0.3

103 17 5
                                    

Buraya kasaba demek haksızlıktı. Gayet büyüktü. Köpek parkları, lunaparklar, eğlence mekanları, AVM'ler. Daha neler neler vardı. Şuanda da hayatımda oturabileceğim en güzel kafede oturuyordum.

Duvarda asılı elektro gitarlar, rare şarap viski şişelerinin içine konulmuş kırmızı loş yanan ledler, güzel kokusu ve arkada çalan lana şarkısı ile cidden mükemmel bir ambiyansı vardı. Hele oturan diğer müşterilerin kombineleri beni benden alıyordu. Sanki burası hayalmiş gibi geliyordu.

"Şimdi kural 1, homofobiklik yasak!"
Lidya bana arkadaşlık kurallarını anlatıyordu. Onunla arkadaşsam eğer bu kurallara uymam gerekiyormuş. Birde şeyi öğrenmiştim. Lidya erkeklerden hoşlanmıyordu. Daha doğrusu daha önce hiç hoşlanmamıştı ve bu beni üzmüştü. Ondan hoşlanmıyordum ama yine de takılmak isteyeceğim kadar güzeldi.

"Ben bisexim zaten mal söyledim ya!"

"Olsun söyleyeyim dedim. Kural 2 dakik ol bekletilmeyi ve ya erken gelinmesinden hoşlanmam." Saat 20.35'di ve biz kafede oturuyorduk çünkü işi olan stüdyoya tam 21.00'da girmeliydi. Başımı salladım ve kelimelerini onayladım.

"Kural 3, sorgulamayacaksın. Kural 4, o ki-" Sözünü yarıda bıraktı ve bir yere kitlendi. Nereye baktığına baktığımda ise o zorba diye bahsettiği çocukları gördüm. Bu sefer yanlarında bir kız vardı. Ve 2-3 kişi azlardı.

Saçlarının boyu Lidya'nınkinden çok az kısaydı ve uçları gri gibiydi. Boyu uzundu ve deri ceketi falan vardı. Lidya'yla yan yana düşününce verdikleri vibe aynı olmasa bile yakışacaklarını düşündüm. Garip bir şekilde Lidya'ya sıcak ve aynı zamanda hafif kırgın bakıyordu. Kırgından emin değildim gözlerini kısıyordu ancak kısık gözlerinden bile o sıcak bakışları belli oluyordu. Uzun sarı saçlı bir çocuk ve en solda olan Lidya'nın Soobin dediği çocuğa diktim bu sefer bakışlarımı. Yakışıklıydı. Dağınık siyah saçları, kulağında küpesi ve sanırım ensesine doğru olan bir dövme vardı, minimal bir dövmeydi. Sanırım o minimal dövmeyi bile görebilecek kadar fazla izlememeliydim çünkü yaklaşıyorlardı.

"Yeonjun kalk!" Daha ne olduğunu anlayamadan Lidya elimden tuttu ve çekiştirmeye başladı. Kafeden dışarı çıktık ve uzaklaşınca durduk.

"Ne oluyor be!?" Lidya hala geriye bakıyordu. Eminim o kızla aralarında bir şey vardı ya da olmuştu. Bana döndü ve garip bir şekilde gülümsedi.

"Herneyse saat kaç?" Saate baktım ve 21.48 olduğunu söyledim. Hepsi yaklaşık 10 dakikada olmuştu ama nedense bana daha fazla gibi gelmişti. Stüdyo'ya gidecek miydik? Bilmiyordu. Gitmemiz gerekiyordu. Biliyormuş. E o zaman gidecek miydik? Sanırım diye cevapladı bu sefer. Lidya'da en az bu kasaba kadar garipti. O kız da sarışın çocuk da en garibi ise Soobin denen çocuktu. Keşke buraya hiç gelmeseydim dedim içimden. Çünkü buraya karşı iyi hisler yoktu içimde. Her şey çok rahatsız ediciydi ve annemle konuşup halletmeye çalışmam ve eve dönmem lazımdı.

...

BU FICE DEVAM ETMEK VE ETMEMEK ARASINDA KALDIM BAYA OF
Devam edersem dusundugum gibi olmamasindan ya da cringe olmasindan korkuyorum sanirim DAHA KURGUYA ANA OLAYA GIRMEDIK BILE AMK OFFFF
NEYSE SEVIYEOUM SIZI ASK BOCUSUSUSLERIM
.
AMK GECEN YIL BAŞLAMIŞTIM BUNA SONRA BIRKAMISTIM SİMDİ DEVAM EDİCEM COK GERİCİ ULAN
HAYATİM ASİRİ YOĞUN AMA PLANLI BİR ŞEKİLDE FIC YAZMAYA DEVAM ETMEK İSTİYORUM CUBKU YETO SIKILDIM!!!!
SİMAV HAFTAM DA YAKIN BOK YOLUNA GİRCEM BİSMİLLAH YANI

gjenganger | yeonbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin