Bölüm 8 - Azrail'le Randevu

10 6 1
                                    

Krem rengi mobilyalarla döşenmiş odanın camlarının önündeki saksılara akşam güneşi vururken üniformalı, gergin bir adamla dikkatli bir doktor karşılıklı oturuyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Krem rengi mobilyalarla döşenmiş odanın camlarının önündeki saksılara akşam güneşi vururken üniformalı, gergin bir adamla dikkatli bir doktor karşılıklı oturuyordu. İkisi de LRDA üyesiydi, odada hiç verici ya da alıcı yoktu ama ikisi de güvende hissetmiyordu. Her an polisler gelip ikisini birden tutuklayacak gibi şüphelere kapılıyor, LRDA hakkında konuşmamaya çalışıyorlardı.

"Zaten her şeyi biliyorsunuz, bir an önce reçeteyi alıp çıkmak niyetindeyim. Lütfen beni bekletmeyin."

Aceleci görünüyordu kumandan. Koltuğun ucuna oturmuş, kalkıp gitmeyi bekliyordu sabırsızlıkla. Ama o kadar çabuk kurtulamayacaktı, nitekim Azrail'le randevusu vardı.

"Tek başına ilaçların sizin üzerinizde kısa vadeli olduğunu biliyorsunuz. Vücudunuz dış etkenlerden kolay kolay etkilenmiyor." dedi psikiyatr kadın. Yaşlı, çerçevesiz dikdörtgen gözlüklü -gözlük yapay zekâ destekliydi- siyahi, zayıf ama yapılı bir kadındı. Doktor önlüğü ve ciddi duruşuyla bir psikiyatr olduğu belli oluyordu.

"Konuşma terapisi hiçbir işe yaramıyor. Lütfen pozitivist yöntemler uygulayın."

"Bunu size paranoyalarınız mı söyletiyor, yoksa gerçekten böyle mi düşünüyorsunuz?" Tartışma programında gibiydi psikiyatr, karşısındakini ikna etmekte başarılıydı.

"Gerçekten pozitivist bir adamım ve ben inanmadığım sürece üzerimde uygulayacağınız terapinin işe yarayacağını sanmıyorum."

"Reçeteyi alıp gittiğinizde her şey daha mı iyi olacak?"

"Bilmiyorum." Şeytanı güldürecek kadar yalancı adam, bu kez açık sözlüydü.

"Ben, paranoyalarınızın söylettiğini düşünüyorum. Sağlıklı düşünebilseydiniz tedaviyi reddetmezdiniz."

"Yıllardır ayrışmamış tip şizofreni hastası ve intihar bağımlısıyım. Paranoya ve uyku sorunları yaşıyorum. Tüm bunlar birkaç cümle konuşmakla geçmez." İçindeki hırs açığa çıkıyordu yavaş yavaş.

"Elbette sadece konuşmakla bir yere varamayız. Daha sonra yine EMDR göreceksiniz ama kızınızdan ayrı kalmaya alışmanız işe yarayabilir."

"Hayır..." Gözleri açılmış, öfkelenmeye başlamıştı. Kaşlarını çatmıştı, daha derin ve hızlı nefes alıyordu. Doktor, onun gözünde ruhunu çekecek Azrail olmuştu. Yavaş yavaş, azar azar, canını yakarak ruhu elinden alınacak ve ölüden farksız bedeni önce can havliyle çırpınacak, sonra tamamen cansız kalacaktı.

"Travma sonrası stres bozukluğu yaşayan insanların, özellikle askerlerin iyi birer ebeveyn olamadığı bilinen bir gerçek. Tedavi olmazsanız..."

"Beni suçlamaya kalkmayın. Ben görevimi en iyi şekilde yapıyorum. Elena sevildiğini biliyor, özgüveni yerinde ve kendini güvende hissediyor. Annesinin yokluğunu hissetmiyor."

Telafi | Kısa Yan Hikâye ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin