14

413 23 6
                                    

"Elif benim de gelmemi ister misin? Batuyu ekebilirim."
"Hayır. Onu tek başıma görmek istiyorum."
"İyisin değil mi?"
"Bilmiyorum. Şu an bişi hissedemiyorum. Çok heyecanlıyım."
"Al bi yudum su ic."

Dediği gibi yapıp sınıftan çıktım. Kimse görmeden yangın merdivenine girdim. İkinci kata çıktım.

Kaya: Neredesin?

E: İkinci katta seni bekliyorum.

Kaya: Geliyorum.

Nefesim daralmaya başladı. Çok korkuyordum. Ne yapacağımı bilmiyordum. Ellerim titremeye başladı. Ardından bir ses duydum. Merdiven boşluğundan baktım. Trabzanlarda bir el gördüm. Kaya geliyordu.

Yukarı çıkıyordu.

Son basamağı çıkıp döndüğünde beni gördü. Gözgöze geldik.

İkimiz de konuşmadan birbirimize baktık. Kaya bu durumu bozarak yanıma geldi.

"Sarışınım."

Onun dudaklarindan bu kelimeyi duymak kalbimi yerinden çıkarmaya yetti. Nefes bile alamıyordum.

Kaya belimden tutup kendine çekti ve sarıldı. Kollarımı boynuna doladım.

Gerginliğim biraz olsun gitmişti. Onun kollarında rahatlamıştım. Belime masaj yapar gibi elini gezdiriyordu. Diğer eli belime uzanan saçlarımın ucuyla oynuyordu.

Bir basamak yukarda olmama rağmen sarılmak için uzanmak zorunda kalmıştım.

"Doğru tahmin etmişim. Bu kadar güzel bir kızın başkasına ait olması imkansızdı."

Güldum. Sarılmayı bıraktık. Yüzümü inceliyordu. Utançtan yanaklarım kizarmisti.

"Utanma. Kıpkırmızı oldun."

Elimin tersiyle yanaklarıma dokundum. Ona bakamiyordum bile.

İşaret parmağı ile çenemi kendine çevirdi.

"Konuşmayacak misin?"

Böyle dediği için hiç konuşamadım.

"Ne desem bilmiyorum."

Gülümsedi.

"Sesin bile çok güzel."
"Ama böyle yaparsan ben utançtan ölürüm."
"Öyle mi küçük hanım? Yazarken hiç utanman yoktu."
"Ya aynı şey değil."

Merdivenlere oturdu. Ben de yanına oturdum. Elimi tuttu.

"İsmini artık öğrenebilir miyim?"
"Elif."
"Elif... Elifim..."
"Ya kaya yapma."

Yapma diyordum ama dudaklarına o kadar yakismisti ki adım.

"Yapicam. Bu ismi öğrenmek için İstanbul'dan geldim."
"Boşa gelmedin. Bir karşılığı olur elbet."

Kaya belimden tutup beni kendine çekti. Yüzlerimiz çok yakındı. Hemen gözlerim kapandı.

"Söylediğim her şeyi ve daha fazlasını yapıcam Elif."

Yanağıma hafif bir öpücük kondurdu. İstemsizce derin bir nefes aldım. Biraz geri çekilip gözlerimi açtım.

"Yanağımdan öpeceğini bilsem gelmezdim."
"İlk öpüsmemiz daha romantik bir yerde olsun diye düşünmüştüm."

Gülümsedim. Elim yanağında gezdi. Sakalları biraz uzamıştı. Parmağıma battılar.

"Biz zaten daha önce öpüştük. Hem de bu romantik olmadığını düşündüğün yerde."

Yanağındaki elimi tuttu.

"Dur bi dakika."

Kaya yüzüme uzun uzun baktı.

"Sarışın? Sen... Nasıl anlayamadım."
"Hatırladın mı beni?"
"Öğle yemeği için gelmiştin. Ortaokuldun o zaman."
"Evet."
"Ben son sınıfken görmüştüm en son ssni."
"Sonra o tatsız olay yasandi."
"Beni dinlemeden kaçıp gitmiştin. Bi daha da seni bulamamistim."
"Ben bulmamani istedim. Her maçına geliyordum. Ama karşına çıkacak yüzüm yoktu."
"Peki sonra ne değişti? Aradan onca yıl geçmiş. Yazmak nasıl aklına geldi?"

Yutkundum. Kafamı çevirip merdiven boşluğuna baktım.

"Elif?"

Tekrar ona döndüm.

"İlk tanıştığımızda cesur olmadığımı düşünmüştün. O zaman benim için  en cesaret gerektiren şey öpüşmekti. Onu da seninle yaptım. Ama o gün sınıfta seni görünce fark ettim ki öpüşmek senin için çok da cesaret gerektirmiyor. Sıradan bir olay. Bir daha yüzüne bakmaya bile cesaret edememistim. Sonra bir gün bu şekilde devam edemeyeceğimi fark ettim. Bana göre en cesaret gerektiren şey sana öyle bir fotoğraf atıp konuşmaya çalışmaktı. Belki beni... Yani ne bileyim cesaretimden etkilenirsin diye düşündüm."
"Etkilendim. Ama bunu her kadın yapsa etkilenmezdim. Beni yanlış anlama ama böyle bir şeyi ilk deneyen insan değilsin. Ama geri döndüğüm tek insan sensin."

Gülümsedim. Elini yanağıma koyup kendine çekti ve beni öptü. Dudaklarının sıcaklığını özlemiştim. Çok uzun bir öpücük olmadı.

"Akşam ne yapıyoruz?"

Ben hala öpücüğün etkisindeydim. O da fark etti.

"E ama sarışınım bir öpücükte hu kadar zaman kaybedersek diğerlerini ne zaman yapicaz."

Gülümseyip ona döndüm.

"Sabah annemler şehir dışına çıktı. Yarın akşama kadar gelmeyecekler. Yarın da haftasonu zaten. Bize gel. Benimle kal aksam."

Kaya'nın gözlerindeki koyulugu görebiliyordum.

"Eve gidince konum at."

Beni yakınına çekip kulağıma eğildi. Nefesiyle irkildim.

"Akşam çok cesur olman gerekecek. Şimdiden hazırlan."

Kaya sözünü bitirince ayağa kalktı. Bende yutkunup ayağa kalktım.

"He bu arada dün aldıklarını ben yedim."
"En azından doğru kişiye gitmiş."

Bir kez daha sarıldık. Önce ben çıktım. Aradan birkaç dakika geçince kaya da çıktı. Yusufun yanına geldiğini görebiliyordum.

"Abi orda ne yapiyordun?"
"Sigara."
"Heeee. Akşam ne yapıyoruz?"
"Akşam bir arkadaşa sözüm var."
"Of abi ya."
"Oflama eşşek sıpası oflama. Yarın akşam da beraber takılırız."

Abi kardeş ilişkilerine güldüm.

Sınıfa gidip olanları düşündüm. Ve akşam neler yapacağımızı....

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 21 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

yangın merdiveni/ yarı texting +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin