Byun Baekhyun
Emin olmak...
Tüm mevzu buydu, emin olup olmadığın. Eğer bir şeyden eminsen ona göre davranırdın ve bir şeyi tam olarak kestiremiyorsan tereddütte kalıp ne yapacağını bilemezdin.
Chanyeol öleceğinden emindi. Çünkü ölmeyeceğini bilseydi beni asla yalnız başıma bırakıp böyle davranmazdı. Eğer canlı çıkacağımızı bilseydi elimden tutup beni arkasına alır ve öyle savaşırdı. Ama emindi.
Chanyeol beni ormana ittiğinde yokuştan yuvarlanmış ve bir ağaca çarparak durmuştum. Yukarı çıkmayı denesem de bağlı ellerim yüzünden dengemi koruyamıyor ve sürekli düşüyordum. Dizilerde kötü adamdan kaçarken durduk yere düşen zayıf kızlardan farkım yoktu. Ağlıyordum, korkuyordum ve sürekli düşüp geriye kayıyordum.
Duyduğum patlama sesi büyük bir çığlık atmamı sağlamış, havayı kısa sürede kapsayan gri duman ise aceleyle yukarı koşmama sebep olmuştu.
Olanları kabul etmiyormuş gibi başımı iki yana salladım gözyaşlarıma engel olamazken. Ağaçlara tutunarak biraz yukarı çıkmıştım ama üst taraflar daha dikti ve bağlı ellerim büyük bir sorundu... "Aptal Chanyeol!" diye bağırdım. "Beni neden bıraktın?.."
Zor olsa da kısa süre içinde yukarı çıkmıştım ve yerde yatan bir Chanyeol, görmek isteyeceğim son şey bile değildi. Hemen yanına gidip yere çömeldim.
Yakına düşen bir araba parçası vardı, büyük ihtimalle Chanyeol'ün kafasına gelmişti. Çünkü yüzünün her yeri kan içindeydi. Korkuyla göğsüne vurdum yavaşça, ellerimle vücudunu sarsmaya çalıştım.
"Chanyeol. Gözlerini aç." Herhangi bir tepki vermediğinde güldüm, iğrenç bir şekilde güldüm, çünkü sinirlerim çok bozulmuştu ve kafayı yemek üzereydim. "Uyansana!"
Parmaklarımı korkarak boynundaki damarlara götürdüm ve az da olsa bir hareketlilik hissetmemle derin nefesler verdim.
Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım, sinir bozucu bir şekilde bağırıyordum. Ne kızdığımdan ne de yaşıyor diye sevindiğimdendi. Sadece bu korkuyu yaşadığım içindi.
Titreyen parmaklarımı kanlı yanaklarına yerleştirdim ve başımı göğsüne doğru eğdim. "Beni neden bu kadar korkutuyorsun? Bana bunları neden yaşatıyorsun?"
Chanyeol acıyla yutkundu, gözlerini açamamıştı ve duyulamayacak kadar kısık ve bitkin bir sesle konuştu. "Baek... Baekhyun... Sussana biraz. Başım ağrıyor."
"Kes sesini lanet herif!" Öfkeyle ve korkuyla bağırdıktan sonra vücuduna sıkıca sarıldım.
"Kalkmayı dene." Bir kolunu omzuma atıp onu doğrulttum ama hiçbir şekilde kıpırdayamadığı için ayağa kaldıramamıştım.
Arkamdan gelen adım sesleriyle dudaklarımı birbirine bastırdım. Chanyeol bu haldeyken -ellerim de hâlâ kelepçeliydi- ne kadar dövüşebilirdim bilmiyordum ve bu yüzden ilk defa korkarak baktım bir düşmana.
Birkaç suratsız herif yerine Sehunları elleri açık bir şekilde görmem, gün içinde yaşadığım en iyi şey olabilirdi!
《
Chanyeol'ün emri üzerine ormanlık alana doğru inen gençler koşuyordu. Zaten topallayarak yürüyen Jongin birden adımlarını durdurdu ve ciddi bir tonda konuştu. "Durun."
Takım arkadaşları ona şaşkınca bakarken Jongin kararsız bir şekilde arkasına baktı ve hemen sonra kelepçeli ellerini en yakınındaki ağaca sertçe vurmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kod Adı: Bela •chanbaek•
Fanfiction"Bir şey olur diye korktum, askerliğim yanar diye korktum komutanım." Ağzımdan bir hıçkırık çıktığında beni kollarımdan tutup kaldırmış ve kucağına doğru çekerek sarılmıştı. Bir eliyle saçımı, diğeriyle belimi okşarken sessizce konuştu. "Çeneni kap...