"Yg seçmesine girmeye giderken telef olsaydım keşke."
Lisa menajerinin de duyabildiği yükseklikte bir ses ile söylendiğinde adam başını iki yana sallamıştı. Lisa bıkkınca arabada otururken Jungkook'un aşağıya inmesini bekliyordu.
Reality şovlarının çekimi bugün başlıyordu. Yönetmen önce Lisa'yı almış sonra ise Jungkook'a gelmişti. Lisa eski sevgilisini gayet iyi tanıdığı için onun kadar titiz ve bakımlı birisinin aşağıya inmesinin kısa sürmeyeceğini biliyordu. Jungkook duşunu alıp losyon sürecek, saçlarını kurutup şekil verecek, kıyafetini seçip giyinip aşağıya anca inecekti.
En azından Lisa böyle düşünüyordu.
Araba kapısı açıldığında Lisa gözlerini açmaya gerek bile duymamıştı. Kafasını geriye yasladığı koltuktan hiç kaldırmadı. Kokusundan ben burdayım diye bağıran adamı 100 kilometre öteden bile tanırdı. Ama onu asıl şaşırtan şey Jungkook'un bu kadar çabuk inmiş olmasıydı.
Kafasını sakince kaldırdığında tanıdık kahvelerle göz göze gelmişti. Jungkook ıslak saçları, özensiz siyah tişörtü ve gri eşofmanıyla karşısında oturuyordu. Göz altlarındaki siyahlık ben uyumadım diye bağırırken genel olarak da bıkkın gözüküyordu.
Lisa'nın onun bu haline içi gitse de umursamazca kafasını pencereye çevirmişti.
Jungkook dün gece bundan önceki aylar boyunca her gece olduğu gibi içkiyi fazla kaçırmıştı. Lisa'dan ayrıldığından alkolik denebilecek kıvamda içki içiyordu. Haftanın en fazla üç günü ayık gezerken bu halinin önüne kimse geçemiyordu.
Perişanlık kelimesi bir beden bulsaydı yüksek ihtimalle Jungkook'un şu anki haline benzerdi.
"Bu çekimi sabahın köründe yapmak zorunda mıyız?"
Lisa söylendiğinde menajer açıklama yapmaya başlamıştı. Böyle olması gerektiğinden bahsederken Lisa dudağını ısırdı. Söylenmişti çünkü Jungkook'un uykusuz olduğu belliydi ve belki öğlen buluşsalar en azından biraz uyuyabilirdi.
"Uçuşunuz çok erken saatte olduğu için. Özel jet netflix tarafından ayarlandı. Yönetmen hızlı çekip bitirmek istediklerini söyledi. Netflix onu bu konuda sıkıştırmış. İlgi kaybolmadan şovu çıkartmak istiyorlar."
Lisa anlıyorum diye mırıldanarak kafasını salladı. Jungkook ise hiç konuşmamayı seçmişti. Havaalanına kadar sessiz yolculukları sürerken araç vip girişin önünde durduğunda gazetecilerin sesleri kulaklarına dolmuştu. Lisa derin bir nefes aldı. Gülümsemeye hazır olmalıydı. Jungkook suratına siyah bir maske geçirmişti. Arabanın kapısı açıldığında tek kelime etmeden aşağıya indi. Dışarıdan çığlıklar yükselirken hiçbirine yanıt vermemiş ve bir saniye bile beklemeden vip salonuna girmişti.
Lisa şaşırsa da kameralar karşısında belli etmemek için gülümseyerek el sallamıştı. Hafifçe eğilerek selam verdikten sonra içeriye geçtiğinde Jungkook ortalıkta gözükmüyordu. Lisa onun bu hareketi yüzünden çıkacak haber başlıklarını az çok tahmin ediyordu. Ama pek umursamadı. Jungkook da Lisa da böyle şeylere pek takılmıyordu. En azından Lisa böyle düşünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stay Alive ||Lizkook
Fanfiction"Jungkook, sen ayrıldık mı demiştin kardeşim? Tebrik ederim Dispatch'e eski sevgilinle yakalanmışsın." [Lizkook||Stay Alive] #1 in fictional 200322