15.

626 69 88
                                    

Çok ama çoooook uzun bir sürenin ardından herkese merhabaa, nasılsınız canlarım :)

Size güzel bir bölüm ile geldim, umarım beğenirsiniz.

Bölümü kesik kesik ara vere vere yazdım. Uzun zamandır yazmadığım için baya bir zorlandım. Nasıl oldu hiçbir fikrim yok.

Lütfen yorum yapın lütfeeeen. 🤧 Beğenmeyi de unutmayın tabi ki.

Medya Alin 🖤

Alin, dahil herkesin ağzı beş karış açık kalmıştı bu sözlerle. Ortam bir anda sessizleşmişti. Hepsi şaşkınca Serhan'a bakıyorlardı. Senem, kocasının böyle bir şey yapacağını bilmediği için o da bir hayli dumura uğramıştı. Serhan, içindekileri söylemenin verdiği rahatlık ile birlikte uzandığı yerden iyice arkasına yaslandı. Yüzüne kondurduğu gururlu gülümseme ile Alin'e bakıyordu.

Alin, ne diyeceğini bilemez bir haldeydi. Bu da neyin nesiydi şimdi? Kuruyan dolgun dudaklarını yaladı birkaç kez. Şaşkınlığını üzerinden atıp konuşmaya çalıştı.

"Amca, ben biletimi aldım yarın akşam dönüyorum." diyebildi zorla. Ağzından sadece bu cümle dökülebilmişti.

Serhan, Alin'in böyle bir tepki vereceğini tahmin ediyordu. Alin'i 4-5 yıl içerisinde çok iyi tanımıştı. Bu nedenle kendisini yarı yolda bırakmayacağına da adı gibi emindi. İkna etmesi zor olsa da başaracaktı.

Yüzündeki gülümsemeyi silmeden, "İptal edersin olur biter kızım. Lütfen teklifimi reddetme." dedi.

Amcası Alin'e şuan büyük bir şaka yapıyor olmalıydı. Alin, Türkiye'de yaşama fikrini rafa kaldıralı yıllar oluyordu. Dönmeye de niyeti yoktu açıkçası. Yeşil gözleri bir anlığına İdil'e doğru kaydı. İdil, umutla parlayan gözleri ile ona bakıyordu. Alin'in burada kalma fikrine Serhan'dan sonra en çok sevinen kişi sanırım İdil'di.

Alin, bakışlarını İdil'in ballarından zorlukla çekip sağ elini kısa sarı saçlarının arasından geçirdi. İdil ile bakışması işleri daha da zorlaştırıyordu. Her ne kadar burada kalmak istemese de İdil ile yaşadıkları gözünün önüne gelince aklı gitme konusunda karışmıştı. Emin olamıyordu.

"Ne oluyor sana Alin! Kendine gel!" deyip içten içe kendini rahatlatmaya çalışıyordu. Şimdi İdil'i düşünmenin sırası değildi.

Alin gerginlikle, "Amca, iyi hoş söylüyorsun da benim orada bir düzenim, işim, hayatım var. Nasıl buraya geri dönebilirim? Hem de yaşanan onca şeyden sonra." dedi.

Sonlara doğru sesi gitgide kısılmıştı. Aldığı nefes onu boğuyordu şuan. Geçmiş her yerde her fırsatta önüne çıkıyordu ve Alin bu durumdan ziyadesiyle sıkılmıştı.

Ashlyn ve Alaz olanları sakince dinlemeye çalışıyorlardı. Alin'in Türkiye'ye dönmesi Alaz'ın canına minnetti fakat Ashlyn bu duruma bir hayli üzülmüştü, Alin'den ayrı kalma fikri onu yaralamıştı ve dostunu kaybetmek istemiyordu.

Serhan, "Alin bak kızım, işlerimizi büyütüp Amerika'da bir şirket ile anlaştık. Oraları senden iyi bilen kimse yok aramızda. Açıkçası sana bu konuda güveniyorum. İstediğin zaman da oraya gidip gelirsin, düzenini bozmana gerek yok, bir ayağın daima orada olur. Hem yokluğumda Okan'a da destek olmuş olursun, senden başka güvenebileceğim kimse yok." dedi.

Biraz kendini acındırmaktan bir şey çıkmazdı.

Alin, amcasına da hak veriyordu, onu anlıyordu ama okulu bitirdikten sonra avukatlık yapmamıştı ve kendine çok farklı bir yol çizmişti. Bu kadar büyük bir sorumluluğun altına giremezdi.

ASİL GÖLGE - GxG Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin