Çoğu günlerde Oswald'ın annesi akşam on ikiden(00.00) sabah on ikiye(12.00) çalıştığı için akşam yemeğini babasının yapması gerekti. Genelde lazanya tavuk güveci gibi soğuk yemekler ya da Snack Space'den şarküterisinde yemek için yeterince iyi ama satmak için yeteri kadar iyi olmayan soğuk söğüt et ve patates salatası ile geçinirlerdi. Babası yemek yaptığı zamanlarda bu genellikle kaynamış suyla yapılan şeylerdi.
Babası akşam yemeğini hazır ederken Oswald'ın işi ise Jinx'i, onların çok şımarmış siyah kedisini, beslemekti. Oswald sıklıkla Jinx'in yapış yapış kedi mamasının kutusunu açarken, babasının yemek yapmak için kullandığı becerinin aynısını kullandığını düşünüyordu.
Bu akşam Oswald ve babasının tabaklarında, makarna ve peynir topları ile biraz babasının mikrodalgada ısıtmış olduğu konserve mısır vardı. Bu, çok sarı bir öğündü.
"Biliyor musun, ben düşünüyordum ki," makarna ve peynir toplarına ketçap fışkırtırken dedi babası. (Neden bunu yaptı? Oswald merak etmişti.) "Evde tek başına kalabilecek kadar büyüdüğünü biliyorum ama annen ve ben işteyken senin evde bütün gün tek başına bulunman fikrini sevmiyorum. Seni sabahları benimle kasabaya sürebilirim ve kütüphaneye bırakabilirim. Kitap okuabilirsin, internette gezinirsin-"
Oswald bunun geçmesine izin veremezdi. Babası ne kadar tarihi geçmiş olabilirdi ki? "Artık hiç kimse 'internette gezinmek' demiyor, baba."
"Artık deniyor... Çünkü ben söyledim" babası biraz makarna çatalladı. "Neyse, sabahları kütüphanede takılabileceğini düşünmüştüm. Acıktığın zaman Jeff'in Pizzacısı'na bir soda ve bir dilim pizza için geçebilir ve saat üçte vardiyam bittiğinde seni alabilirdim."
Oswald bir anlığına dikkate aldı. Jeff'in Pizzacısı, garipti. Orası tam olarak kirli değildi ama iflas etmişti. Kabin koltuklarındaki vinil, koli bandıyla onarılmıştı ve tezgahın üstündeki, menü tabelasında plastik harfler düşmüştü. Bu nedenle, menüler 'pepperon' ve 'am urger' barındırıyordu. Bir şey kesindi: Jeff'in Pizzacısı, önceden daha büyük ve daha şimdi olduğundan daha iyi bir şey idi. Tonlarca kullanılmayan yer vardı ve duvarlarda kullanılmamış elektrik prizleri bulunuyordu. Aynı zamanda, burada karaoke geceleri veya daha iyi bir performans yapılmamasına rağmen uzak bir köşede küçük bir sahne vardı. Yabancı bir yerdi- üzücü ve kasabanın kendisi gibi önceden olduğu gibi değildi.
Söylenen o ki, pizza yeteri kadarıyla iyiydi ve en önemlisi; Snack Space'deki donmuş yemek marketlerini saymazsanız, kasabadaki tek pizzacıydı. Kasabada Gino'nun Pizzacısı ve Marco'nun Pizzacısı'nı da kapsayan bir kaç iyi restaurant vardı ama değirmen kapandıktan uzun bir süre geçmeden kapılarını kapatmışlardı.
"Yani, bana pizza almam için para vereceksin?" Oswald sordu. Babasının işini kaybetmesinden beri, Oswald'a verilen izinler hiçliğe doğru küçülmüştü.
Babası gülümsedi- Bu, Oswald'a üzgün bir gülümseme gibi gelmişti. "Oğlum, durumumuz kötü ama o kadar kötü değil. Sana bir dilim pizza ve soda için üç ellilik verebilirim."
"Tamam" dedi Oswald. Ilık, yapışkan bir peynir dilimine 'hayır' demek zordu.
Bugün okul gecesi olmadığı ve uzun bir süre de tekrar olmayacağı için babası uyumaya gittikten sonra Oswald akşam geç yattı ve Jinx kucağında mırlarken, eski bir Japon canavar filmi izledi. Oswald; B kalitesinde pek çok korku filmi izlemişti ama şimdiki Zendrelix vs. Mechazendrelix, onun için yeniydi. Her zamanki gibi Zendrelix, devasa ejderha benzeri bir şey gibi görünüyordu ama Mechazendrelix'i kürkü soyulmuş olarak çizdiği mekanik hayvanlara benzetmişti. Filmin özel efektlerine- Zendrelix'in parçalandığı tren kesinlikle bir oyuncaktı- ve aktörün dudak hareketlerinin İngilizce dublaja nasıl uymadığına güldü. Bir şekilde kendini hep Zendrelix'i desteklerken buldu. Onun sadece plastik bir kostüm giyen bir insan olmasına rağmen pek çok kişiliğe sahip olmayı başardı.Yatağında dileklerini saymaya çalıştı. Ben yanında değildi ama o canavar filmlerine, kütüphaneye ve öğlen için pizza dilimlerine sahipti. Bu, hiçbir şeyden iyiydi ama hâlâ onu bütün yaz idare edebilecek kadar yeterli olmayacaktı. Lütfen, gözlerini sımsıkı kapatarak diledi, ilginç bir şeylerin olmasına izin ver.