2.BÖLÜM-YENİ ÜYE-

13 2 0
                                    

Yavaşça ayağa kalkıp oturma odasına gittim. "Ateş istemediğimi söyledim." "Linda hepimizi biliyor. Ne iş yaptığımızı da. Kalacak!" Selim ve Linda tartışıyordu. "Ben gidebilirim. Kimseye bir şey söylemem." "Hay ağzını öpeyim." Bunu diyen Enes ile göz göze geldik. Ateş in boğazını temizlemesi gözlerimi kaçırmama neden oldu. "Kural bir." Dedi Ateş. Koltuğa oturdum. Yanımda Berke ve Enes vardı. Karşımda Selim ve Ateş. Yanlarda Linda ve Cemre vardı.

"Bizden izinsiz evden çıkamazsın. Çıkarsan 1 saat içersinde dönmelisin. Dönmezsen ceza alırsın. Kural iki. Eve sevgilini ve ya arkadaşlarını getiremezsin. Cezası ağır olur. Kural üç. Her gün çalışma odasına inip çalışmak zorundasın. Kural dört. Okula üyelerden biri ile gideceksin. Kural beş. Telefon rehberini her gün kontrol edeceğiz. Aksi taktirde istemezsen telefon yasağın olur. Kural altı. Erkek/kız üyelerle seks yapamazsın. Kural yedi. Çok dikkat çekici olmayacaksın. Kural sekiz. Tek başına dışarıda alkol içemezsin. Kural sekiz. Bizsiz göreve gidemezsin. Kural dokuz. Telefonunla işin bitince kapatacaksın. Kural on. İzin almadan odalara giremezsin."

Lafını bitirdi ve bakışlarını bana çevirdi Ateş. "Kuralları unutursan mutfakta asılı." Dedi. Başımı sallayıp dudaklarımı araladım. "Cezaları ?" Dedim sorgulayan bir ses tonuyla. Kaşlarını kaldırdı ve orta sehpaya eğildi.

"Aksi taktirde kuralları çiğnersen 2 saat civarı buzlu suda kalma olabilir, sıcak su, 1 gün boyunca duraksamadan çalışma, 1 hafta evi temizleme, 3 hafta yemek yapıp bulaşık yıkama. Başka ne vardı ?" Diyerek sonlandırdı cümlesini. "1 gün hiç uyumama, saç kesimi, ev hapsi." Cemre ilerletmişti. Başımı salladım. "Bu kız ne yaşadı da bizimle ya ?" Diyerek güldü Linda. Öne doğru eğildiğinde ona değil Ateş e bakıyordum. Pek sarı takılan biri değildi. Ama saçları sarıydı. Dudakları şişmiş, kızarmıştı. "Kime diyorum ?" Linda bana sertçe seslenince ona döndüm. "Efendim ?" Dedim dalga geçer gibi. Sinirlenmişti. Ateş aramızı açmak için devam etti. "Gece." Dedi. İsmimi samimiyetle söylemesi herkesin ona bakmasına neden oldu.  "Efendim ?" "Cezaları basit bulup kaçma. Aksi taktirde sana kendi kafama göre cezalar da verebilirim."

Okso toktordo okso toktordo. Başka bir şey bilmiyor. "Tamam." Dedim. "Ben Linda ile kalıyorum. Selim ve Enes te birlikte kalıyor. Berke ile de kalamaz. Bu nerede kalacak ?" Ne yani tek yatan Ateş ti ve benim onun odasında yatma ihtimalim mi var ? Hayır hayır. Buraya onların ayağını kaydırmaya geldim.

"Selim ve Ateş birlikte yatsın. Ben Gece ile yatarım." Dedi Enes gülerek. Ateş başını öne eğdi. "Silah odası ?" Dedi Selim sorgulayan ses tonuyla. "Koltukta da yatabilirim." Dediğimde Ateş başını kaldırıp bana baktı. "Bir odan olması gerekiyor. Aksi taktirde eşyaların açıkta kalır." Yine aksi taktirde diyor. Allah'ım.

"Çalışma odasında bir yer var. Orada kalır." Dedi Ateş. Dudaklarımı büzüp Ateş e döndüm. "O nerede ?" Dedim. O sırada Linda nın bana attığı o bakışlarla göz göze geldim. Ölümcül bakışlar atıyordu. Ateş ayağa kalktı. O an benim de kalkmam gerektiğini fark ettim. Ayağa kalktım. Ateş köşede duran neredeyse hiç görünmeyen merdivene adımlar attı. Bende peşinden gittim. Alt kata iniyordu. Merdivenler küçüktü. Bende peşinden indim. Loş beyaz bir ışık vardı. Ve etrafta boks torbaları, halterler ve spor aletleri vardı. "Gel" Ateş in seslenmesiyle yönümü ona döndüm. Bir perde vardı. Orayı açtı. Ufak tefek bir yatak, bir komidin ve bir ayna vardı. Boy aynasıydı. "Burası." Dedi. Başımı salladım. O yukarı çıktı. Bende yatağa oturdum. Yatak duvara yaslıydı. Ceketimi çıkarıp köşeye koydum. Yastık ta yoktu yorgan da. Duvara yaslanıp başımı havaya kaldırdım. Bir süre sonra üst kattan sesler gelmeye başladı. "Ya istemiyorum ya !" Linda nın sesiydi. "Sanki biz istiyoruz ! Mecburuz bu aptal kıza !" Bu ses ise Selim in sesiydi. Hepsi beklediğim tepkiler veriyordu. "Ha doğru senin kızlara özel bir zaafın vardı !" "Linda mecburuz !" Selim ve Linda kavga ediyordu. "Gebersin ya !" Linda yine bana beddualar okuyordu. Her ne kadar umursamaz davransam da içten içe canımı yakıyordu. Hayatımda dışlanmadığım bir hafta hatta gün geçirmezdim. Bir bakımdan beni sevmelerini isterdim. "Sus duyacak!" "Duyarsa duysun ! Ya evden gitsin ya da biz öldürelim. !" Gözüm dolmuştu. Kendiliğinden. "Linda adına üzgünüm." Gelen sesle bacaklarımı düzeltip başımı ters tarafa çevirdim. Gözlerimi silip tekrar ses e döndüm. Karanlıkta pek seçilmese de bu kişi Berke'ydi. "Sorun değil." Ağlayacak dereceye gelmeme rağmen sesim hala netti. Soğuktu. Elindeki suyu bana uzattı. "Al." Dedi. Gülümseyerek suyu aldım. "Teşekkürler." Dedim. Yatağa mesafeli bir şekilde oturdu. "Ben geldiğimde de böyle olmuştu. Hatta Enes boğazıma bıçak dayamıştı." Dedi gülerek. "Bana ne zaman alışırlar?" Dedim. Dudaklarını büzüp devam etti. "Hm, asla." Dedi. Gözlerim kocaman olmuştu. "Nasıl ?!" Dedim. "Senin aramızdan biri ile yatıp para istediğini düşünüyorlar." Dedi. "Yatacak olsam onlarla mı yatarım ya." Dedim gülerek. "Ihmm, Selim ve Enes sana bakmaz ama bir ihtimal Ateş olabilir." Dedi. Yüzümü ekşittim. "Ateş mi ? Kusayım bari." Dedim. Gülerek konuştu tekrar. "O sana bakmaz zaten merak etme." Dedi. Evet kabul ediyorum çirkindim. "Bu arada," dedim. "Hm ?" Dedi. "Sen neden tek yatıyorsun ?" Dedim tekrar. İç çekti. "Benim bir hastalığım var. Birine dokunamıyorum." Onu çok iyi anlıyordum açıkçası. "Anladım." Kız kardeşim Rana da öyleydi. "Ama dertleşmek istersen hep bana gelebilirsin." Dedi. O esnada yukarıdan sesler yükseldi. "Gi, de, cek!" "Kalacak ! Rıza onu özenle seçti ! Demekki bir gideri var !" "Ya ne demezsin seks ten başka bir amacı yok !" Dayanamayacaktım. Berke yanımdan kalkıp öylece gitti. Telefonumu eşofmanımın cebinden çıkarıp komidine koydum. Tekrar yatağa öylece uzandım.
.......
"Uzun zaman oldu kızım." Ender in bana karşı kullandığı cümle ile donakalmıştım. Bana doğru adımlar attı. Adımlarım geriledi. Geriye doğru gittim. "Kaçma kızım. Kötü bir şey yapmayacağım." Dediği sırada saçımı tuttu. Kolunu sertçe tutup dizime vurdum. Tekrar geriye itip dönerek havada tekme attım. E show yapmadan olmazdı. Koşmaya başladığım sırada karşımda bir araba durdu. Tekrar ters yöne koşarken bir silah sesi geldi. Arkamı döndüm hızla. "Berke !" Arabadan indirilen elleri bağlı olan Berke ile buluştu gözlerim. Kendinde değildi. Atak geçiriyordu. Temas ediliyordu çünkü. "Gece, gel canım kardeşim." Berke nin başına silah dayayan abimi gördüm. Aklımda o iğrenç günler belirdi. "Dokunma ona !" Sertçe seslendiğim sırada kahkaha atmaya başladı. Arkadan birinin gelip kolumu tutmasıyla titredim. Bu babamdı. Abine doğru adımlar attık. Abim silahın tetiğini çekti. "Berke kalk ! Berke uyan kendine gel Berke kalk Berke gardını düşürme Berke !" Ağlamaya başlamıştım çünkü korkuyordum. Ama bu korku kendim için değil Berke içindi. Babamın elinden kurtulup abime doğru koştum. "Gelirsen ölür !" Dedi. Durdum. "Tamam dur vurma sakın!" Dedim. Gülmeye başladı. Abim silahı sıktı. Berke kanlar içinde yere yıkıldı. "Hayır Berke !" Bir çığlık atarak koştum. "Hayır hayır hayır hayır. Kalk kalk kalk ne olur kalk hayır hayır hayır !" Diye ağlamaya başladım. "Hayır ya !" Diye çığlık attım.

AY IŞIĞI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin