büyük, küçük?"

"Onlara gerek yok bence. Bir sürü DNA'mı verdim zaten."

"Gerek olmasa istemezdim, Valdes kafalı. Sorumu cevaplayacak mısın yoksa kafama göre mi hareket edeyim?"

"Küçük." Başka seçeneğim yok.. Burada kapana kısıldığımı hissetmeye başladım.

Üzerime bir anda çöken bu hissi anlayamıyorum ama haklı. Buradan çıkamayacağım...

"Pekâlâ, tuvaletin var mı?"

"Yok." Harbi ya benim niye hiç tuvaletim gelmiyor? Acıkmıyorum da...

Odadan hızlı adımlarla çıktı. Umarım tekrar gelmez.

7 dakika sonra~

Acaba öldü mü? Ölmemiş olmasını istiyorum çünkü ölürse burada sonsuza kadar kalırım, ölmese de kalırım aslında. Ölsün o zaman.

Açık kapıdan içeriye girdi. Elinde garip şeyler var. İğne, beyaz bezimsi bir şey, poşet, şeffaf kap ve deney tüpü bunları neden getirmiş?

Daha yeni fark ettiğim, kapının yanında ki başka bir kapıdan içeri girdi. Önüme doğru eğilmediğim sürece görülmüyor. Garip.

Birkaç dakika orada durduktan sonra tekrar yanıma geldi. Elinde sadece minik bir anahtar benzeri şeyden başka hiçbir şey yoktu. Yatak başlığından zincirin kilidini açtı. Bunu oyuğa sokarak yapmadı çünkü görünürde bir oyuk yoktu. Mıknatıs aracılığıyla yaptığını düşünüyorum. Demiştim ya, zeki psikopat.. Hızlıca bileğinde ki, bileklik gibi olan şeye kilitledi.

Zincirin bir ucu benim boğazımda, diğer ucu onun bileğinde! Saçmalık!

"Yürümek ister misin yoksa kucağıma mı alayım?"

"Kendim yürürüm."

"Tamam, o zaman. Yavaş ol." Bir elini uzattı ve diğer elini sırtıma koyarak yataktan inmeme yardım etti.

Uzun süre yattığım için bacaklarımı kullanmakta biraz zorluk çektim ama bu doktor kılıklı şizofrenin yardımı sayesinde düşmeden kapıya kadar geldim.

Kafamı yerden kaldırıp, odanın içine baktım.

Ciddi olamaz!

Şaka. Şaka değil mi bu?

denek 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin