3.BÖLÜM -RÜYA-

17 2 0
                                    

Korku ile irkildim. Nefes nefese ve ter içersindeydim. Önce etrafıma baktım. Karanlıktı. Bir iç çekip yataktan indim. Bileğimdeki siyah tokayla saçlarımı at kuyruğu yaptım. Komidinden telefonumu alıp saate baktım. Saat 03.12 olmuştu. İlerlemeye başladım. Yukarı çıktım. Telefonum bir anda yere düştü. Almak istemedim. Biraz nefes almam gerekiyordu. Kapıya gidip askıya baktım. Bir sürü anahtar vardı. *ev* yazanı aldım ve kapıda denedim. Olmuştu. Yerden beyaz spor ayakkabılarımı giydim. Anahtarı da yanıma alıp dışarı çıktım. Yağmur yağıyordu. Derin nefesler aldım. Rüyam geliyordu aklıma hep. Ya gerçek olacaksa ? Ya babam beni almaya gelecekse ? Ya abim beni bulursa ? Beni kim koruyacaktı ? Nadir mi ? Ben yaşadıkça hep sorun çıkarıp bela açıyorum. Ölsem mi? Şu an gerçekten çöküşteydim. Daha 3 saatlik tanıdığım bir çocuğun ölümü beni mahvetmişti. Berke gerçekten ölse öyle tepki verirmiydim acaba ? Bildiğim tek bir şey vardı. O da ben yaşamaya devam ettikçe çevreme zarar verecek olmamdı. Bir süre kapıda merdivende oturduktan sonra anahtarla kapıyı açıp tekrar girdim. Anahtarı yerine asıp etrafıma baktım. Merdivenin alt tarafındaki kapı gözüme çarptı. Umarım tuvalettir. İlerleyip kapıyı açtım. Tuvaletti. İçeriye girip kapıyı kapattım. Yüzümü yıkayıp havlu ile sildim. Tekrar aynaya baktım. Tenim beyaz olmuş dudaklarım ve gözlerim şişmişti. Tekrar tuvaletten çıkıp mutfağa gittim. Bir bardak su içip merdivene ilerledim. O sırada telefonum geldi aklıma. Etrafıma baktım. Tekrar düşürdüğüm yere baktım. Ama yoktu. Kaşlarım çatıldı. "Aradığın şey bu mu ?" Diyerek yanıma geldi. Karanlıkta olsa bu kişinin Ateş olduğu çok açıktı. "Evet." Dedim elindeki telefonuma bakarak. "Verirmisin ?" Dedim tekrar. Başını omzuna yatırıp gözlerini kıstı. "Al." Dedi. Ama telefonum hala elinde duruyordu. Ona adımlar atıp telefonuma uzandım. Telefonumu eli ile hafif geriye çekti. Bir adım daha attım. Tekrar elini sırtıma koyup kendisine çekti. Bedenim bedenine çarptığı sırada dudaklarını araladı. "Vermiyorsam zorla al." Dedi. Ellerimi iki koluna gerleştirip erkekliğine tekme attım. Sırtımdaki eli gevşedi fakat daha telefonumu alamamıştım. Zaman kaybetmeden kafamla kafasına vurdum. Elindeki telefonumu çekip aldım. "Kanıyor." Dedim burnundaki kanı görünce. "Ne kalın kafalısın." Dedi. O benim kafama mı laf ediyordu ? "Dövüşebiliyor musun ?" Dediği sırada başımı salladım. "Doğru ben karşılık vermediğim sürece." Dedi gülerek. Hemen yanımdaki sehpada duran peçeteyi alıp Ateş e uzattım. Almadı. "Ne inatsın ya ?" Dedim sinirle ve benim kanattığım burnuna elimi uzattım. Elimdeki peçete parçası ile önce dudağını sonra dudağının üst kısmını silmeye başladım. Bir anda tekrar beni kendine çekti. İki bileğimide arkama tek eli ile tuttu, bacaklarını bacaklarıma bağladı. "Bu sefer de kurtul. Ama