BÖLÜM 3: ALEA IACTA EST

8 1 0
                                    


3. BÖLÜM: ALEA IACTA EST


♫ Dest, Chef Bi - Kimsin


Zarlar atıldı.


Sevgili günlük,

Sabah uyandığımda karnımda inanılmaz bir ağrı vardı başta ne olduğunu anlayamadım ama zaman geçtikçe yattığım yerin sıcacık yatağım olmadığını da fark ettim. Çok net hatırlıyorum, sakince doğrulacakken karnıma bıçak gibi saplanan ağrı ve tenimi kesen soğuğu. Neler olduğunu anladığımda ettiğim küfürlerin sessizliği bozuşunu. O gün on beş yaşıma girmiştim oradan bakılınca küçücük bir çocuk olabilirdim ama yaşadıklarım elli yaşında adamı cebinden çıkarırdı. İlk defa beş yaşında öğrenmiştim eylemlerimizin sonuçları olduğunu. Beş yaşında almıştım ilk cezamı, beş yaşında ağlamıştım sabaha kadar korkudan ve yine beş yaşımda kaybetmiştim insanlığımı. Altı yaşımda öğrenmiştim morlukların hangi renklere dönerek geçtiğini ve yine altı yaşımda öğrenmiştim gece tetikte uyumayı. On yedi sene kırılmayan kemiğim, morarmayan yerim kaldı mı bilmiyorum ama ne olduysa on yaşımdan sonra hissetmedim. Eylemlerim için cezalandırılırken bilmedikleri ilk şey çocuk yaşıma rağmen verdiğim intikam yeminleriydi. Günlerce gün ışığı görmedikten sonra cezan bitti diye bir odadan çıkardıklarında beni on üç yaşındaydım. Gün ışığından nefret ettim o günden sonra, karanlığa sığındım ama bana Güneş demekten vazgeçmediler. Karanlığa sığınan bir güneşin hikayesi bu. Yok olmak üzere olan bir ruhun başka bir ruha bağlanma hikayesi belki de. Yaşananların izleri gece rüyalarıma girerken uyumak pek mümkün değil. O yüzden gelip burada sayfaları dolduruyorum sevgili günlüğüm. Yazıyorum ve yazdıkça rahatlıyorum. Gerçi zaten çok da uyumuyorum. Gücü ceza zanneden insanlar büyüttü beni, gücü duygusuzluk sanan, gücü sevgisizlik sanan insanlar. Oysa benim gücüm intikamdı, öyle bir ateş yanıyor ki içimde, öyle büyüyor ki o ateş. Barutla yaklaşsa biri herkesi yakmaya hazır ateşim. Ne bulutların gözyaşları dindirebilir o ateşi ne de okyanusların eşsiz suları. İntikam ateşimi dindirecek tek şey çocukluğumun dur affettim demesi. Der miydi peki çocukluğum affettim diye? Demezdi, öyle öfkeli ki çocukluğum, öyle hırslı ki karşısında bir tek yine benim çocukluğum durabilir ama beş yaşından önceki halimin çok uzun zamandır beş yaşından sonraki halime kafa tutmaya cesareti yok. Çünkü bu öyle bir ateş ki ruhum dahil tüm ruhları yakar yıkar ama durmaz. Durmasını isteyen de yok gerçi. Ne olacak bu saatten sonra bilmiyorum ama yarın gece her şeyin ya başlayacağı ya biteceği gece. Yarın gece ya intikamımı alacağım ya da alacağım

Akasya Ateş 12 Temmuz 2020

Duyulan silah sesi gecenin sessizliğini bozmuştu. Meriç'i kendine getiren gazına basılan bir arabanın sesiydi. Ozan yerde yatmış bacağını tutarak etrafa küfürler savururken Meriç de yanına eğildi. "Nasıl yapar lan bunu?" dediğinde Ozan, Meriç de henüz anlamamıştı bu kızın kim olduğunu ve bu cesaretin nereden geldiğini. Ozan'ı eve götürdü Meriç o gece, sakince yarasından kurşunu çıkardı ve dikti Ozan'ın. Elinde viski şişesi yaşadığı acıyı dindirmeye çalışan Ozansa hala Akasya denen o kıza küfür savuruyordu. "Ne zaman gidiyorsun depoya?" diye sordu Ozan. Sahi bu akşam iş vardı. O gece Meriç o depoya gitmedi ve belki de sonradan gitmediği için çok pişman olacaktı. Sabah oldu, Ozan hala uyuyordu ama Meriç Akasya'yı düşünürken uyuyamamıştı. Gözünün önüne gelip durdu gece boyu. Neydi onu bu kadar çekici yapan anlayamadı ama tekrar karşılaşmayı diledi usulca. Silahı hiç düşünmeden ateşlemiş, hiç düşünmeden bıçağını sallamıştı. Kendini belli eden bir tecrübesi, gücü vardı kızın ama nerden geliyordu tecrübesi ve nasıl böylesine güçlüydü. Bu gizemli kızı çok merak etti Meriç ama henüz öğrenmesinin zamanı değildi. Kader ikisini hangi noktada karşılaştırır bilemezdik ama karşılaştıklarında kıyamet kopacağı kesindi.

Gece'nin Güneş'iHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin