Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Taehyung cidden, sırf çıktıklarını biliyorsun diye Jungkook ve Lisa adına ship hesabı açıp hayranlarla dalga geçemezsin."
Hoseok uyarıcı ve bıkkın bir tonda konuştuğunda Taehyung omuz silkmişti. Jimin elinde birası ile yanlarına oturduğunda gülerek konuşmuştu.
"Hayır işin boktan tarafı hesaba teori diye attığı her şey gerçek, ama hayranlar hesap sahibi taşşak geçiyor sanıyor."
Taehyung gülerek başını sallamıştı.
"Melon ödüllerinde Jungkook'un Lisa'yı Hanbin'den kıskandığını yazdığımda gerçek olduğunu kimse bilmiyordu. Nasıl keyif aldım var ya. Oğlum kimseye anlatamazsam içimde şişer ne yapayım?"
Hoseok bıkkınca iç çekmişti.
"Hepsi tamam ama. Lisa'nın New York'ta otelimize geldiğini ve canlı yayın esnasında Jungkook'un odasında olduğunu söylemen son noktaydı. Jungkook seni bu yüzden fena pataklamamış mıydı?"
"O mu? O ufak bir sürtüşmeydi sadece. Arkadaşlar arasında olur böyle şeyler."
Namjoon telefonuna bakarak yanlarına gelirken kendisini önce kapıya sonra da duvara çarpmıştı. Herkes alışkın olduğu için hiç tepki vermezken o da sakince yanlarına oturmuştu.
Jin elinde yemeklerle geldiğinde hepsi salonda toplanmıştı. Jungkook gelmediğinde Namjoon kafasını telefonundan kaldırıp bir tavuk parçası almıştı.
"Blackpink konserden dönüyor bugün. Jungkook Lisa'yı görmeye gitmiştir. Biz yiyelim."
Jimin başını sakince iki yana sallamıştı.
"Lisa Japonya'da konserden sonra nefes bile almadan Kore'ye geri döndü. Yorgun olmalı Kook onu çok rahatsız etmeyecektir, biraz bekleyelim gelir yemeğe."
Herkes Jimin'i sessizce onayladığında Yoongi sinirle aşağıya inmiş salondaki ekibe bakarak iç çekmişti.
"Siz niye yine benim evimdesiniz lan?"
Herkes sessiz bir biçimde tavana baktığı esnada Jungkook dönmüştü. Sakince kendini koltuğa bıraktığında herkes yemeğe gömülürken onun hiç bir şeyi ağzına sürmemesi dikkatlerini çekmişti.
"Ne oldu sana? Göremedin mi Lisa'yı?"
Jungkook başını sakince iki yana sallamıştı.
"Hayır gördüm. Çok yorgundu ama bana vakit ayırdı."
