0

31.6K 2.4K 1.6K
                                    

Haiii, Şevval'in renkli dünyasına hoş geldiniz öncelikle Xx Yeni bir kurgu yeni heyecan yine ben işte geldim buradayım jajajaj Kemerlerinizi sıkı bağlayın, güzel bir yolculuğa çıkıyoruz o halde :D

Buraya fice başladığınız tarihi alabiliriiim <3

Bu arada, bu tiktokta paylaştığım 'Benim babam bir polis, evet öyle polis ve senin cezanı verecek' akımında hazırladığım video üzerine ona ithafen başladığım bir fictir. Bir kaç saat önce video için rez butonu oluşturmuştum sonra dedim ki neden bir çılgınlık edip yazmıyorum? Ve sonuç :)

Fic mini fic böyle kısacık kısacık bölümleri olacak, çerezlik tadında. Smut+argo kelimeler barındıracaktır aynı zamanda.

Bu kadar:) Keyifli okumalar Xx

**

"Senin serseri yine gelmiş kapına Jungkook." Jimin'in sesiyle birlikte, başımı omzumun üzerinden ufak bir açıyla çevirerek aralık perdeden dışarıya baktım.

Camın önündeki köşemde dizlerimi karnıma çekmiş, ellerimi bacaklarıma dolamış bir şekilde otururken bahçenin önünde, aracına yaslanmış bir konumda beni izleyen çakmak gözlerin sahibiyle gözlerimi buluşturdum.

Kalçasını aracına yaslamış, gözlerini pencereme dikmiş bir şekilde sigara içiyordu.

"Gecenin bu vakti kapına neden gelmiş olabilir? Ürkütücü bakıyor Jungkook, babana söylesen mi artık?"

Omzumu umursamaz bir tavırla silktim. "Ondan korkmuyor musun? Defalarca kavgaya karıştığını gördük, en son ki olaydaki o adamı komalık etti. Tam bir psikopat gibi bakıyor zaten huh. Tüylerim diken diken oldu."

Jimin, kendi bulunduğu kısımda perdeyi çekerek arkasını dönüp ellerini göğsünde birleştirdiğinde, kısa süreliğine dizlerime gömdüğüm çenemi oradan çekerek Jimin ile göz kontağı kurdum.

"Hastanelik ettiği adam aslında bana sarkıntılık etmişti ve uhmm hayır bana korkutucu gelmiyor, çünkü bana hiç zarar vermedi."

Ve çok tatlı, hem tatlı hem seksi. Etkileyici ve korumacı...

Dudaklarını şişirerek ıslık çaldı. "Yine de ne bileyim yaaahu." dedi ve duraksayıp iç geçirdi.

"Sicilinin temiz olduğunu hiç düşünmüyorum. Her an birini öldürecekmiş gibi bir havası var, tehlikeli görünüyor. Bence artık babana söylemelisin. Yoksa bu her gece kapına dayanıp seni dikizlemeye devam edecek."

Kapıma gelmesi ve onunla bakışmak beni rahatsız etmiyordu, aksine gelmediği zamanlarda pencereye geçip onu bekliyordum.

"Babama ne söyleyeceğim? Belki yakınlarda oturuyor. Ayrıca yalnızca sigara içiyor ya, büyütme Jiminah."

"Tamam o zaman ona gidip babanın polis olduğunu söyle. Böylece çekip gider." dediğinde kısık bir sesle kıkırdadım.

Bakışlarım yeniden pencereye kaydığında, hâlâ aynı noktada bakışlarını bir an bile penceremden ayırmadan beni izleyen erkekle göz göze geldim. Bakışlarımız orta yolda çarpıştığında nefesim tekledi.

"Benden tam olarak gidip ona babamın polis olduğunu ve buradan gitmezse kötü şeyler olacağına dair onu tehdit etmemi mi istiyorsun Tanrı aşkına?" Bakışlarımı pencereden ayırmadan konuşurken, cümlemi bitireceğim evrede başımı çevirip odanın içerisinde volta atmaya başlayan Jimin'e odaklandım.

Ellerini birbirine çarparak alkışladı. "Bingo. Tam anlamıyla bunu yapmalısın, hatta bunun için fazlasıyla geç kaldın bile bence. Baksana adam mesken etti burayı."

"Etsin." diyerek omzumu fütursuz bir şekilde silktiğimde gözleri şokla irileşti. "Siktir, sen bu herife tav mı olmaya başladın Jungkook?" diye soluduğunda, sesine yansıyan şaşkınlığı beni gülümsetti.

"Jimin bazen babamdan beter oluyorsun cidden. Gidip konuşup geleceğim, camdan bakma bize. Baktığını görürsem seni gıdıklarım, duyuyor musun?" dedim gözlerimi şüpheyle kısarak ona doğrudan bakarken.

Ellerini teslim olurcasına başının iki yanında havaya kaldırdı. "Tamam tamam bakmam. Hadi git ve hemen geri dön." diye homurdandı küçük çocuklar gibi dudaklarını büzerek, sesini de sona doğru iyice inceltirken.

Ayaklarımı zemine indirip pencereden uzaklaşarak gardrobumdan bir hırka çıkartıp onu kollarımdan sırasıyla geçirirken aynadan lipbalmdan parıldayan dudaklarıma baktım.

Dudaklarımı birbirine bastırırken hırkamın yakalarını düzelterek yatağımın köşesinde kalan koltuğa yığılan Jimin'e el salladım.

Odamdan çıkıp basamakları hızlıca indim ve ayağımdaki terliklerimi zemine sürte sürte koridor boyunca ilerledim.

Sokak kapısının önüne vardığımda portmantodan kapının anahtarını kaptığım gibi kapıyı açıp kendimi gecenin serinliğine bıraktım.

Rüzgar vücuduma müthiş bir saldırı düzenlerken, dişlerimi sıkarak anahtarı hırkamın cebine tıkıştırıp kapıyı çekerek kapattım.

Terliklerimle dışarıya çıkmayı umursamadan önce verandadan, ardından bahçeden çıktığımda, hemen bahçe kapısının önünde duran araca yaslı bir şekilde dikilen Taehyung ile karşı karşıya kaldım.

Onunla bir süre öncesinde tanışmıştık. Onunla ilk kez bir barda karşılaşmıştım aylar önce. İnanılmaz sarhoş olduğum halde onu hatırlıyordum, ona yaklaşmaya çalışmıştım ama benden faydalanmadan evime bırakmıştı.

Sonrasında ise pervane gibi etrafımda dolaşmaya başlamıştı. Beni koruyup kolluyordu. Bir kaç gün önce bana sarkan bir adamı hastanelik edene kadar dövmüştü.

Bu korumacı halleri hoşuma gitmişti.

"Sorun ne?" Ona aval aval bakmaya son verip düşüncelerimden sıyrılarak söze atıldım.

Sigarasından derinlemesine çektiği dumanı dudaklarından havaya doğru salarken geriye doğru kaydırdığı başını indirip bakışlarımızı orta yolda çakıştırdı.

"Güvende misin diye kontrole geldim." diye hırıltılı bir sesle gecenin sessizliğine uyum içerisinde konuştuğunda sertçe yutkundum.

Ensemi sıvazlayarak başımı olumlu anlamda salladım. "Güvendeyim. Ayrıca babam zaten polis benim. Yani bir korumaya ihtiyacım yok."

**

Bölüm sonu :) Aiyyş bu akımdan sonra bu fici yazmasam içimde kalacaktı. Kısa kısa çerezlik bir fic olacak. Tadında böyleee uzatmayacağım da fici çok. Sevilirse uzatadabilirim bilmiyorum :D

Umarım beğenmişsinizdir. Bol bol oy ve yorum isteriiim <333

Instagram: Sevvyniz & Sevvy97 / Tiktok & Twitter: Sevvyniz

-Şevval

MY FATHER IS A COP • TAEKOOK ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin