8.BÖLÜM-1 HAFTA

3 0 0
                                    

"Gece gelmeyecek." Ateş e anlamazca baktım. "Neden ?" Dedim anlamazca. "Neden gelmeyecek? Neden tek biz tehlikeye giriyoruz ?" Linda da benimle aynı fikirdeydi.

Diğum günümün üzerinden 1 hafta geçmişti ve yeni bir iş vardı.

"Yapabileceğinden emin değilim." Kaşlarımı çatıp öne eğildim. "Ne, den ?" Dedim heceleyerek. "bu seferki kurbanımız abin ve seni görmesini istemiyorum !" Dedi. Sesi yüksek çıkmıştı. Geçen günlerde bütün ekibe anlatmıştım. "Abimmi ?" Rana da şaşırmıştı. O an donmuştum sanki. "Bende geleceğim." Dedim. "Gece saçmalama. " "Ateş lütfen." Dedim. Ateş iç çekti. "Peki gel." "Görev alanlarımız ne ?" Cemre nin sorusuyla Ateş dudaklarını araladı. "Ben Liber otelin sahibi Cihan Seren olacağım. Enes sağ kolum Veli Keser. Cemre de asistanımmış gibi yapacak. Büyüktepe Yetimhanesi hakkında bir konuşma olacak. Ama satıp alma işini uyuşturucuyla yapacağız. Anıl ve Gece sizin öneminiz büyük. Anıl yemeğin dağıtımından sorumlu olan koruma rolü alacaksın. Gece sen havalandırmada kalacaksın. Berke ve Rana sizde keskin nişancı tüfeği ile uzaktan dışarıdaki korumaları avlayacaksınız. Rana 1 haftadır eğitim alıyorsun. Yapamayacağını söylersen ve ya düşünürsen kulaklıktan Berke ye seslen." Dedi. Başımı salladım. "Başaramazsak." Dedim Ateş e. "Ben ?" Linda girdi lafa. "Linda sen garson olacaksın." "Gece sen ne demiştin ?" "Ya başaramazsak ? Ya abim bizden önce davrandıysa ? Ya beni tanırsa ?" Dedim. "Biz varız Gece. Ben, Ateş, Linda, Cemre, Rana, Berke, Enes. Hepimiz seni koruruz." Anıl cevaplamıştı. Başımı salladım. "Benim daha doğrusu bizim onu koruma zorunluluğumuz yok. Ölse bile umrumda olmaz irada bırakırım." Linda lafa girmişti. Açıkçası dediği biraz koymuştu. İçimdeki bütün güven yok olmuştu. Hatta öleceğimi düşünüyordum. "Gidin giyinin hazırlanın. 30 dakika var. 23.00 da burada olun." Ateş masadan kalkarken kurmuştu bu cümleyi. "İnan beni orada bırakıp bırakmayacağın sikimde bile değil." Dedim Linda nın yanından geçerken. Alt kata indim. Yatağımın üzerinde duran tayt ve oversize tişörtü aldım. Tişörtümü çıkardım. Tam göğüsümün üzerindeki yara ile göz göze geldim. Orda olduğunu bildiğim halde gözüm oraya takılmıştı. Tekrar kendime gelip oversize ı giydim. "Sutyenle daha güzel görünüyorsun." Bir anlık panikle sese döndüm. Bu Ateş ti. "Ne ?" "Sutyen sana daha çok yakışıyor." Dedi gülerek. "Ha ha ha çok komiksin." Dedim. Gülerek yatağa oturdu. "Al bunu." Bana bir çakı uzattı. "Neden ?" Dedim elinden alarak. "Abin seni tanırsa seni öldürmeye çalışacaktır. Yanında bulunsun." "Ateş abim beni tanırsa sizde yanacaksınız. Sizden olduğumu öğrenecek." Ben sizden değilim Ateş. Ben sizin en büyük düşmanınızın köstebeğiyim. Bana güvenme lütfen. "Gece inan bu sikimizde değil. Sen kendini koru. Bir kere sözümü dinle lütfen." Dedi. Dudaklarımı büzdüm. "Peki. Sadece bu seferlik." Dedim. "Giyin bakalım." Diyerek kalktı. O merdivenden yukarı çıkınca tayt ı da giydim. Çakıyı sutyenime sıkı bir şekilde bağladım. Saçlarımı at kuyruğu yapıp telefonumu aldım. Şarjı 43 tü. Yerden beyaz spor ayakkabılarımı alıp giydim. Üst kata çıkıp bir bardak su aldım. Saat 22.55 olmuştu. Herkes hazırdı. "Erken çıkalım." Herkes evden çıktı. Arabaya bindik. Gergindim. "Telefonlar." Diyerek telefon çantasını uzattı Ateş. Herkes telefonunu bıraktı.
.
.
.
.
.
"Gidelim." Herkes arabadan indi. Rana ve Berke tepeye doğru ilerliyordu. Ellerindeki tüfekler benden uzundu resmen. Hızla eğilerek ilerledim. "Kameralar devre dışı ama yine de dikkatli ol Gece" Ateş in uykulu ve seks- gıcık sesi kulaklarımı doldurmuştu. Villa ya yaklaşmıştım. Bena doğru ilerleyen bir koruma vardı. "Siktir yardım edin." Dedim. Korumanın kulaklığına dokunup konuşması abimin bizi bulmasına yardımcı olurdu. Bir kaç saniye sonra Berke nin paniklemiş ve nefes nefese kalmış sesi kulaklarıma ulaştı. "Gece sabret kurayım şunu." Böyle olmayacaktı sanırım. Durdum ve saçlarımı açtım. Adama doğru ilerledim. "Gece ne yapıyorsun dur !" Adam beni süzdü ve kaşlarını çattı. "Kimsiniz ?" "Ben yolumu kaybettim de sizin ışığınızı fark edince eksik kalmayayım dedim." "Gece bu işi biliyor." Enes in kulağıma gelen sesi ile ciddiyetimi düzenledim. "Sizin gibi güzel bir bayan ı reddetmek bana yakışmaz değil mi ?" Adam gülerek elini belime attı. Kendine çekip başını boynuma yaklaştırdı. "Gece hamile kalacaksın. Berke vur şu piçi !" "Ya görüş alanımda Gece var !" Adam dudaklarını boynuma sürerken elimi omzuna koyup erkekliğine diz kapağımla vurdum. İnleyerek eğildiğinde ağzını tutup boynunu kırdım. Adamı villa nın dibine çekip kafasına bastım. Havalandırmaya girdim ardından. "Gece biz içerideyiz. Üst katta olacak yemek" Anıl ın sesi ile etrafıma baktım. Biraz ileride yukarı çıkan bir yer vardı. "Gece boynunu sil." "Gece kocanı dinle." "Kesin sesinizi. Kulaklıktan dışarı çıkıyor ses." Cemre konuşmuştu ve hepimiz susmuştuk. Ben böl.eye varmıştım. Emekleyerek hemde. Ellerimi yerleştirip kendimi yukarıya ittim. 20 saniye sürmüştü. "Gittiysen biz de gireceğiz." "Hazırım. Girin." Abime bakıyordum. Hiç değişmemişti. Uzun boyu, altın sarısı saçları ve iğrenç gülüşü. O büyük elleri. Bir süre sonra merdivenden çıkan Anıl ve Linda ya baktım. Ellerinde bin bir türlü yemek vardı. Onların arkasından Ateş, Enes ve Cemre girdi. Cemre elindeki bilgisayar ile baya iddialıydı. "Oo hoş geldiniz hoş geldiniz Cihan bey, hoş geldiniz Veli bey. Geçin şöyle." Abim ilk defa böyleydi. "Adınız neydi ? Hatırlayamadım da."

"Eren"
"Eren Demir"

Ben Eren demiştim o Eren Demir. "Tekrar memnun oldum." Abim her zaman ki gülüşünü yapmıştı. Havalandırmada oturdum ve geriye yaslandım. Baya baya küçük olsa da mecburdum. Onlar bir şeyler konuşuyordu.
.
.
.
.
"Ateş mesaj attı. Gece atla." Berke nin hışırtılı sesi kulağıma geldoğinde havalandırmanın dışına baktım Ateş korumalarla dövüşüyordu. "Siktir." Diyerek havalandırmaya tekme attım. Aşağı atlayıp adamlardan birine tekme attım. Ateş e 4 kişi gidiyordu. Hızla koşup bir tanesini sırtından çektim. Tekme atarak yere düşürdüm Linda hızla gelip benim yerime adamın suratına tekme atmıştı. Ben Ateş e gidenlere dalmıştım onlar bayılınca hafif afalladım. Herkes 2,3 korumayla dövüşüyordu. "Oo Gece. Sevgilim." Abim kollarını açmış beni izliyordu. "Adımı ağzına alma." "Hala aynısın. Umursamaz ve duygusuz." Adamlardan biri bana doğru bıçakla geliyordu. Adamın kolunu tutup diğer elimle kafasını tuttum. Kafasını dizime vururken ayağımı açıp erkekliğine de vurdum. Diğer ayagımla sırtına vurup sırtüstü yere düşürdüm. Kafasına basmaya başladım. "Ne fark eder ?" "Özledim Gece. Tenini, kokun-" "kes." "Ağlayışını" "sus artık." "İnleyişini," "kes sesini!" "*abi bırak nolur canım acıyor!" Diyişini. Özledim Gece y-" "sus artık lanet olsun kes sesini !" "Bunlara güvenerek mi bağırıyorsun ?" Dedi. "Sus !" "A yok. Bunlardan olduğunu öğrendim artık." Sinirle bir tekme attım. O da sinirlenmişti. Belinden silahını çıkarıp arkama geçti. "Bırak !" Kolunu boynuma sarark silahı tam başıma koydu. Korumalar ölmüştü. Ya da bayılmıştı. "Gece !" "Gece sakin ol !" Anıl ve Cemre beni sakin tutmaya çalışıyordu. "Tek bir hatanızda önce Gece yok olur, sonra siz." Abimin adımları merdivene doğru geriliyordu. "Ateş !" Bağırmıştım. Gözlerim dolmuştu. "Ateş yardım et! Söz vermiştin ! Anıl yardım et ! ATEŞ!" Abim gülerek beni merdivenden aşağı indirdi. Helsi öyle kalmıştı. Benim ölmemem içindi. Linda bile..

Bir arabaya binmişik. Abim de arka koltuktaydı. Saçlarımdan tutup kendine çevirdi. "Daha da güzel görünüyorsun." Dedi. Başımı çeviriyordum fakat çok sıkı tutuyordu. Dudaklarıyla iki dudağımı da dudakları arasına aldı. Başımı çekip yumruk attım. Ardından ağzımda hissettiğim baskıyla gözlerim kapanmışı.

AY IŞIĞI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin