0.0

310 24 7
                                    

Otobüste uyuyakalmak keşke bu kadar zor olmasaydı. Yaklaşık 3 saattir yoldaydım ancak bu aptal yol bitmek bilmiyordu. Yan koltukta oturan teyze sürekli olarak saçlarıma, küpelerime bakıyor 'Yüce Tanrı'm sen bizi koru!' diyordu. Kendimden büyüklere her zaman saygılı olmuş, kaba davranmamıştım. Ama yanımda ki teyze sanki önünde birini doğramışım gibi davrandıkça ağzının ortasına geçiresim geliyordu.

Yanımda ki gıcık teyzeye temas etmediğimden emin olarak ayağa kalktım ve camı açmaya çalıştım. Minicik tavşan götü kadar cam vardı ancak ona da şükürdü. Abartısız canımı dişime takıp uzun uğraşlar verdikten sonra açılan cama gülümsedim. Bu uğraşları derslerime verseydim şuan bu durumda olmayacaktım orası ayrı konu.

Derslerim berbattı. Her zaman böyle değildi ancak son 3 yılım berbattı. Ortalamama baktığım zaman gülüyordum çünkü kör koklayarak yapsaydı daha yüksek bir ortalamaya sahip olabilirdi ancak ben sanki bilerek kötü yapmak ister gibi derslerin hepsinden berbat derecede düşük almıştım. Torpille geçtiğim sınıfların cezasını da üniversite sınavında ödedim.

Halamı pek sevmezdim. Küçükken çikolata veren değilde tarla da bayırda çalışacaksın ya da kitap okuyacaksın diyen türden bir halaydı. Ama sağolsun dedemden kalan mirası istemeyip doğdukları kasaba da yaşamak istemişti. Onun sayesinde tüm miras bize kalmış ve torpille sınıfı geçmiştim. En son kaç yaşında yüzyüze olduğumuzu hatırlamıyordum. Ama bu boktan kasaba da hiçbir şey olmadığını ve gezebileceğim en alternatif yerin bahçede ki köpek kulübesinin olacağını biliyordum. Tabii köpek yaşıyorsa. Pek sanmıyorum.

Camdan gelen güzel meltemin yüzümü okşaması çok güzel hissettiriyordu ve bu benim için zorlu otobüste uyuyakalma görevini başarıyla yerine getirmemi sağlıyordu.

...

Kolumu mıncıklayan bir adet el güzel uykumdan beni uyandırdı. Uykuyu severdim ve kedim değilse beni uyandıran kişi artık baş düşmanımdı.

"Çocuk kalk az kaldı gelmemize" Teyzeler ne zamandan beri bu kadar sinir bozucuydu.

"Tamam teyze sağol" Benden çekmediği bakışları beni rahatsız ediyordu. Yakışıklı bir erkek ya da çekici bir kız dışında bana bu denli bakıyorsa evet rahatsız olurdum.

"Birine benzettiniz sanırım?"

"Anlayamadım neden bu kasabaya geldiğini"

"Pardon?"

"Olayları bilmiyor musun?" Kaşlarımı çattım. Annem ve halam telefonda konuşurken sadece halamın emin misin dediğini ve annemin de sen bizim oğlanı istemediğin için uyduruyorsun ayrıca gerçek olsa bile bir şey olmaz çözülür yakında dediğini hatırlıyordum. Olay vardı o kesindi ama ne kadar ciddi olduğunu bilmiyordum

"Gjengenger efsanesini bilir misin?"
Efsaneyi bilmeyi geçtim yolda duysam küfür sanardım o kadar alakam yoktu.

"Hayır efendim."

"İskandinav efsanesi ama bizim buralarda da yaşanıyor. Yaklaşık 2 yıl önce elinde mor bir iz olan kızın intihar haberi duyuldu. Yaz depresyonu modadır kasaba halkı olarak öyle sandık ancak her ay elinde mor iz olan gençler ölmeye başladı. Tesadüf diyip kendimize yutturmaya çalıştık ancak sonrasında arttı. Hepsi intihar değildi bazıları araba kazaları, yangınlar, gaz patlamaları. En sonunda öğrendik ki ölenler bağlantılıymış. Dışarıdan yabancı gelmez bu eski kasabaya ancak yerlisiysen de neden gelirsin ki buraya ölme riskin varken?" Bir bir aklıma dolan düşünceler ne düşünmem gerektiğini anlayamama sebep oluyordu.

"Teyze çok komikmiş he hangi filmden bu söyle izleyeyim!" Gülmeye başlamamla otobüsün sert bir frenle durması bir oldu. Başta korksamda geldiğimizi anladığımda derin bir nefes çektim. Teyze sırıttı(kesinlikle çok korkunçtu) ve sözlerine devam etti.

"Sen bilirsin Yeonjun ancak şunu bil ki eğer ölenlerle bağlantın varsa genç öleceksin." Gülüşüne aynı şekil karşılık verdim ve teyze kalktı, hızlı adımlarla gitti. Torunu falan izlettiyse kalitesiz bir film izlemişti.

Kalkarken bir anda kaskatı kesildim. Yeonjun. İki adım vardı ve ben 2. adımla bileti almış bilet kontrolü yapılırken 2 adımdan bahşedilmişti. Ki o da en başlarda teyze yanıma gelmeden olmuştu. Çantamı bir hışımla elime aldım ve daha 2 dakika bile olmadan çıkmış teyzeye bakındım. Yoktu. Hızlıca kaybolması ne kadar mantıklıydı. İstemsizce anlattıkları aklıma geliyor bende ölür müyüm düşüncesi aklımı karartıyordu.

Kuruntu yapıyordum. Mantıklı bile değildi. En fazla bana eğlence çıkardı ve bu kesinlikle hayatımı riske atmazdı.

.....

Selammm
BEN GELDIM
Öncelikle çok öncelerden beri yazmak istediğim bir kurguydu. Ve sonunda vakit buldum. Baştan söyleyeyim içinde geçecek cinayet olaylarını detaylıca anlatmayı planlıyorum. Yetişkin icerik olarak isaretleyecek olsamda buradan da uyarayim dedim.
SEVIYORUM SIZI

gjenganger | yeonbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin