8. Bölüm

193 27 15
                                    

&&&

Küçüğüm..

Bu lafı ona kullanan bir kişi vardı.. Gözleri hatırladığı anılarla dolarken ayağa fırladı aklına gelen isimle.

"Hayır.." Kafasını salladı iki yana,

"Hayır o.. o olamaz." elleriyle kafasını tuttu.

"O olamaz.. O öldü.." dedi bu sefer hıçkırıklarının arasında. Göz yaşları sicim sicim akıyordu. O anılar, o yangın anı gözlerinin önüne geldikçe ayakta durması zorlaşıyordu. Ağzından bir isim döküldü,

"Chung Ho.." Yere çöktü ve başını ağaca yasladı. Ardından o yangın günü yaşadıkları aklına dolmaya başladı.

Kyungri küçük yaşında yetimhaneye bırakılmıştı. 14 yaşına kadar da o yetimhanede kaldı. Ama ondan önce yaşadıkları kaldıramayacağı türden bir olaydı. Kyungri yetimhanede yaşarken oldukça soğuk ve sessiz bir çocuktu. Kimseyle konuşmaz ve oynamazdı bir kişi dışında. Chung Ho, Kyungri den 2 yaş büyüktü. O zamanlar sırf Kyungri gülsün diye türlü türlü şebeklikler yapardı. Nitekim başarılıda olurdu. Kyungri onun sayesinde kabuğundan çıkıp soğuk kişiliğinden kurtulmuştu.

O yangın günü aslında Kyungri'nin doğum günüydü, gerçek doğum günüsü değildi belki ama yetimhaneye birakıldığı gündü aslında o gün. Chung Ho ile yetimhanede arkadaşlarıyla güzel bir doğum günü geçirmişti. Günün sonunda ise Chung Ho, Kyungri'yi bir kenara çekerek hediyesini vermişti. Kendi elliyle yaptığı bir bileklikti. Bilekliği verirken bir de şu sözleri söylemişti.

"Bu bilekliği sakın çıkarma olur mu küçüğüm? Ben yanında yokken sakın korkma tamam mı? Ben hep, bir gölge gibi peşinde olacağım." Kyungri o zaman ne söylediğini anlamamıştı. Zaten o gece herkes yattığında yangın çıkmıştı kimseye bir şey olmamıştı Chung Ho dışında. O yangından kimse cesedini bile bulamadı. Kyungri yaşadığı bu olayı yıllar boyunca unutamamış geceleri rüyalarına girmişti. Her şeyden önce Chung Ho'yu çok özlüyordu. O bilekliği şimdi takmıyordu ama en iyi şekilde saklıyordu.

Şimdi o anıları tekrar hatırlayınca anlamıştı ne dediğini.

Kyungri yerden kalkarak okuldan çıktı. Bu kafayla hayatta dersi çekemezdi. Zihni düşünmekten yorgundu, kendi yaşadıklarından yorgundu. Eve gitti direk yatağına yattı aklında ki düşüncelerle.

Şimdi anlıyordu bazı şeyleri.

Peki gerçekten bu o muydu?

&&&

SHADOWHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin