“Üzerimi değiştirmek için eve uğramayayım mı şimdi?" diye sordu Baekhyun. “Ayakkabılarımın üzeri çamurla kaplı."
Chanyeol, birkaç dakika sonra varacaklarını haber vermek için restoranı aradıktan sonra, "Biraz çamuru kimsenin umursayacağını sanmıyorum," dedi. “Ayrıca harika görünüyorsun."
Baekhyun hem iltifata hem de gidecekleri yerin, şık giyinmesini gerektirecek kadar ciddi bir yer olmamasına gülümsedi. Giyinip kuşanmayı severdi ama aynı zamanda aşırı resmi davetlerden de hoşlanmazdı.
Chanyeol ile arasına büyük bir mesafe koyması gerektiğini biliyordu. Özellikle de onunla tanıştığı andan beri, normalde mantıklı olan düşünceleri yerlerini çılgınca olanlara bırakmışken.
Ancak onun çok yakışıklı bir erkek olduğunu ve kimyalarının uyuştuğunu inkâr edemezdi. Her şeyden önemlisi hepsinin bir sonu vardı; evi bitirir bitirmez yaşadığı şehre geri dönecekti.
Bu da her ikisinin de kendilerini çok kaptırma hatasına düşmemeleri gerektiği anlamına geliyordu.
Bunların hepsinin farkında olduktan sonra birazcık eğlenmesinde hiçbir sakınca yoktu.
“Nereye gidiyoruz, bakalım?" diye sordu.
Chanyeol sırıttı. "Sürprizlerden hoşlanmaz mısın?"
"Bazı sürprizleri severim," dedi Baekhyun. "Gerçi dürüst olmak gerekirse, bazı erkekler söz konusu olduğunda, sürprizler genellikle berbat oluyor."
"Ne kadar berbat?"
"Bir tanesinin hobisi antik oyuncak bebek toplamaktı. Hepsi raflarda oturmuş bana bakıyordu. Bir an önce oradan uzaklaşmak istemiştim."
Chanyeol kahkaka attı. "O tür şeyler saklamadığımı duymak seni mutlu eder herhalde."
"İnsanlar her zaman bir şeyler saklar," derken buldu kendini Baekhyun. Bir an için işleri ciddiye bindirmemeye yemin ettiği bir adama fazla şey açıkladığının farkına varamamıştı. Şu andan itibaren daha dikkatli olmaya çalışacaktı. "Senin de gittiğimiz restoranı benden sakladığın gibi." diye şakalaştı.
"Gerçekten bilmek istiyorsan söyleyeceğim."
"Hayır." Deri koltuğa yaslanarak rahatlamaya çalıştı. "Haklısın, sürprizler eğlenceli olabilir."
Aslında en son ne zaman bir ilişkisinde partnerinin ona iyi vakit geçirttiğini hatırlayamıyordu.
Yola devam ederlerken aklından sessizce bildiği restoranların listesini geçirdi. Şimdiye kadar ilk randevu deneyimini birçok kez yaşamıştı, bu yüzden de ilk randevu için seçtiği yere dayanarak bir erkek hakkında fikir edinebilirdi.
Kimisi onu etkilemek için en şık yerleri seçerdi. Diğerleri ise daha ulaşılabilir yerlere gitmeyi tercih ederdi. Böyle durumlarda hesabı bölüşmek için yanına yeterince para alarak hazırlıklı gelirdi.
Körfez kıyısında bir yere doğru ilerliyor gibi görünüyordu. Baekhyun yeni açılan bir yer olup olmadığını merak etti. Şahane bir körfez manzarası olan ve insanların açık havada da yemek yiyebilmeleri için masaların dizildiği küçük bir parkın yanına arabayı park ettiler.
"Bu ne?"
Chanyeol sırıttı. Baekhyun o kadar göz alıcı görünüyordu ki ilk defa kalbi duracak gibi oldu.
"Buraya gelmek için seyahatimi planlarken Nomadic Caterer'ı duydum. Bir akşamlığına sahibi nereye isterse oraya giden bir restoran bana harika bir fikir gibi geldi. San Francisco'da olduğunu duymuştum ancak araştırırken burada da başladığını öğrendim, geldiğimden beri bunu denemek istiyordum. Yalnızca birlikte gidecek doğru insanı bulmaya ihtiyacım vardı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love again; wedding | chanbaek
Fanfiction"Söylesene Baekhyun, mucizelere inanıyor musun?" "Bize inanıyorum." love again; wedding | @minelif4