Raslantı

Bir Kaza

 Merhaba, 

Evet birinci bölüm ile karşınızdayım. Sadece ilk bölüm olması nedeniyle olayı kızımız Vera'nın ağzından dinleyeceğiz. 

25 yaşımı doldurmaya saatler kaldı. kökü olmayan çiçek gibi yıllardır savruluşumun üzerine artı bir daha.

Nöbetten çıkmama dakikalar var... günü Mardin'in ileri gelen ailelerinin kan davası yüzünden 2 ölen ve 3 ağır yaralı insan ile bitirmek ruhsal olarak zaten yorgun olan bedenime iyi gelmedi Eve gidip güzel bir duş alıp sıcak şarap ve ruhumu dinlendiren müzik eşliğinde küçük bir pasta ile yeni yaşımı ve yaşlılığımı kutlamak istiyorum.

-''Kızım!! 25 oldun ya inanmıyorum.''üzerime atlayan benim delidolu arkadaşım meslektaşım Ela namı değer çatlak Ela. Çatlaklığı kafadan değil, yaşam enerjisinden... öyle hayat dolu ki yaşam enerjisi ondan taşıp bana bulaşıyor,bu yüzden çatlak Ela. Ela kahverengi saçlar, kahverengi gözler,açık kahve kıvırcık uzun saçlar ile çok güzel bir kadındı.boyu 165 cm boyu ile çok uzun değildi. ben saçlarına hayrandım o genellikle saçlarından sürekli şikayet ederdi.

-''Ela hiç bulaşma bana çok yorgunum sadece eve gidip güzel bir dinlenmek istiyorum çok uykum var lütfen.

-farkındayım balım ama enerjimiz düşmesin olmaz mı? Hı Çıkınca en azından bir yemek yiyelim beraber. Yarın boşuz nasılsa o zaman kutlayalım?

-Çok güzel fikir ne zamandır Midyat'a gitmiyoruz hem gider dolaşırız hem de Rezan Nineye uğrarız olur mu ?

-Tamamdır süper plan yemeğide bizim her zaman ki Sadık amcada yiyelim mi?

-Ela valla bir gün adama beni dövdüreceksin.

-Kızım sende hem Mardin de yaşayıp hem de nasıl kırmızı et yemezsin deli misin?

-Yiyemiyorum Ela yurttan kalan bir alışkanlık çok zorladım gerçekten Sadık amca da güzel pişiriyor biliyorum ama olmuyor işte..

-tamam kuzum tamam ben savunurum seni.''konuşmamız böyle bitirdik. Nöbet çıkışı yorgunluğunu atmanın en güzel yoluydu Sadık amcanın yemekleri.

Doğum günümü bir nevi yarın kutlayacağımız için abartmıyordu Ela yoksa beni deli gibi şık bir yere sürüklerdi eminim ama ne buna enerjimiz kalmıştı ne de üzerimizi değiştirmeye halimiz.

Nöbet teslimini gerçekleştirmiştik. Üzerimizde üniformalarımız mardin sokaklarında yürüyorduk .Formalarımız ile ayrılmazdık genellikle ama üzerimizdekiler temiz olan ikinci formalarımızdı bunları giydikten sonra da sürekli istasyonumuzdaydık. Yorgunluğun getirdiği uykulu hal nedeniyle değiştirmeye halimiz kalmamıştı.

Sadık amcanın mekanı bizim istasyona 1 km anca mesafedeydi. Yürümek iyi gelmişti esneyerek tüm yolu yürümüştük ama uykumuz açılmıştı. Ela benim önümden mekanın içerisine girdi. Sadık amcaya selam verdi ve boş masalardan birine geçti arkasından onu takip ettim. Ela masaya oturdu menüyü açma gereksinimi duymadan,

-Sadık amca bize her zamankinden biliyorsun ama bugün bol domatesli ve turşulu olur mu lütfen? '' diyerek kendine bağımlısı olduğu soğan kebabı ve bana ise klasik tavuk şiş siparişimizi vermişti. Sadık amca Ela'nın seslenmesi ile bize doğru ilerlemeye başladı.Adımları masamızda sonlandı.

-Kızlar hoşgelmişsiniz hemen hazırlatıyorum,diyerek Sadık amca seri adımlarla tekrar masamızdan uzaklaştı.

Gözlerimi mekanın içerisinde gezdirmeye başladım. Bugün çok kalabalıktı. Sadık amcanın mekanı çok büyük değildi, bej rengi duvarlar,ahşap,kahverengi masa ve koltuklar olacak şekilde ayarlanmış, renk uyumu yakalanmıştı.Duvarlardaki raflara Sadık amcanın hayran olduğu çeşit çeşit acılı turşuları yer alıyordu. Kapının girişinde hesap ödemek için bir masa bulunuyordu. girişi tekti fakat Sadık amca geçen yıl arka taraftaki boş arsayı satın almış ve arkada yer alan duvarı kırdırmıştı. Böylece çeşit çeşit çiçeklerin olduğu, yeni dikilen ağaçlarla çevrelenmiş,renkli küçük ampullerle ışıklandırılmış harika bir bahçe yapmıştı. Turistler özellikle bahçeyi çok seviyorlardı hatta Sadık amca gelen turistler için bahçede bir şark köşesi oluşturmuştu. Bu şark köşesi fotoğraf çekilmek için harika bir alan oluyordu.Dalmışım.Ela dikkatimi çekmek için elini gözlerimin önünde salladı.