Sarışın Çocuk #7

21 3 3
                                    

Yeni karakteri beğenmişsinizdir umarım. Medyaya ekledim. Adı Berkcan olacak. Daha önceki bölüme umduğum okuma gelmedi. Ama ben okuma sayısına bakmayacağım. Tek bir kişi bile okusa onun için yazacağım.
*****
Duygu terliklerini sürterek odama girdiğinde gözümü araladım. Perdeye doğru yaklaşıyordu. Perdeyi açtığında aynı vampir gibiydim. Ellerimle gözlerimi kapayıp Duygu'ya tısladım.
"Duygu lütfen... Kapa şurayı."
Duygu kapamayacağını belirten bir gülüş attı. Yerdeki yastığı alıp kafama geçirdi.
"Tuvalete gitmedim ve buraya geldim değer bil. Prenses ne diyor bu anne. Isır kızım şunu. Isır kıçını. "
Prenses üzerime atlayıp yüzümü yaladı.
"Ahh prenses, nefesin ölü balık gibi kokuyor... Duygu salam mı verdin?"
"Aç mı kalsın?  Mama aldığın yok."
" Evde değilim kaç gündür. Daha bir gün oldu eve geçeli. Kaldırma ayağa beni!"
Duygu odada zıplamaya başladı.
"Reyhan ve Kyungsoo bir dalda oturmu-"
Sözünü bitirmesine izin vermeden yerdeki yastığı yüzüne fırlatıım.
"Kapa çeneni! "
Saydırarak yatağımdan kalktım. Kapıda duran Duygu'ya gülümsedim.
"Ne?"
Duygu'ya doğru yürümeye başladım.
"Hayır. Düşündüğüm şeyi mi yapacaksın?"
Bir anda Duygu'yu itip tuvalete koştum.
"Okula yürüyerek gideceksin Reyhan."
Kapıyı hızlıca kitleyip. Yüzümü yıkayıp kendime geldim. Aynaya baktığımda suratı düşük, göz altı morlukları ile patlıcana benzeyen bir kız gördüm.
"Vaay! Selam güzellik. 2015 Miss Korea güzeli Reyhan."
Elimi mankenler gibi ağır ağır salladım.
"Alkışlamayın, alkışlamayın. Cidden hiç gerek yok."
Duygu'nun bağırışları ile tuvaletinde kapısını açtım ve dışarı çıktım.
"Teşekkür ederim."
Duygu, beni tuvaletten dışarı çekip hemen kapıyı kilitledi. Kafamı kaşıyıp kırmızı desenli halının üstünde, baykuşlu patiklerimi sürterek yürüdüm.  Odamın kapısındaki Berkcan'a baktım.
"Şey... Çıkmayı düşünür müsün? Yoksa seni kaba kuvvet ile mi çıkarmalıyım?"
Berkcan sırıtıp odadan çıktı ve gitmeden önce elime küçük bir kolye koydu.
Kolyeye baktığımda üstündeki küçük melek şeklini gördüm.
"Teşekkür ederim."
Kapıyı kapatıp kolyeyi yatağın üstüne koydum. Dolabın kapağını açtığımda tek gördüğüm şey kıyafet dağından ibaretti. Her çıkardığımı katlamadan ters bir şekilde koymuştum. Elime gelen tişörtü ve şortu aldım. Üstüme geçirdim ve saçımı tarayıp aşağı kata indim. Masadaki ekmek arasını be kapıdaki çantayı alıp motora koştum. Duygu çoktan motoru çalıştırmıştı.
"Kullanabilecek misin? Daha hastaneden çıkalı bir hafta oldu..."
"Soruyu hiç sormadın sayıyorum."
Arkada duran kaskı kafama geçirdim. Derin bir nefes çektim.
"Hazır mısın? "
"Ev.."
Sözümü bitirmeden gaza bastı.
"Eveeeet. Yolların prensesi Taehyung'un biricik sevgilisi Duygu geliyor çekilin."
Hızla ilerliyorduk. Ellerimi sıktım. Gözlerimi kapadım ve bildiğim tüm duaları okudum.
"Duygu motor yolları sona ermiştir. Yolculuktan mutlu kaldıysanız motordan ininiz."
Güldükten sonra kafamdaki kaskı çıkarıp motordan indim. Duygu ile gülerek okula girdik.
"İlk dersin ne?"
"Tarih."
"Benimki yan binada. Çıkışta görüşürüz."
Duygu yavaşça yan binaya ilerledi. Ben de Tarih dersinin olduğu yere doğru ilerledim. Kyungsoo ile aynı sınıftaydık. Dün aramızda olan herşeyi ona açıklayıp aramızdaki sorunları çözmeyi diliyordum. Sınıfa girmeden önce derin bir nefes aldım. Kapıdan içeri girdiğimde hayal kırıklığı yaşadım. Kyungsoo yoktu. Hiçbir dersi kaçırmazdı... Gözlerim dolmuş sınıfta onu ararken omzumda bir el hissettim. Kafamı çevirdiğimde sarışın, kahverengi gözlü bir çocuk bana bakıyordu. Gözlerim kocaman olmuştu.
"K-kimsin?"
"Ha?"
"Kimsin diyorum."
"Bana Kim Lei diyebilirsin."
Elini uzatıp aval aval suratıma baktı.
"Bu bölümde elimi tutup, tanıştığıma memnun oldum diyip, adını söylemen gerekirdi..."
"..."
Elini geri çekip peki der gibi bir tebessümde bulundu.
"Beraber oturabilir miyiz?"
Çocuğun suratına baktım ve evet demekten başka çarem olmadığını fark ettim.
"Peki..."
Öğretmen içeri girdiğinde çocuk hala benim suratıma bakıyordu. Derin bir nefes aldım ve çocuğa döndüm.
"Adım Reyhan."
Çocuk hala bana bakıyordu.
Elimi gözünün önüne getirip salladım.
"İ-iyi misin?"
"Yüzün..."
"Ne olmuş yüzüme?"
"Çok güzel."
Utancımdan ne diyeceğimi bilemeyip öğretmene döndüm. Ders boyunca bana baktı, ben ise ona bakmamak için elimden geleni yaptım. Çıkış zili çalınca gözlerini benden ayırdı ve çantasını alıp koştu. Bende yavaş bir şekilde yerimden kalktım ve çantamı alıp sınıftan çıktım. Duygu okulun önünde motora binmiş bana bakıyordu. Koşarak motora ilerledim.
"Geç kaldın. "
"Erken çıktın."
Gülüp kaskı kafama geçirdim. Duygu motoru çalıştırırken karnımın gurultusunu duydum.
"Ahh... Ben çok açım. Dışarıda mı yesek?"
"Seni Kore'nin en güzel restoranına götüreceğim."
Beş dakika sonra Duygu beni hamburgerciye getirdi.
"Sen motorda dur yemekleri alıp geleceğim."
Derin bir nefes çekip cebimden telefonu çıkardım. En sevdiğim oyunu açıp oyuna kitlendim. Birkaç dakika sonra Duygu elinde poşetler ile geliverdi. Poşetleri motorun kollarına asıp motora bindi. Kaskını takar takmaz motoru çalıştırdı ve eve doğru hızla gitmeye devam etti. Evin önünde durunca motoru durdurdu ve anahtarı çıkardı. Poşetleri eline aldı.
"İnecek misin?"
Gülüp kaskı kafamdan çıkardım. Motordan inince kapıya doğru yürürken cebimdeki anahtarı aradım. Anahtarı bulup kapıyı açtığımda gördüğüme inanamadım.

Umarım beğenmişsinizdir beğendiyseniz yorumda belirtmeyi unutmayın. Bol yorum ve vote dolu bir bölüm olsun... Bu bölümde Berkcan çok yoktu üzgünüm.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 20, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

The Heart Wants It WantsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin