Kaya: Naber? E: İyiyim yakışıklım. Senden naber? Kaya: Beni daha önce gördün demek.
"Görmek ne kelime? Dudaklarının tadını biliyorum aşkım."
E: küçük sırlarım var. Kaya: E bunları söylemek ne kadar doğru bilmiyorum ama ben cidden sana çok bağlandım. İstemiyorsun belki ama ben seni tanımak istiyorum. E: Kaya hazır değilim. Kaya: Neden güzelim? Benden mi korkuyorsun? E: Öyle de denilebilir. Beni görünce istemeyebilirsin. Kaya: Böyle bir şey mümkün değil. Her kim olursan ol ben seni seveceğim. Hadi ama bana o fotoğrafı attığın ilk günkü kadar cesur ol. En sevdiğim özelliğin cesaretin :)
Olay da bu ya. Ben cesur değilim. Cesur taklidi yapıyorum.
E: Kaya ben gerçekten yapamam. Kaya: Sadece şuna cevap ver. Seni tanıyor muyum? E: Sanmam. Yani daha önce karşılaştık. Ama beni hatırlama şansın yok. Kaya: Hafızam iyidir. /Görüldü/ Kaya: Aa tamam. Bari özlemimi gider. Biz seni çok özledik ;) E: Emrin olur bebeğim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kaya: Sen... Sen nesin ya? İlah mısın kızım. E: Senin için olabilirim. Kaya: o üstünü yırtıp atıp göğüslerini avuçlarım arasına almak istiyorum. E: Başka? Kaya: şu dudaklara bak. Onları patlatana kadar durmayacağımdan emin olabilirsin. Dudaklarını dişlerimin arasına aldıktan sonra inlemelerini sabaha kadar dinleyeceğim. Sonra o kuğu gibi boynunda hatıralarımı bırakacağım. Kaya: O kavisli belin altımda yay gibi gerinecek. Bir elim göğsündeyken diğer elini kadınlığına götürüp yavaş yavaş okşayacağım seni. Yavaş ama sert olacağım. Beni bekletmenin cezasını keseceğim. E: Bu kadar mı? Kaya: bu kadar olması için yalvaracaksın. O ellerime dolaşan kilodunu yırtıp atacağım. Ardından vücudumuzu birleştireceğim. Sabaha kadar uyutmayacağım seni. Tüm İstanbul'da inlemelerin yayılacak. E: Dayanamıyorum. Kaya: Ben de öyle güzelim. E: Benim duş almam gerekiyor. Yarın görüşürüz.