ben de karşılık vereceğim." Dedi. Başımı salladım. Nasıl kurtulacaktım ? Öğretilmişti fakat şu an gerçekten kötü biri ile konuşmuyordum. Onda olan elimin bir tanesini kurtarmaya çalıştım fakat büyük eli buna izin vermedi. Başımı tekrar başına doğru salladığım sırada yerinden kalkıp boynumu tuttu. Bileklerimi hala tutuyordu. Bir polis in suçluyu tuttuğu gibi tutuyordu. Başım koltuğa sarkıyordu. Ama bu halde kurtuluşum daha basit olacaktı. Evet bir polisin elinden healer olarak kaçmışlığım vardı. Ayaklarımla bacaklarımı üste doğru ittim. Zıpladığım sırada bacaklarımı Ateş in boynuna sarıp ellerimi kurtardım. Tekrar zıplar gibi yaparak ben onu bir polis gibi tuttum. Ben onun iki elini iki elimle tutabiliyordum. Tekrar bana doğru dönüp vuracağı sırada eğilip kolunu tuttum. Sırtımı sırtına yaslayıp dirseğimle bedenine vurdum. Tekrar önümü ona döndüğümde bana tekrar döndüğünü fark ettim. Eğilip arkasına geçtim. Bacaklarına vurarak diz çöktürdüm. Anlayamadığım bir şekilde Ateş ayağa kalktı ve bana bir tokat attı. Başım ters yöne döndüğünde tekrar saçımı tuttu. Bedenimi önüne aldı. Şu an kurtuluşum yoktu çünkü hemen önümde koltuk vardı. "Tamam tamam pes ediyorum." "Edemezsen ?" Nefesi kulağıma çarpıyordu. "Söz etmeyeceğim ama bırakırsan." Dedim alay eder gibi. "Ben memnunum." Dedi o da alay eder gibi. "Ben değilim. Bırakırmısın ?" Dedim. "Sen kurtulacaktın?" Dedi. Sesi her zamanki gibi net çıkıyordu. "Bak şöyle yapalım. Sen şimdi beni bırak ben 2 gün boyunca ful çalışacağım. Zaten odamın dibinde. " dedim tekrardan. "Hımm, peki ama ben çalıştıracağım." Dedi. "Yok yok. Ben çalışırım." Dedim. "Gece çalışmışsın zaten. Kum torbası ile çalışa çalışa insanlarla dövüşemiyorsun. Olmayan birine vurarak herkes kazanır. Avcı ekibinin tek bir beceriksiz yüzüne ün kaybetmesine izin veremem." Dedi. İç çektim. "Tamam ama 1 saatcik." Dedim. Bedenimi bir yılan gibi sarmış olan elleri gevşedi. "2 gün." Dedi ve merdivene ilerledi. "Oko gon!" Diyerek taklit ettim. Koltuktan telefonumu alıp peşinden gittim. "Oko gon!" Dedim tekrar ve aşağı indim. Üzerindeki siyah bol tişörtü yok olmuş, yerini siyah bir atlete vermişti. Eşofmanımın bağcıklarını bağlayıp ayakkabılarımı çıkardım. "Neyle başlayalım ?" "Farketmez." Dedim. Başını salladı ve güldü.
.
.
.
.
.
.
.
"Acıyor !" Dedim acı içersinde. Bir eli sırtımda diğer eli bileğildeydi Ateş in. "Hadi bitir." Dedi Ateş. İkimizde terden sırılsıklamdık. Şu anda ben iki tane biri 70 bir diğeri 80 kg olan halterleri bir iple çekiyordum. "Yardım et bari işsiz !" Diye çığlık attım. "Senin yapman gerek ama " dedi gülerek. "Ah ! Olduh!" Dedim. En sonunda halteri çekmiştim. İpi sertçe bırakıp her ne kadar eldiven olsa da parçalanmış elime baktım. Ateş in terden atleti bedenine yapışmıştı. Her ne kadar siyah giyse de karın kasları mükemmel görünüyordu. Her neyse ya ! Banane ayol! Spor minderlerinin üzerine uzandım. Nefes nefeseydim. "Kalk hadi!" Dedi elini uzattı Ateş. Duvardaki saate baktım. 