3. Bölüm ♠

249 30 12
                                    

&&&

"Tanıdığın ama tanımadığın biri."

Kyungri'nin aklında 2 gündür bu sözler dolanıyordu. Tanıdığı ama tanımadığı biri kim olabilir ki? 2 gündür resmen Psikopat gibi etrafındaki insanları izliyordu ama bir sonuca varamıyordu. Yine arkadaşlarıyla herzaman ki gibi kampüsün bahçesinde otururken İçlerinde bir tek konuşmayan Kyungri idi. Baekhyun sürekli Kyungri'ye laf atmışsada onu konuşturamamıştı. Biraz sonra Kyungri'nin telefonu çaldığında dalgın halinden çıkıp telefona baktı. Arayan geçen sene okuldan mezun olan sunbelerinden bir tanesiydi.

"Efendim sunbae?"

"Kyungri ben yarımsaat gecikebilirim."

"Anlamadım?" şaşkın bir şekilde sorduğunda karşısında ki senin güldüğünü duymuştu.

"Bana sakın yarın buluşacağımızı unuttuğunu söyleme! Üstelik buluşmayı istiyen sendin?" Dediğinde Kyungri'nin yerinden fırlaması bir oldu,

"Ahh inanmıyorum unutmuşum kusura bakma sunbae şu sıralar pek kafa kalmadı. O zaman ben tam saatinde orada olur seni beklerim." Kyungri'nin bu ani tavrına hem yanında ki arkadaşları hemde karşıda ki ses daha çok güldü.

"Pekala pekala şimdi sakin olabilirsin eğer unutursan sana o notları vermem." Sunbae'nin şaka yollu uyarısına Kyungri sırıtmış ve tamam diyerek telefonu kapatmıştı. Kendisine soru işaretleriyle bakan arkadaşlarına 'Ne var' dercesine baktı. Onlara kısa bir açıklama yaptıkdan sonra saatine bakıp kambüsten çıktı.

Bugün çok dersi yoktu normalde hemen eve giderdi ama gitmek yerine park gibi yere giderek düşünmeye başladı. Havada bugün aksi gibi kapalıydı her an yağmur yağacak gibiydi ama umrunda değildi. Kafasını meşkul eden başka sorunlar vardı. Yarısının çoğunu ise geceleri yanına gelen çocuk kaplıyordu. Kimdi? Neyin nesiydi? Onu nerden tanıyordu? En önemlisi kendisininde onu tanıdığını söylüyordu. 4 Yıl boyunca bu şehirde okuldaki arkadaşları haricinde yalnız bir insandı, bir anda karşısına çıkan daha doğrusu karşına çıkan ama yüzünü, adını, sanı bilmediği bu adam bir kaç günde kendisini allak bullak etmişti. O kadar dalmıştı ki yağan yağmuru fark etmiyordu üstü bile ıslanmıştı üstelik. Onu kendine getiren üstüne örtü gibi inen gölgeydi. Yağmur artık onu ıslatmıyordu. Kyungri yerinden kıbırdamıyordu çünkü burnuna o koku dolmaya başladı yağmurdan sonra ki toprak kokusu. Evet kokuyu tarif etmek gerekirse öyleydi. Bu koku o kokuydu işte. Hızla yerinden kalktığında kafasını bir şeye çarptı çarptığı o şey yere düştüğünde bunun şemsiye olduğunu gördü. Arkasına baktı ama kimse yoktu tekrar yere düşen şemşiyeye baktı. Kendi şemsiyesi, 2 yıl önce yağmurdan yavrularını korumaya çalışan bir kedi için yanlarına bıraktığı pembe benekli şemsiyesi değil mi bu?

Buda nereden çıkmıştı böyle?

&&&

SHADOWHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin