Bir şey söylemek istiyordum, aklıma gelen onca cevapsız soruyu sormak istiyordum ama dilim tutulmuş gibiydi.
Annemin adamı beni mi vurmuştu şimdi? Şu an orada olması, gözü kapalı deneme yapması, her şey yalan geliyordu bana. Kasten vurulmuş gibi hissediyordum.
Kasten miydi?
"Şu an ne düşünüyorsun bilmiyorum ama iyi şeyler değil gibi hissediyorum."
Gözlerim yüzünden aşağıya kayarken elindeki silahta takılı kaldı. Deniz'in gözleri gözlerimi takip ederek silahı bulduğunda söze girdi.
"Yanlışlıkla patladı da, bu şekilde tekrar görüşmemiz iyi olmadı." elindeki silahı emniyetini kapatarak cam masanın üzerine bıraktı. "Bir şey söylemeyecek misin?"
Şu an sadece buradan uzaklaşmak istiyordum ama bir gün bu gerçeklikle tekrar yüzleşmek zorunda kalacaktım. Bu yüzden kaçmamaya karar vererek konuşmak için ağzımı araladım.
"Annem seni beni vurman için mi tuttu?" kelimelerin hızla ağzımdan çıkmasıyla bir süre bakakaldı. Dudakları kıvrılıp kahkaha atmaya başladığında sinirle yumruğumu sıktım.
"Doğru mu!?" dişlerimi alt dudağıma o kadar sert bastırdım ki ağzıma kan tadı gelmeye başlamıştı.
"Önce bi sakinleş, hiçbir şey düşündüğün gibi değil." Deniz bana doğru bir adım attığında bende arkaya bir adım atmıştım.
"Bence tam da düşündüğüm gibi." Tanımadığım bir insanın beni manipule etmesine izin vermeyecektim. Gerçi bu tanıdıklarım için de geçerliydi.
"Annen beni seninle ilgilen-" sözünü keserek " Bu yalanı artık inanmayacak kadar çok duydum." dedim.
Arkamı dönüp hızlı adımlarla kapıya doğru ilerlediğimde arkamdan gelip beni geçerek kapıyı kapattı.
"Ne yaptığını sanıyorsun?" sesim titrek çıktığında içimden bir küfür çektim. Bu adamın karşısında aciz görünmek istemiyordum.
"Önce beni dinleyeceksin sonra gitmek istersen gidersin." tırnaklarımı avuç içime daha sert bastırdığımda elim acıdan uyuşmuş, göz bebeklerim titriyordu.
"Ne söyleyeceksin? Annemin bir bunu yapmadığı kalmıştı, yüzüme vur da rahatla hadi."
"Ediz, annenin bu durumla hiçbir ilgisi yok." dudaklarını ıslatıp konuşmaya devam etti. "Bir tesadüftü sadece, ben sana yalan söylemedim."
"Bitti mi?" Gözlerimi gözlerine dikerek en sert bakışlarımı gönderdim. "Ne?"
İki adımda kapıya ulaştıktan sonra yakasından tutarak kendime çektim. Nefeslerimiz birbirine karışırken gözlerinin içine bakarak konuşmaya başladım.
"Bana herkesten iyi tanıdığım kadını anlatıyorsun, ben salak değilim Deniz."
Bakışları gözlerimden dudaklarıma kaydığında yakasından sertçe ittim. Sırtının duvara vurmasıyla hızla kapıyı açarak çıktım evden. Kapıyı suratına çarpmayı da ihmal etmedim.
Kalan tüm gücümle evime doğru koştuğumda nefes nefese kalmıştım. Evlerimizin bu kadar yakın olması içimi daha da daraltıyordu.
Ellerimin titremesiyle anahtarı deliğe sokamayınca diğer elimle bileğimi tuttum. Kapıyı açarak sertçe kapattığımda olduğum yere çökerek kafamı ellerimin arasına aldım.
Sakinleşmeli ve düşünmeliydim. Bu durumda ne düşünürsem düşüneyim mantıklı olmayacaktı çünkü.
Yerden kalkarak koşar adımlarla odama çıktığımda abimden rica ettiğim mp3 çaları açarak müzikle kendime gelmeye çalıştım, işe yarıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Orion (bxb)
Short StoryKaderime razı gelmiş gibi boynumu eğip doktorun sözlerinin beni kanatmasını bekledim. Kendimi buna çoktan hazırlamamış mıydım zaten? Neden bu kadar ağrıyordu kalbim. "Hanımefendi açıkçası burada ben de Yağız'a katılacağım. Bu bir hastalık değil."