05.31 olmuştu. 31(sj). Biz 03.30 da çalışmaya başlamıştık. Elini tuttum. Tam kalkacakken bana arkasını dönüp kolumdan tuttu. Hızla ters çevirdi. Sırtım sertçe çarpmıştı yere. "Acıyor ah!" Diyerek kendim ayağa kalktım. "Dövüş benimle." Dedi. Ellerim parçalanmıştı neredeyse. Kalkıp bir tekme attım. Hafif geriye savrulduğunda saçlarını tutup dizime vurdum. Ellerini sırtımda birleştirdi kollarımı tekrar tuttu. "Aahh! Canım acıyor Ateş ! Yavaş ol biraz !" Dedim. Boynumu tutup duruşumu dikleştirdi. Yine arkamdaydı ve o sırada odaya Enes girdi. "Oobaa." Dedi. "Oha !" Diyerek girdi Berke de. Şu an bütün üyeler buradaydı. Bedenimi Ateş in önünden aldım ve köşede eldivenlerin olduğu çekmeceye yaslandım. "Gece nin inleme seslerinden uyuyamadık." Enes in isyanıyla derin bir nefes aldım. "Onu eğitiyordum." Dedi Ateş. "Ne eğitmesi be ! Annemi siktin piç ! Annem hamile !" Dedim haklı bir şekilde. Güldü ve odadan çıktı. Linda yine bana ölümcül bakışlar attı ve o da Ateş in peşinden gitti. "Okula gideceksiniz hadi !" Dedi Selim. Üzerimde sırılsıklam olmuş eşofmanıma ve cropuma baktım. "Gece bir duş al. Sonra çıkarsınız." Dedi ve Selim de gitti. Berke de göz kırparak yukarıya çıktı. Cemre yanıma geldi. "Gel sana bir şeyler vereyim." Dedi. Beni burada tek anlayan Cemre  olmalıydı. Selim in de adını verirdim fakat dün gece *ben de istemiyorum o salağı ama mecburuz* demesi yüzüne olabilirdi. Cemre ile yukarı çıktık. "Gel" dedi ve üst katın merdivenlerine ilerledi. Peşinden gittim. Bir odaya girdik. Oda çok hoştu. Dolaptan bir crop, siyah kısa ceket, bol eşofman verdi. Eşofmanın yanındaki zincirler çok hoş görünüyordu. "Uyarmı ?" Dedi. Başımı salladım. "Çok hoş." Dedim. Başını salladı ve kapının arkasındaki siyah uzun botları gösterdi. "Takım." Dedi ve odadan çıktı. Köşede duran odaya girdim. Evet tuvaletti. Hızla duşa girdim.
.
.
.
.
.
Saçlarımı kuruttuktan sonra odadan çıktım. Hepsi kahvaltı masasındaydı. Telefonumdan saate baktım. 06.33 olmuşu. Masaya oturup bir şeyler yemeye başladım. "Hangi bölümdesin ?" "Doktor." Benim yerime Ateş in cevap vermesiyle gözler ona döndü. "Ne aynı okuldayız ?" Dedi. Herkes tekrar yemeğine döndü.

■■■■■■■■■■■■■

Bu bölümü yazana kadar canım çıktı. Ama değdi. Gecenin 05.00 yazdım bir kısmını, birazını 06.44 te okula giderken, birazını 20.00 da yemekten sonra, birazını 14.00 da okuldan gelince. Baya karmaşıktı. Umarım beğenmişsinizdir.

Bölüm kıyafetleri;

1.

2

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

2

.

Gece nin göbek piercing i ve dövmesi;

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Gece nin göbek piercing i ve dövmesi;

Gece nin göbek piercing i ve dövmesi;

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
AY IŞIĞI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin