Bölüm 3

80 9 0
                                    

Yazarken heyecanlandığım bir bölüm oldu. Hatta arada Arthur'a küfürler bile ettim. Neyse ki güzel bir bölüm oldu. Hepinize iyi okumalar.(Medyadaki şarkı: Lana Del Rey- Dark Paradise)



◇◆CORDELIA'NIN AĞZINDAN◆◇

Kylie 3 haftadır kayıptı. Muhafızlar her yerde onu arıyordu. Onu en son ormanda görmüştüm. Saklambaç oynarken sıkılıp gittiğini düşünmüştüm. Ama... Ama öyle olmamıştı. Belki de ölmüştü. Hepsi benim yüzümden olmuştu. Ona çok ısrar etmeseydim böyle olmayacaktı. Şimdi benimle büyük salonda oturuyor olacaktı. Her gece onunla iletişime geçmeye çalışıyordum. Fakat olmuyordu. 18 yaşına girmiş olmalıydı. Tabi yaşıyorsa... Kate delirmiş gibiydi. Hatta bir ara kurtların bölgesini ziyaret etmeyi bile düşündü. Ama bu çok tehlikeliydi. Eğer Kral Arthur bunu bir tehdit olarak algılarsa işimiz zordu. Birden aklıma gelen fikirle yerimden kalktım. Hemen Kate'in yanına gittim. Ağlamaktan şişmiş gözleriyle bana döndü. Onu ilk defa bu kadar güçsüz görüyordum.

" Kate, ya Kral Arthur'un bölgesindeyse... Sonuçta ormanda kayboldu. Belki de kurtlara yakalanmıştır..." Söylediklerimin onda yaratacağı etkiyi sonradan farkettim.

" Ya kızımı öldürdülerse... Kocamı benden aldılar fakat kızımı alamayacaklar. Buna izin vermeyeceğim!" Hışımla ayağa kalktı ve dışarıya çıktı. Tanrım! Resmen saçmalamıştım. Kraliçe Kate'i fikrinden döndürmek çok zordur. Kafaya koyduğunu yapar. Hemen arkasından koştum ve kolundan tuttum.

" Kate, ya onlarda değilse. Kurtlar bunu bir savaş çağrısı olarak algılayabilirler."

" O zaman savaşırız! Kızımı kurtarmak için her şeyi yaparım. Charles'a söyle arabayı hatırlarsın." Mecburen kafamı salladım ve aşağıdaki ahıra indim. Charles atların bakımını yapıyordu.

" Charles, at arabasını hazırla. Kate kurtların bölgesine gidecek." Charles dehşete düşmüştü.

" Tanrım! Bu kadın delirdi mi? Kurtların bölgesinde ne işi var?!"

" Dediğimi duydun Charles. Sabaha hazır olsun." Kafasını sallayıp işine döndü. Tam çıkarken arkamdan konuştu.

" Hiç iyi şeyler olmayacak." Sezgileri çok kuvvetliydi. Olacakları hemen tahmin edebilirdi. Bazen de rüyasında görürdü. Yukarıya çıktığımda Kate hazırlanıyordu.

" Araba yarına hazır olacak Kate."

" Teşekkürler Cordelia. Sen de benimle geleceksin. Bu yüzden git hazırlan. "

" Ne!? Kate, ben gelemem."

" Emirlerime karşı mı geliyorsun? " Her ne kadar samimi olsak da onun emirlerine karşı gelemezdim. Sonuçta kraliçeydi. Mecburen kabul edip odama gittim. Hazırlıklarımı yapıp uykuya daldım.

◆◇ ERTESİ GÜN◇◆

Kate, ben ve Charles yola çıkmıştık. Kate bilerek yanına muhafız almamıştı. Onlara düşmanca gelmediğimizi göstermemiz gerekiyordu. Zaten olası bir tehlikede ben ve Charles, Kate'i koruyacaktık. Sınır Ormanı'na girmiştik. Ağaçlarla çevrili yolda yavaşça ilerliyorduk. Kısa bir yolculuktan sonra onların sınır kapısına varmıştık. Kapılarında hiç nöbetçi yoktu. Buna şaşırmıştım. Çünkü bizim kapımızda bir sürü nöbetçi dururdu. Charles inip kapıyı açtı ve arabayı içeriye sürdü. Karşımıza çıkan muhafızlar hemen kılıçlarını çıkardılar. Kate sakince konuştu.

HisteriaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin