- ne demek istiyorsun!?
doktor boğazını temizledi ve tekrar konuştu;
- serum çıkarıldıktan sonra nefesi kesilmiş, bu da demek oluyor ki ayrı yeten boğularak öldürülmüş-..
- BİR DAKİKA, ÖLDÜRÜLÜMÜŞ NE DEMEK?
doktor başını eğdi, kendimi kaybetmiştim. gözlerim hızla doldu, general başını eğdi ve koridorda dolaştı. gilbert ağır adımlarla yanıma geliyordu, yanıma oturdu ve omzuma dokundu;
- onu bu kadar çok mu seviyorsun?
kafamı iki yöne salladım. birden general yanıma geldi;
- Violet parker, ayağa kalk
gözyaşlarımı elimin tersiyle sildim ve ayağa kalktım;
- Mizumi'nin öğrencisi olarak bundan sonra karakolun yeni komiseri sensin
- fakat ben,-
- bahane yok!! bunu yapacaksın Parker!
arkasını dönüp gitti ekiple, gilbert ve ben kalmıştık. çaresizce oturuyordum, ne yapacağımı bilemiyordum. gilbert mutlu bir sesle;
- haydi ama polis hanım, iyi yönünden bak komiser oldun.
- BENİMLE TAŞAK MI GEÇİYORSUN LAN?
- wow, küfür edeceğini düşünmemiştim
- gilbert, onunla yaşadıklarımız düşündüğün ve düşüneceklerinin de ötesindeyken nasıl bu kadar çabuk unutabilirim her şeyi?
- ne yaşadınız?
aklımda yaşadığımız bütün her şey yeniden canlandı, fakat bir şey daha vardı. hiç bir işe yaramayacağını düşündüğüm zaman makinesi bozuntusu. şansımı denemekten zarar gelmezdi değil mi?
hemen ayaklandım. gülümseyerek gilbert'a sarıldım. ne olduğunu anlamamıştı ama mutluydu;
- gilbert, sen karakola git, benim odamda kal ben gideceğim
- niçin?
- sorgulama!
koşarak hastaneden çıktım, özel araca atladım ve eve gittim. bütün dolapları ve çekmeceleri döktükten sonra makineyi buldum. talimatları hatırlamaya çalıştım
'' istediğiniz tarihi ve mekanı bir kağıda yazın ve mekanizmanın altındaki deliğe sokun. üstündeki düğme yandığında kolu çevirin. makine kaybolursa zamana hapsolursunuz''
hemen kağıt kalem çıkardım. lanet olası çakma doktorun geldiği zamanı, hastaneyi yazdım. mekanizmanın altındaki deliğe kağıdı yerleştirdim. heyecandan elim ayağım titriyordu, birden antika görünümlü aletin düğmesi yandı. heyecandan çığlığı kopardım ve makineyi yere düşürdüm. yerden aldım ve kolu çevirdim. bir şeyler değişmiş miydi?
hemşirelerin sesi yükselmeye başlayınca kapalı gözlerimi açtım, mizumi'nin yaşadığı zamandaydım ve zamanım vardı! acil bakıma ilerledim, içeri girdiğimde 26 numaralı oda direk karşıma çıktı. içeri daldım, mizumi uyuyordu. adım sesleri yükseldi, geliyor olmalıydı.
hazırlandım, belimdeki silahı elime aldım ve saklandım. adam içeri girdi, mizumi halen uyuyordu. adam birden mizumi'nin yakalarını tuttu ve çekti. olduğum yerden çıktım ve ateş ettim, tam kafasına gelmişti , haliyle direk yere serildi. mizumi korkulu gözlerle bakıyordu;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZANLI [GxG]
Fantasygeceleri uykusuzluktan gözlerimi şişiren, emniyette sadece tek davayla ilgilendiğim bir dosya bu. 2014 yılında işlenen bir cinayete kurban giden banka müdürü Draff Wilson, ölümünün arkasında hiçbir delil olmamakla birlikte, cesedi de kayıp. hiç bir...