100. 𝘖̈𝘱𝘶̈𝘤𝘶̈𝘬

170 18 1
                                    

"Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü, hem akıl çağıydı, hem aptallık, hem inanç devriydi, hem de kuşku, Aydınlık mevsimiydi, Karanlık mevsimiydi, hem umut baharı, hem de umutsuzluk kışıydı, hem her şeyimiz vardı, hem hiçbir şeyimiz yoktu, hepimiz ya doğruca cennete gidecektik ya da tam öteki yana..."

7 AY ÖNCE

"Jeon Jungkook kendine gel!" odada yankılan ses tüylerşni diken diken etsede konuşma ihtiyacı duymuştu.

"Neden anne yalan mı?" tırnaklarını avuç içine saplarken ona yaşlı gözlerle bakan annesine dikti gözlerini.

"Ölüyorum. Bunu ben bile kabullenmişken sen neden kabullenemiyorsun?" göz yaşları kızarmış yanaklarından akarken bir çırpıda silmişti göz yaşlarını. Ona göre göz yaşı dökmek erdemlikti lakin karşısındaki kadının acı çeken yüzü onu karamsarlığa itip elini kolunu bağlıyordu.

"Bu benim daha çok canımı yakıyor anne."

"İyi olacaksın! Ölmene izin vermem. Yaşamalısın Kook." tam ağzını açmış konuşacakken odada yankılanan kapı sesi ikisinide sessizliğe itmişti.

"İyi günler. Yeni hasta geldi." 

Yatağın üzerindeki çocuğa gitti gözleri. Öyle güzel uyuyordu ki. Onun yerinde olmak istedi bir anlığına. Odaya onunla beraber giren kadınla beraber yok oldu bu isteği. Öyle darmadağındı ki. Paramparçaydı adeta. Annesini böyle görmek istemedi.

"Merhaba." kaybolmuş görünsede neşeliydi sesi.

"Merhaba hoşgeldiniz." kadına karşılık veren annesini umursamadan yatağına ilerledi. Umrunda değildi... tabi bir anlığına.

"Geçmiş olsun."

"Sağolun sizede." kadın oğlunun üstünü örterken anlına sesli bir öpücük kondurdu. Neden uyanmıyordu ki?

"O uyanmaz." karşısında beliren küçük çocukla beraber küçük bir çığlık atmıştı.

"Abim hep uyuyor." küçük ayaklarıyla yatağa çıkarken abisinin ayağına bir kaç kez vurmuştu.

"Jimin bebeğim ben kantine iniyorum buradan ayrılma olur mu?"

"Kook hayatım bende iniyorum bir şey ister misin?" kafasını iki yana sallarken gözü hala abisinin bacağına vuran küçük çocuktaydı.

"Abin neden uyanmıyor?" küçük çocuk düşünür gibi yapıp yatakta bir kez daha zıplamıştı.

"Sanırım bana kızgın." elleri önünde toplanırken buruklardan ses tonu yatakta uzanan meraklı çocuğun doğrulamasını sağlamıştı.

"En son evden çıktığında benden nefret ettiğini söylemişti." sesi titreyen küçük çocuk abisinin avucuna küçük bir buse kondururken akan göz yaşını umursamamıştı.

"Hyung sence benden nefret mi ediyor?" Kook yataktan çıkıp küçük çocuğun önünde durmuş ellerini küçük çocuğun kıvırcık saçlarına uzatmıştı.

"Hiç bir abi kardeşinden nefret etmez küçük." küçük sevinçle göz yaşını silerken bakışlarını tekrar abisine çevirmişti. Jungkook küçük çocuğu takip edip uyuyan çocuğa baktığında titreyen ellerine sahip çıkamamış ellerini büzülmüş dudaklarına götürmüştü.

𝚂𝚕𝚎𝚎𝚙𝚒𝚗𝚐 𝙱𝚎𝚊𝚞𝚝𝚢 | 𝚝𝚊𝚎𝚔𝚘𝚘𝚔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin